tag:blogger.com,1999:blog-30037030.post6373256369139856574..comments2023-08-17T16:00:18.065+03:00Comments on endiseliperi: her gün ayrı bir hikaye!endiseliperihttp://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comBlogger10125tag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-56970394678714234272007-06-20T17:23:00.000+03:002007-06-20T17:23:00.000+03:00pericim,son derece sıkıcı bir toplantıdan cıkıp ke...pericim,<BR/><BR/>son derece sıkıcı bir toplantıdan cıkıp kendimi sayfana attım, iyi de yapmısım. <BR/><BR/>evet babam daha uzun yıllar çalışabilecekken, ailenin bölünmesine bir yıldan fazla dayanamayıp emekli oldu ve tayin oldugu yerden bizi gecici olarak bıraktıgı anneannemin evine döndü. bu erken emeklilik kardeşim açısından şahane oldu ama babam epey bir bocaladı. birlikte hergün parka gider, uzun uzun yürürlerdi. bizim ufaklık da pek severdi yürümesini, hala da her yere yürür, binmez otobuse, tramvaya falan. tabii ufaklık degil artık 20 yaşında delikanlı. <BR/><BR/>bizimkiler eskişehir'de yaşıyor. ben ortaokuldayken kitap kiralayan iki tane yer vardı eskişehir'de. biri ben universiteye giderken bile (90'ların başı) hala faaldı. sonra sahibi öldü ve kapandı. taşra zamana daha geç yeniliyor sanki, iyi de oluyor. <BR/><BR/>ne güzel hayal etmişsin kabarık etekler falan :) anneannem henüz hastalanmamışken ve biz daha küçükken, her yaz başında ablamla bana basma etekler dikerdi. ben "benimkine illa cep de konsun" diye tuttururdum. ablam istemezdi. kiraz desenli cıvıl cıvıl kumaşlar alınırdı meşhur zeyneller kumaşçısından, bir günde dikerdi rahmetli anneannecim. (anneannemi de yazacağım bir gün.)<BR/><BR/>cok genc degilim ben yahu, 33 az mı? :)<BR/><BR/>tatlı bir mola oldu bu benim için. <BR/><BR/>ben de öpüyorum.neohttps://www.blogger.com/profile/07348572619340149378noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-84584473085144344272007-06-20T16:01:00.000+03:002007-06-20T16:01:00.000+03:00neolitik hanımcım, demek öyle. bir tür şirinlik mu...neolitik hanımcım, demek öyle. bir tür şirinlik muskasıymışsın! baban, iki yaşında çocuğu varken emekli oldu demek, ne kadar genç yaşta! ve bulunduğun yerde ve zamanda romanlar kiralanıyordu demek! şimdi sen böyle yazınca gözüme kerime nadir romanları, onların kiralanması, kabarık etekli müthiş romantik kızların o romanları iç geçirerek okuyuşları geldi. ama şekerim sen çok gençsin.<BR/>nasıl oluyor da oluyor?<BR/><BR/>öpüyorum.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-48584513070861700442007-06-20T01:27:00.000+03:002007-06-20T01:27:00.000+03:00ah peri,bu konuda ne düşünülebilir ki? bunun adı t...ah peri,<BR/>bu konuda ne düşünülebilir ki? bunun adı terörize etmek değil de nedir ki? oğlan üç yaşında falandı, bakıcı eline bırakmış anne psikolojisinde bir elektraydım ben de. her sabah ' ne getireyim sana?' diye sorardım. o da ' bir şey ' derdi. ben de bir şey alır getirirdim, üç dakika sevinir bıkardı. bir gün, tepem atık bir gün, ' adını koy ' dedim. ' bir şey'dedi yine. almadım hiçbir şey. haaa, yumurta tavuk hesabı, neden ben miyim, o mu belli değil bu hikayede. ama mutlu etmeyi istemek iki uçlu bir bıçak. onu da eksiltiyor, seni de deliyor. bazen başlarım psikolojine diyip dalmak istiyorum. ama ahhhhh, kıyamamak...