tag:blogger.com,1999:blog-30037030.post909133338640982014..comments2023-08-17T16:00:18.065+03:00Comments on endiseliperi: dostoyevski: ezilmiş ve aşağılanmışlar. ayrıca kahve, ergenlik hali, eşya psikolojisi şu bu...endiseliperihttp://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comBlogger66125tag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-1695373573507639292012-02-25T12:17:50.211+02:002012-02-25T12:17:50.211+02:00Çok yakışıklı kereta ;)Çok yakışıklı kereta ;)Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-65178787400956753882012-02-23T20:13:13.229+02:002012-02-23T20:13:13.229+02:00:) teşekkürler melike.
sevgiler.:) teşekkürler melike. <br />sevgiler.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-41448120587826582372012-02-23T18:49:56.623+02:002012-02-23T18:49:56.623+02:00'"bir guvenlik acigi olarak cocuk" :...'"bir guvenlik acigi olarak cocuk" :)) peri bayiliyorum sana. <br /><br />melikeAnonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-538435579137383602012-02-17T20:34:25.995+02:002012-02-17T20:34:25.995+02:00:)
özledin mi beni, guguk kuşum? ben de seni özled...:)<br />özledin mi beni, guguk kuşum? ben de seni özledim.<br /><br />bu aralar yine tuhaf işler içindeyim.<br />şöyle kolaylayım, geleceğim.<br /><br />şimdi banyodan çıktım. banyo yapmak ne kadar güzel bir şey:) bir de mistik çay yaptım kendime. film arıyorum izleyecek. demet'ciğim sabrina filminden klip göndermiş, sağolsun. bulursam filmini izleyeyim yine. sanki tam da o havadayım.<br /><br />sen söyle, ne hakkında bir yazı okumak istersin yazarsam. kafam öyle dağınık ki, buradan da epey uzaklaşmışım, yazayım istiyorum ama kendimi veremiyorum hiç. sen söyle, onu yazacağım, söz:)<br /><br />öpüyorum çok seni ve kızları. ufaklığı hele çok, çok öperim:)<br />sevgiler hepinize.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-48338481421901742662012-02-17T19:47:05.106+02:002012-02-17T19:47:05.106+02:00ufff nerelerdesin?ufff nerelerdesin?guguk kuşuhttps://www.blogger.com/profile/01362689601733397657noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-11370835520127201862012-02-15T00:44:03.346+02:002012-02-15T00:44:03.346+02:00rica ederim, k.'cığım:)kadıköy her zamanki gib...rica ederim, k.'cığım:)kadıköy her zamanki gibi çok güzeldi. masamda yaşlı bir amca da kek yiyip çay içiyordu. birlikte, meydanda müzik yapan bir grubu dinleyip, izledik sessizce. neden sonra o, eh, artık iyice avrupalı olduk, dedi:) bir şey demedim.<br /><br />şiir konusunda bir şey demeyeyim. senin şiire yatkın bir doğan olduğunu biliyorum. yoksa o kısacık tren manzaralarını bana öyle anlatamazdın. ne demek istediğini anlıyorum. şiiri olmayan insanlardan, nesnelerden pek hoşlanmıyorum sanırım ben. dünyaya aşkla bakıp, ondaki şiiri görmeyi umursuyorum. yoksa çok anlamsız her şey. ama ne demek istediğini çok iyi anlıyorum, bunu bil. ama şimdi onu konuşacak halde değilim. midem ağrıyor. ilaç aldım. umarım geçer de uyuyabilirim. çünkü yarın epey işim var. ay yok bugün. zifiri karanlık. ıslak bir soğuk var havada. perdeleri kapattım. film izleyemedim bu akşam. okudum. yarın perdeleri hiç açmadan ve odadan hiç çıkmadan lambanın altında okuyup yazacağım. eğer kettle'ı da odaya getirirsem, mutfağa hiç gitmem gerekmez. yemek de var. iyiyim, ama şu midem de iyi olursa süper olacak.<br /><br />aldıklarım hala poşette duruyor, çıkarmadım bile. teşekkür ederim, k'cığım.<br /><br />çok öpüyorum seni.<br />çok, çok sevgiler.<br />tekrar diyeyim, "kücük, siradan hikayelerdeki siirselligi seviyorum. mektuptaki lapa lapa yagan kar gibi." bunu anlıyorum ve çok seviyorum. ama iyi şiirler çok yücedir. diz çöktürtür insana. ben bir gün baudelaire'i gerektiği gibi anlayıp çok seveceğime inanıyorum.<br /><br />tekrar sevgiler çok.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-75082127660113240172012-02-14T13:58:46.710+02:002012-02-14T13:58:46.710+02:00pericim,
ne güzel alisveris yapmissin:) aynen ben ...pericim,<br />ne güzel alisveris yapmissin:) aynen ben de erkek ve cocuk reyonunda daha cok sey buluyorum. <br />dün sana yazdiklarim yine yok oldular, üstünden biraz zaman gecince ancak yazabiliyorum yeniden. <br />baudelaire konusunu sana sorunca ve de yazdiklarini okuyunca, anladim ki ben aslinda pek sevmiyorum onu. genelde de siire cok düskün degilim. bazen okurum, hosuma da gider, ama fazla tahammül edemem, birakirim. herseye cok fazla cok fazla anlam yüklenmis gibi geliyor. (ama, bu mesele basima gelince gizli gizli edip cansever okudum.)<br />galiba, benim yiyebilecegim sey siir degil. kücük, siradan hikayelerdeki siirselligi seviyorum. mektuptaki lapa lapa yagan kar gibi. <br /> <br />güle güle kullan aldiklarini,<br />kadiköy yazisi yazdigin icin tesekkürler,<br />cok öpüyorum.k.noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-64333340706177640772012-02-13T19:16:03.894+02:002012-02-13T19:16:03.894+02:00biraz önce kadıköy'den geldim. ne yorgunluk! ş...biraz önce kadıköy'den geldim. ne yorgunluk! şarap almıştım, bir akdeh koydum şimdi. şuursuzca çayı da demlemişim baktım ki. eti, ekmeği, antep salçasını, tina'nın kumunu, hep aldım. banka, postane işlerini hallettim. mudo'dan arçil'e yine iki nefis tişört aldım. çok da ucuz değildi ama öyle güzeldi ki desenleri, rengi. krem rengi, yumuşacık bir kazak da aldım arçil'e. kendime de tül kadar ince, siyah bir tişört aldım, erkek reyonundan. sevdiğim tişörtler, giysiler ya erkek ya da çocuk reyonunda oluyor. bir de gri, kocaman, elbise ve palto arası bir şey aldım. göğüs altından büzgülü bir şey. aynaya bakıp yakıştı mı yoksa afgan sirkinden kaçmış bir eleman gibi mi görünüyorum bilemediğimden bir kıza sordum. çok yakıştı, diyince aldım. kasanın arkasındaki capcanlı turuncu bir bereyi, orada ayna olmadığı için sıradaki birine sordum, oldu bence, diyonce onu da aldım.<br /><br />iş bankası kitapçısına uğrayıp, dostoyevski'nin 'öteki' kitabını aldım. <br /><br />bülent'le çay içip, sevdiğimiz tahinli cevizli çöreklerden yiyerek sohbet ettik. yanımızda canı sıkılan iki hanım da başları bize dönük, sus pus bizi dinleyerek çay içince bülent pek konuşamadı. ben hiç aldırmam. bülent'le konuşacağımız konu hiç bitmez. başka bir zaman, benim alışveriş işimin de olmadığı bir zaman tekrar buluşup, uzun uzun konuşmaya karar verdik. bir ara bülent'e de sorarak her zamanki gibi sayısal lotoyu doldurdum. o, yeni bir şair keşfetmiş, onu inceledim. çok güzeldi. önce her zaman şarap aldığım amcaya uğradım. sağolsun, poşetleri birbiri içine koymamda, büyük bir poşet bulup, küçükleri onun içine yerleştirmem de yardım etti. saçımı düğüm yaptım bu sırada da, yanında toka yok mu, diye şaşkınlıkla sordu. bir hanımın yanında hep tokası olmalıymılş:) yapı kredi'ye uğrayıp arkadaşımın şiir kitabını sordum. yokmuş maalesef orda. telefonla galatasaray'daki şubeyi aradı, orada varmış. telefonumu aldı, beni arayacak geldiğinde. zahmet verdiğim için çok mahcup oldum, ama artık gele gide beni tanıdığından, zevkle yardım ettiğini söyledi.