<BR/>sevgilerimle.elektrahttps://www.blogger.com/profile/07038891568906189756noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-14113394715127509242007-06-19T15:17:00.000+03:002007-06-19T15:17:00.000+03:00peri,cocukların surat asma meselesi bana bunu bir ...peri,<BR/><BR/>cocukların surat asma meselesi bana bunu bir araç olarak kullanmayı denediğim bir yaz tatilini hatırlattı. galiba orta 2'ye gectiğim yazdı. babamın tayini cıkmıstı, bizi gideceği yere götürmeyecek, orada bir süre çalışıp emekli olarak dönecekti. ev taşıma, babamın başka bir şehirde yaşaması vs. yüzünden o yaz tatile gidemeyecektik ve ben bunu fena halde kafama takmıs vaziyetteydim. şımarık şımarık "ya niye gidemiyoruz yaa!" diyemedigimden, her öğleden sonra surat asmak ve ağlamak gibi bir yöntem bulmuştum o küçük ergen aklımla :) <BR/><BR/>hic sektirmeden, öğle yemegi sonrasi ranzanin üstüne tırmanır, yatağa kıvrılıp surat asmaya başlar, sonunda da ağlardım. sonunda annem-babam gelip soracak, "ah canım kızım sen surat asma, üzülme gideriz tabii tatile" diyeceklerdi, buna emindim :) ama babam yoktu zaten, annem de o aralar iki yaşlarında olan kardeşimle ilgilendiginden yaptıgım sacmalıgı terk fark eden, o sıralar hiç ama hiç geçinemediğimiz ablam olmuştu. birkac gun denedim ben bu surat asma işini, sonunda birgun ablam ranzanın merdivenlerine tırmanıp "sen ne yaptıgını sanıyorsun?" diye bağırmaya başladı. gidebilecek olsak zaten gidecegimiz tatil için böyle saçma bir şey yaptığıma inanamadıgını, "ben artık büyüdüm" diyerek hiiiç ortalarda dolaşmamamı, çünkü bir bebekten beter olduğumu filan söyleyip beni bir güzel haşladı. bir yetişkinden değil de üç yaş büyük birinden bu lafları yemek de benim aklımı başıma getirdi ve o yazı ablamla didişerek ama bir yandan da birlikte seçip kiraladığımız romanları okuyarak geçirdik :)neohttps://www.blogger.com/profile/07348572619340149378noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-90322633158529931932007-06-19T10:30:00.000+03:002007-06-19T10:30:00.000+03:00elektra, ben çocukların bizi mutsuzlukjla tehdit e...elektra, ben çocukların bizi mutsuzlukjla tehdit etmelerinden öyle bunalıyorum ki. o kadar konuştuktan sonra sessizce durup yine de surat asıyoırlar ya tepem atıyor. hayır, ben bu konuda böyle düşünüyorum, sen nasıl düşünüyorsun, diye soruyorum. ya da elimde olmayan nedenlerle çıkan bir engelle karşılaşınca neden cezalandırıldığımı anlamak istiyorum. çok kızıyorum o zaman. bu, bir insanı insafsızca ve sorumsusca üzmeye çalışmak demek. arçil'e diyorum bunu: şimdi, istediğin şeyi sana elinde olmayan sebeplerle veremediği için üzdüğün insan senin annen. yani teoride en çok sevdiğin kişi. ve sesimim ve düşüncelerimin heyecanına kaptırıp kendimi başlıyorum dırdıra. hay allah!<BR/><BR/>sarhoşluk konusunda ise insanın yüzünü kızartacak kadar berbat durumdayım. hay allah!<BR/><BR/>:)<BR/><BR/>sevgilerimle.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-22724651382475922972007-06-19T10:19:00.000+03:002007-06-19T10:19:00.000+03:00misoooo,ben, evet eskiden o baloncuklardan yapardı...misoooo,<BR/>ben, evet eskiden o baloncuklardan yapardım ama bünyem alkole karşı hiç direnemiyor şimdi. bak, alkol dedim diye bile hafif çakırkeyf oldum. neden böyle bilmiyorum. tatilden sonra check-up yaptıracağım. metabolizmamda ne eksik anlamıyorum. kahve bile içsem bedenim, öff ya, filan diyor. çok eğlendim yorumunu okurken.