<br /><br />otobüsün en arka koltuğunda yer buldum, çok şükür. paketleri arkaya koydum. terli, zonklayan başımı soğuk cama dayayıp eve kadar geldim. çok yorulmuşum. telefonumu evde unuttuğumdan arçil çok merak etmiş. hemen dolaptaki yemeklerden ona yemeğini hazırladım. ben de şimdi kendime omlet yapıp, kahvaltılık bir şeyler de hazırlayıp tabağa, odaya geçeceğim. evde olmak çok rahatlatıcı, huzur dolu bir şey. eve her gelişimde sanki kaf dağına ulaşmak için engellerle, tehditlerle mücadele etmiş de sonunda amacına ulaşmış biri gibi rahat bir nefes alıyorum. ev, arçil, tina, balıklar iyi. bugün de her şey yolunda. çok şükür.<br /><br />yıllar sonra bu günlükleri okuduğumda, kadıköy ve ev arasında yaptığım bu rutin yolculukları, halleri, biraz hüzünlenerek, çokça sevecen bir duyguyla okuyacağım sanırım.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-13822621366552082712012-02-11T09:08:30.253+02:002012-02-11T09:08:30.253+02:00hah! evet. sen kelimeleri yiyemiyor musun!? şaka ş...hah! evet. sen kelimeleri yiyemiyor musun!? şaka şaka:)<br /><br />şiir konusunda hiç ileri geri konuşmayayım ben. allah hakkında konuşmak gibi biz fanilerin fikir yürütmesi kadar çocuksu ve yetersiz geliyor bana. hocan belki, yaşamsal bir eylemde bulunmak gibi gece gündüz o şiiri aklından geçirmekten, nabzının ritmiyle şiirin ritmini eşzamanlı yapacak kadar onu tekrarlamaktan ve bilinçli olarak düşünmesen bile öylece şiirin anlamına vakıf olup onu kalpten anlamaktan bahsediyordur. <br /><br />benim baudelaire'i anlamak için yardımcı kitaplarla onu okumak şeklinde bir planım vardı. yalan oldu. belki yeterince okumadığımdan belki çeviri şiir okumak zorluğundan, onu anlamıyorum. anladığımı sanıyorum ama başka anlayanlara bakınca hiç anlamadığımı kavrıyorum.<br /><br />belki iyi şiir kutsal ayetler gibidir. borges'in açıldıkça çoğalan kitabı gibi tüm derinliğini kavramak zordur. her okuyuşta başka bir katmanla karşılaşıyorsundur. hem kar gibi, her zihnin sıcaklık ve nem dereceleri farklı olduğu için herkes için farklı bir anlam kristaline bürünüyordur o şiir.<br /><br />bugünkü konseptimiz kar kristali oldu:) bu iler tutar yanı olmayan yorumları işe yarar hale getirmek için sana baudelaire şiiri yanında yemek için walter benjamin'in pasajlar'ını önereyim. şimdi aklıma sadece o geldi. belki bu durumda sindirim sorunu yaşamazsın.<br /><br />öpücükler sana. sevgiler.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-72294103154193448002012-02-11T08:49:07.311+02:002012-02-11T08:49:07.311+02:00günaydın sevgili k,
bugün istanbul'da güneş aç...günaydın sevgili k,<br />bugün istanbul'da güneş açtı ve çatıların üstündeki kar yama yama eriyor. şimdi çatılara baktım sana bu bilgiyi vermek için ve yine o adamı gördüm. apartmanın çatısına çıkmış, çatıya konmuş güvercinleri kovalıyor yine elini, kolunu savurarak. 'gölgesizler' kitabındaki deliyi andırıyor biraz. öylesine amaçsız ve nedensiz görünüyor yaptığı iş. belki de bütün delilerde olduğu gibi bizim haiz olmadığımız başka bir evrenin kurallarıyla işliyordur aklı. küçükken aklımdan geçen düşünceleri başkasının bilemeyecek oluşu hem bir güven verirdi bana, hem de korkuturdu. sanırdım ki diğer insanlar hangi eylemde bulunuyorlarsa o eylemin ucu hassas, görünmez, organik iplerle zihnindeki düşünceye bağlı ve akıllarında sadece yaptıkları eylem kadar düşünce var. oysa ben başka düşüncelere de sahiptim. aklımın ipleri yoktu ve bu demektir ki, delirmeye yatkındım. belki de doğru bir açıklamadır; bahçede can sıkıntısından, dokuz yaşındayken ulaştığı.<br /><br />ama benzer bir delilik evrenine tabiysek güvercinleri kovalayan bu adamı niçin anlamıyorum? her bir kar kristali gibi farklı bir deliliğe sahiptir belki deliler de.ancak bilimadamları araştırmış, wisconsin eyaletinde birbirinin eşi iki kar kristali keşfedilmiş zamanında. belki de yek diğerimizi aşkla aramamızın mantığı budur; aynı akla değil, aynı deliliğe sahip ikiz kar kristalini bulmak için uğraşıyoruzdur.<br /><br />uçuyorum tabii şimdi. sabah uçuşu:)hayatında karı ilk kez sesli okunan bir mektupta hayal eden biri için kar rüyalar alemine ait bir şeydir de ondandır bu. uzak ve soğuk bir şehre, üniversiteye giden ablamın bize gönderdiği mektuptaki, hafif, minik, kuyrukları kıvrımlı el yazısıyla yazdığı mektupta geçerdi ilk kez kar ve orada 'lapa lapa' yağardı. ne zaman kar yağsa o mektubu hatırlarım ve aynı büyü evrenine dalarım.<br /><br />ben salep sevmediğim için unutmuşum geçen gün almayı. tadını sevmem de fikri hoşuma gider diye içmek isterim salebi. evet, hayat hatırladıklarımız ve unuttuklarımızla geçiyor. en sonunda elene elene, unutula unutula aklimizda son bir hatıra kalıyordur belki: rosebud.<br /><br />öpüyorum ben de seni.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-46415115974539002702012-02-10T20:57:43.657+02:002012-02-10T20:57:43.657+02:00sana birsey sormak istiyorum,
sen bazen bir kitab...sana birsey sormak istiyorum, <br />sen bazen bir kitabin bir sayfasini yemek istediginden bahsetmistin. gecenlerde bana bir hocam, her gün bir tane baudelaire siiri yemem gerektigini söyledi. yani onunla mi besleneyim demek istiyorsunuz dedim, agziyla birsey cigniyormus gibi yapip hayir hayir yemen gerekiyor böyle dedi. bir ay boyunca her gün bir tane yiyeceksin dedi. sana danismaya karar verdim, cünki ben yiyemiyorum. baudelaire'i yeterince sevmedigim icin yiyemiyor olabilir miyim? yani bir siir nasil yenir ki?<br />k.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-31845563723519157882012-02-10T20:40:35.371+02:002012-02-10T20:40:35.371+02:00peri,
burda hava cok soguk, - 20 derece gibi geldi...peri,<br />burda hava cok soguk, - 20 derece gibi geldi bana. ve kar falan yagmadi. bütün günü disarda gecirmek zorunda kaldim üstelik, salep bile yapamadim. ne yapalim, bazen de böyle geciyor hayat. ama sehir bu soguk rüzgarla cok tatsiz.<br />öpüyorum seni, <br />k.