<BR/><BR/>bora, jale parla'yı, iyi ama edebiyatçı olmamasını bir dezavantaj olarak değerlendirmişti yanlış hatırlamıyorsam. <BR/><BR/>sana serin rüzgarlar gönderiyorum. tanrım miso'ya bir salıncak!<BR/><BR/>sevgilerimle.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-24798720089105783812007-06-19T10:03:00.000+03:002007-06-19T10:03:00.000+03:00sevgili ec,mutlu yıllar!!! sana da uğradım kutlama...sevgili ec,<BR/>mutlu yıllar!!! sana da uğradım kutlamak için. neşeli, sevgili, eğlenceli yıllar dilerim.<BR/><BR/>yazıyı yazdıktan sonra karmakarışık göründü gözüme. ama niyetim işte tam da dediğin gibi bir duygu vermekti. teşekkür ederim.<BR/><BR/>ben aslında bir-iki provadan ve ses alıştırmasından sonra çok konuşan biriyim. yani eskiden çok konuştuğum zamanlar olurdu. sabahlara kadar konuşurdum. yine konuşabilirim aslında ama ah o kaçışan, yaramaz sözcükler:))<BR/><BR/>sevgilerimle.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-61636505749017523252007-06-19T02:39:00.000+03:002007-06-19T02:39:00.000+03:00bugün oğlanı havuza götürecektim. bir kalktık ki, ...bugün oğlanı havuza götürecektim. bir kalktık ki, hava nane molla. gidin ama, bana güvenmeyin diyor. oğlan caz yaptı, lanet okumalara kalkıştı. ben çok kızdım. evde bodurdanıp duran insanı hiç sevmem. sen de sevmezsin. yazmıştın önceki yazılarından birinde. bu çağrışım aldı beni sana getirdi, poyrazköy'ü okudum. girdim google'a aradım taradım, vapur bile varmış sarıyer'den oraya. hadi dedim, gidiyoruz. ama yemedi sıpa. yakında bir yere gittik. sustu.<BR/>ama ben gitmeyi çok istemiştim. senin fotoğraf gibi bir viking fotoğrafı çektirip miso'ya, bak bende de var demek istemiştim. şimdi miso baloncuk yollamış ya sana, bira baloncuğu. benden de geldi sana biraz o baloncuklardan.demem o ki, bir biraya yorma sarhoşluğunu. miso kedicik ve ben yaptık:)Pelektrahttps://www.blogger.com/profile/07038891568906189756noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-65312402629678357692007-06-18T23:07:00.000+03:002007-06-18T23:07:00.000+03:00O sırada miso endişeli perinin saçındaki salıncakt...O sırada miso endişeli perinin saçındaki salıncakta sallanıyordu. Bütün gün bu insanlara bakıp durdu, aynı şeyleri yaşadı, sürekli içip durduğu için etrafını saran bira baloncukları periyi sarhoş etti ama peri kendi içtiği biradan sarhoş olduğunu zannetti, diğerleri dalga geçti, miso kıs kıs güldü. <BR/><BR/>Sonra miso okuldayken çok sevdiği Jale Parla'yı hatırladı. O nasıl bir insandı öyle? Yok, insan değildi, o bir elfti. Miso ne şanslıydı, ondan ders alabilmişti. <BR/><BR/>Miso çok şanslıydı, ece'nin dediği gibi perinin estirdiği serin ve muhteşem rüzgarda sallandı bu yazıyı okuyunca.<BR/><BR/>marruumisohttps://www.blogger.com/profile/03023153123722971016noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-65536152120183160652007-06-18T11:39:00.000+03:002007-06-18T11:39:00.000+03:00endişeli peri, biliyorum öyle değildir hayat ama s...endişeli peri, biliyorum öyle değildir hayat ama seni okudukça serin bir rüzgar esiyor gibi oluyor bana, hamaklarda sallanasım falan geliyor. iyi geliyor yazdıkların ki mesela nasıl gülümsedim hemingway'i anlatmak isterken sözcükleri toparlayamamana, aynı şey bende de var, yazsam hep keşke deyip duruyorum, herkese, hep yazsam, konu kapansa:)ece ararhttps://www.blogger.com/profile/11498182433639819826noreply@blogger.com