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-6721169954905856162012-02-10T07:48:24.546+02:002012-02-10T07:48:24.546+02:00günaydın ka.'cığım. şimdi sabah çok erken. her...günaydın ka.'cığım. şimdi sabah çok erken. her taraf bembeyaz kar. evler, bir şeye maruz kalan çocuklar gibi çocuklar gibi sessiz, kar içinde. beyazlığın içinde turuncu ışıklar görünüyor pencerelerde yer yer. çok güzel. <br /><br />çayı demledim. donducudan minik sandiviç ekmeklerinden çıkardım. tost makinesinde çözülüyorlar, birazdan içlerine peynir koyup kahvaltı tepsisini hazırlayıp arçil'i uyandıracağım. tina ve arçil derin bir uykuda şimdi. <br /><br />saat çaldı ve sanki bu sesle birlikte kuşlar uyanıp uçmaya başladılar. çatılara konarken karları sıçrattılar.<br /><br />...<br />kahvaltı hazır. arçil bir beş dakika daha istedi:)<br />...<br />benim kitaplığımda, hiç girmediğimiz salonda, ka'cığım. ama gerekli kitaplar yatak odasında, mutfakta yığılmışlar. evi düzenleme telaşına düştüğüm her seferinde kucak kucak geri götürüyorum onları. <br /><br />orada kuzeninin olması ne şans! çok da yalnız hissetmiyorsundur kendini.<br /><br />orada da kar başlamıştır belki. yarından sonra artık burada kar yağmaz diye ümit ediyorum. artık bitsin gerçekten. fena değildi, güzeldi, ama çok da yerleşik bir ilişki çok sağlıklı değil karla:)<br /><br />arçil'i tekrar uyandırayım ve ev mesaisine başlayayım ben artık:)<br /><br />öpücükler, sevgiler.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-79221292551754296122012-02-09T18:56:20.829+02:002012-02-09T18:56:20.829+02:00a, ben hemen kitapligimin yerini degistirmeliyim o...a, ben hemen kitapligimin yerini degistirmeliyim o zaman! iyi ki söyledin bunu. <br /><br />aslinda ben de, bu tren yolculuklarinda fotograf cekmeyi ve yazmayi falan düsünmüstüm. ama sonra vazgectim, ya üsendim, ya da o kadar cok sevdim ki, ne yapsam tam anlatamam gibi geldi. <br /><br />simdi kuzenimi arayip yarin bana salep getirmesini istedim. tabi bana süt yasak oldugundan soya sütü kullanirim ve tam bir salep olmaz ama sorun degil. olur o. yarin burda da kar yagacakmis. <br /><br />arcilin iyi olmasina cok sevindim. <br /><br /><br />cok tesekkürler dileklerin icin,<br />öpücükler, sevgiler<br />kaAnonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-6203391123165214852012-02-09T16:21:16.729+02:002012-02-09T16:21:16.729+02:00çok haklısın, ka'cığım. ben de bir arkadaşım y...çok haklısın, ka'cığım. ben de bir arkadaşım yeni bir eve taşındığında ilk sorduğum soru (duvarları ne renk boyayacaksından sonra) "manzarası ne?" olur. bir evi de aynı mantıkla dizayn etmemizi önerirler aslında. eve girdiğinde gördüğün tablo, en çok bulunduğun ortama kitaplık koymak, mutfakta yararlı yiyecekleri hemen görünür yere yerleştirmek...<br /><br />şimdi sen anlatırken bile nasıl hoşuma gitti o tren görüntüleri. bir film izliyor gibi etkilendim. keşke fotoğraf makinan hep yanında olsa, hep fotoğraflarını çeksen, sonra yazsan bunları da.<br /><br />ka.'yı evet ben de çok sevdim. k, sevdiğim bir harf. bir ara gazetede yazı yazıyordum. kendi adımla yazmayayım dedim yine, zeyneb k. gibi bir isim uydurmuştum. başlı başına, kendi kendine, güçlü bir şeyi ifade ediyor sanki k harfi. belki dediğin gibi bu, kafka nedeniyledir sadece.<br /><br />doğumgününd eumarım, yine de güzel manzaralar pencerende.<br /><br />öpücükler, sevgiler.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-46239994870045870012012-02-09T16:15:23.184+02:002012-02-09T16:15:23.184+02:00günaydın pa'cığım:)
nasılım acaba? sabah karı ...günaydın pa'cığım:)<br />nasılım acaba? sabah karı görünce mutlu oldum mu? hayır. çünkü sabırsızlanıyorum artık, bahar gelsin istiyorum. her kar yağışında baharın gelmesine daha çook varmış gibi hissediyorum. sabah yine erkenden uyandım ama, direttim, uyumaya çalıştım ve geç vakte kadar uyudum. arçil'i de okula filan göndermedim:) bu havada okul mu olurmuş, canım! insan miskin miskin yatmalı. büyük kahvaltı hazırladım, oğlumla kahvaltı ettik güzelce. şimdi dışarı çıkacağım sıkıca giyinip. markete gideyim istiyorum akşam yemek için. yoksa çıkmasam da erişteli yeşil mercimek yemeği mi yapsam diyorum ya, arçil'e bir danışırım şimdi. o elbette, makarna isteyecektir:)<br /><br />hmm.. puck konuşmamızı hatırladım:)<br /><br />ee, güzle bir gün geçiriyorsun sen. çorba içip ah güzel istanbul izlemek kadar keyifli ne olabilir. hem dışarda sevdiğin gibi kar yağarken... o filmi çocukken izlemiştim. şarkısını çok sevmiştim: "ben bir küçük cezveyim, elden ele gezmeyim. verin benim yarimi, boynu bükük gezmeyim." acıklı bir şarkı. film güzeldi diye hatırlıyorum. ayla algan hakkında dediğin her şeye katılıyorum. yüzüne bakınca bir tür kamaşma ile içinde bulunduğu filme yabancılaşıyoruz sanki, dediğin gibi sadece yüzü ön planda oluyor.<br /><br />acıklı hikayeler benim de hoşuma gitmiyor bu aralar. çok kaçıyorum onlardan. az önce ayşegül msn'den corinna corinna2yı izledin mi, diye yazdı. izle bak, mutlu eden bir film, dedi:) sanırım herkes bu havada.<br /><br />aşırıcılar filmini google'a sorarsan seni yönlendirir. bana kalırsa her şeyi bırak, onu izle derim. ben şimdi, yeniden izleyebilirim hatta. ama rock hudson'li doris day'li film bulursan, adresini bana da söylersen ben de izlerim. çok severim o filmleri. rock hudson'ın miyop gözlerini kısıp gülmesi ne tatlıdır.<br /><br />hadi sen salep yap kendine. ben de markete bakayım, salep varsa alayım. iyi aklıma getirdin.kestane vardı evde ama beğenmedim onu, şöyle başka cins bir kestane bulursam, ondan da alayım. bugün tüm ev keyif halindeyiz:)<br /><br />öpüyorum çok seni.<br />sevgiler.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-83647277718083693472012-02-09T15:43:32.830+02:002012-02-09T15:43:32.830+02:00peri, bence, bir insanin pencereden bakinca ne gör...peri, bence, bir insanin pencereden bakinca ne gördügü, gündelik hayatin ennn önemli ayrintisidir. bu herseyi etkiler, degistirir. pencerene yakin bir agac varsa, hayatin bambaska olur. ve zaman mevsimlerle pencereden akar, evet, ne güzel bu. <br />simdi yariyil tatili, trene binmeyecegim yani dogumgünümde. ama gercekten bazen cok büyülü oluyor. sonbaharda mesela, kiarostaminin bir filmini seyrediyordum trende. film baharda, iranin bir köyünde geciyordu. trenin penceresinden hizla akan sonbahar da o kadar güzeldi ki hangisine bakacagimi sasirmistim. <br />bir kere de cok erken bir saatte kosa kosa yetismistim trene. hava daha aydinlanmamisti, lapa lapa kar yagiyordu. garda biri noel sarkilari caliyordu. trenin penceresinden gördügüm bembeyaz bir geceydi, ama tek tük eski sokak lambalari cok uzaklardan bile seciliyordu. <br />ka. <br />( orhan pamuk'u hatirlatiyor ama gene de hosuma gitti benim bu ka.)Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-43615908788650249682012-02-09T15:18:53.953+02:002012-02-09T15:18:53.953+02:00Günaydın Peri, nasılsın?
Günaydın dedim ya, kaç s...Günaydın Peri, nasılsın?<br /><br />Günaydın dedim ya, kaç saat oldu aslında uyanalı. Hayata karışmaya yeni karar verdim de ondan günaydın diyorum. Kara uyanmak kadar güzel bir şey yok, değil mi? Kafam dağınık biraz, biraz da keyifsizim, parça parça yazıyorum o yüzden. <br /><br />Yazını tam da sevdiğim birileri uzun uzun yazmış olsa da okusam diye içimden geçirdiğim bir zamanda gördüm, iyi oldu, kahvemi elime aldım, koltuğuma kurulup okudum. Dostoyevski melodram derken hemen altına koyduğun resmi görünce kahkahayı bıraktım. Geçen sene bu zamanlardı değil mi, seni Puck'a benzetişim aklıma geldi, daha çok güldüm. :)<br /><br />Sabah yataktan çıkmadan kitap okudum, rüzgar uğulduyordu dışarda. Şimdi de bir yandan çorba içip Ah Güzel İstanbul'u izliyorum, bir arkadaşım tavsiye etti, daha önce hiç izlememiştim. Çocuksuluk, beceriksizlik ve derme çatmalık ve her şeye rağmen eskilerden gelen bir oturmuşluğun hafif izleri var bu filmde. Kadın - erkek meselelerinin hastalığına hiç girmeyeceğim, keyfimiz kaçmasın. Ayla Algan'ı pek severim de oyuncu olarak değil, insan olarak. Elbette çok iyi bir oyuncu, sesi yüzü o kadar fazla, o kadar baskın ki yaptığı her rolün önüne geçiyor sanki. Garibanlık edebiyatı hoşuma gitmiyor, kimseye acımak üzülmek istemiyorum film izlerken. Onun için gayet yüzeysel, sabun köpüğü, iddiasız yahut tek iddiası eğlendirmek olan filmlerden hoşlanıyorum, şimdi başladım diye bitirmek zorunda hissediyorum kendimi ama, bu filmden sonra hemen Ayhan Işıklı Belgin Doruklu bir komedi filmi açacağım yahut Rock Hudsonlı Doris Dayli :) Geçenlerde Neo'yla da konuşmuştuk, gerçekten güzel romantik komediler yapılmıyor artık diye. Kim var iyi yenilerden, Billy Crystal ve Woody Allen'ı yeni saymazsak eğer? <br /><br />Aslında Miyazaki'nin yeni filmini izlemeye geldim buraya, sende linki vardı diye hatırlıyorum ama durur mu canım onca zaman, tabii yerine bir sürü yeni film gelmiş. <br /><br />Ben filmime geri döneyim. Sabırla bitmesini bekleyip sonra da kendime salep yapayım. Kar bir acayip, dökülür gibi yağıyor, şaşıyorum. <br /><br />Sevgilerimle Peri.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-83481030826176562432012-02-09T14:32:29.139+02:002012-02-09T14:32:29.139+02:00ka'cığım, kar ve fırtına var şu an burada. zam...ka'cığım, kar ve fırtına var şu an burada. zaman, mevsimlerle çok farkedilir şekilde şu pencerenin önünden akıp gidiyor sanki. bir süre sonra pırıl pırıl, masmavi bir gökyüzü olacak, kuşlar uçup duracak, ne oluyorsa, hemen şu pencerenin önünde oluyor sanki. <br /><br />doğumgününde trene binecek misin? pencereden bakacak mısın acaba? bana çok büyülü geliyor o halin. <br /><br />sevgiler çok.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-72756353185932335842012-02-09T14:25:12.127+02:002012-02-09T14:25:12.127+02:00serpil'ciğim, ne sevindim seni gördüğüme. umar...serpil'ciğim, ne sevindim seni gördüğüme. umarım iyisin.<br />ben o kadar da kadıköylü olmadığım için eski halini bilmiyorum. şimdiki penguen bana, ankara'daki kitapçıları hatırlatıyor biraz da ondan seviyorum. o loşluğu, sakinliği, görevlilerinin hali...<br /><br />bir gün karşılacağız demektir bu:) ama ben evden daha sık çıkmalıyım bunun için. bankaya uğramam lazım diğer kredi kartının son ödeme tarihi geliyor. ama bu kar gözümü o kadar korkutuyor, yolda geçen zamandan öyle ızdırap duyuyorum ki, hep erteliyorum.<br /><br />biz de seni çok öpüyor,<br />sevgilerimizi yolluyoruz.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-50012293490744017882012-02-09T12:22:16.569+02:002012-02-09T12:22:16.569+02:00peri, cok tesekkür ederim güzel dileklerin icin.
ö...peri, cok tesekkür ederim güzel dileklerin icin.<br />öpüyorum seni,<br />k.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-21629485798182713432012-02-09T11:19:01.198+02:002012-02-09T11:19:01.198+02:00Pericim, Penguen'in ilk açıldığı zamanı hatırl...Pericim, Penguen'in ilk açıldığı zamanı hatırladım şimdi, hatta indirim kartı vermişlerdi hep oradan alışveriş yaptığım için, o zaman Bahariye'de bir pasaj içindeydi, sonradan şimdiki yerine taşındı, ben de çok severim o kitabevini, ayak izlerimiz hep aynı yerlerde demek ki :)<br />Öpüyorum Arçil'i, Tina'yı ve seni.serpilhttps://www.blogger.com/profile/09393626586208803643noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-42022839998968425312012-02-08T22:37:05.485+02:002012-02-08T22:37:05.485+02:00demet'ciğim çok kolay gelsin sana. dinlenmiş, ...demet'ciğim çok kolay gelsin sana. dinlenmiş, anneni görmüş oldun ya, hiç zorlanmadan geçer iş.<br /><br />yok sıkmıyorum da, sınav için ondan daha çok endişeleniyorum. onun bu kendine çok güvenli hali, beni biraz endişelendiriyor. o kadar yoksa.<br /><br />öpücükler, sevgiler.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-86627769675984191782012-02-08T22:29:21.678+02:002012-02-08T22:29:21.678+02:00kahverengi,
unutmuşum demeyi; 40 yaş yaşlanmak dem...kahverengi,<br />unutmuşum demeyi; 40 yaş yaşlanmak demek olur mu hiç! amanın:)hiç değil. sakın bunu düşünüp üzülme. insan aslında zor büyüyor, ben daha yeni yeni idrak ediyorum çoğu şeyi. bunu demeyi unutmuşum da ondan sıkıldığım bir filmden dönüp sana geldim. şimdiden çok kutluyorum yeni yaşını; sağlıklı, mutlu, içinden neşe taşan günler diliyorum bu yıl senin için.<br /><br />sevgiler çok.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-30037030.post-31013192245094190382012-02-08T22:08:52.503+02:002012-02-08T22:08:52.503+02:00Canım Perimmm, çok teşekkür ederimmm, aklından geç...Canım Perimmm, çok teşekkür ederimmm, aklından geçivermek ne güzelll...<br />Doğrusu ya; beslendim hem bedenen, hem ruhen Kayseri'de; zaten mevcut kiloma bolca kattığım kilolar bile görünmedi gözüme.. ;)<br />Annelik hakkında yazdığın cümlelere de katılıyorum birebir; hem zor hem de emekliliği dahi olmayan bir meslek; ahh ne zordur onları ellerindeki en kıymetli zamanları israf etmemeleri için, azıcık olsun ikna edebilmek... Ama öyle hissediliyor işte galiba o yaşlarda; en doğruya artık(!) kesinlikle ulaştıkları zamanlarmış gibi hissediliyor... Çok sıkma sen canını, elinden geleni yapacaktır illaki eninde sonunda; belki O'nun açısından en doğru zamanda...<br />Gerçek annelikten kastım da bundan ibaret idi zaten benim, O'nun için; en iyisini isteyebilmek ve bu uğurda elinden gelen, imkanlarınca her türlü desteği verebilmek... Daha ne olsun ki...<br />Ahh, burada dinlenmeye hiç vaktim olamadı ne yazık ki, Pazar gecesi dönüp, sabah iş başı yaptım hemen, hem yine birikmiş bir dolu dosya yığılı masamda... <br />Teşekkür ediyorum sıcacık karşılaman için, bolca sevgilerimi yolluyorum ben de sana...dgülhttps://www.blogger.com/profile/14980564375924015299noreply@blogger.com