Cumartesi, Temmuz 22


Canım oğlum Ada'da. Buraya dönmeyi istemedi ne kadar ısrar etsem de. Babasıyla vedalaşma hikayesini ömür boyu unutmayacağını düşünürsek, sadece ona ait çok özel bir zaman bu. Babası kafa tutmuş doktorlara yine ve ne kadar engellemeya çalışsalar da eve, Ada'ya dönmüş haftasonu için.

Evde kargaşa var ki Arçil, bir arkadaşlarında kalıyor. Bahçesinde kümesler, kümeslerde de bir sürü tavuk horoz varmış. Tavşanlar oynuyormuş bahçede. Aylaklık yapıp kitap okuyormuş Arçil. Robin Hood kadar iyi ok atabilmek için çalışacakmış öğleden sonra. Akşamları bilardo oynuyormuş. Bora kadar iyi bilardo oynayabilmek istiyor.

Denize giderken krem sürmüyordur, meyveleri yeterince yıkamıyordur muhtemelen, geçen gün hasta olmuştu. Bir sürü kafa ütüledim. "Öff yaa anne, iyiyim, idare ediyorum, neden hiç güvenmiyorsun bana!" dedi. Anneyim ve çok sıkıcıyım. Oğlum da benim annemi idare ettiğim gibi üstünkörü idare ediyor beni. Hiç ummazdım kendimden ama klasik bir anne oldum. Ayrıca arkadaşı da olmak isterdim oğlumun. Bora, cumartesi günlerini Arçil'le vakit geçirmeye ayırırsam bunu başarabileceğimi düşünüyor.

Cumartesi günü için ilk aklıma gelenler:

* Sahafları dolaşmak
* Moda'da yürüyüş yapmak
* Bilardo oynamak
* Müze gezmek

Evet. Sıkıcı görünüyor. Önerisi olan var mı?

15 yorum:

Adsız dedi ki...

Bilardo oynamayı bilmeniz ne güzel efenim! (Ben bilmiyom da!)

endiseliperi dedi ki...

ben de size yazıyordum tam da tina hanım için. dönünüz okuyunuz efendim.

endiseliperi dedi ki...

bora ile az önce konuştuk. balık tutma işinden çok iyi anlıyormuş CD'leri aldığı kişi. balık tutma da yapılacaklar arasında sayılabilir. Bunu hep birlikte yapmalıyız. Kendimi Arçil'le bir kıyıda balık tutarken hiç düşünemiyorum:))

endiseliperi dedi ki...

ece merhaba! seni burada görmek ne güzel:)))yaa ne güzel bir fikir gerçekten de pierre loti!Ama arçil'in eğleneceğini hiç sanmam. bu zamanın çocukları sakin değil. sessizlikte düşünmek gibi bir hasletleri yok, ne yazık ki. farkettin mi sana link verdim:))
sevgiler.

endiseliperi dedi ki...

Aslı gelmiyor. Ona canım sıkılıyor.

Adsız dedi ki...

Ben balık tutamam. Balıklara kıyamam! Ağızları ne biçim acıyordur zavallıların!

endiseliperi dedi ki...

Balıklara biz de acıyoruz ama yiyoruz da metin bey. siz yemiyor musunuz?

Adsız dedi ki...

Gözümü kapayıp yiyom! Ben bir "ostrich" miyim neyim?!

Adsız dedi ki...

Çabuk radyolarınızın başına! Bu bir emirdir! Ne bu yaw, komuta konseyi üyeleriylen Suat Bey’den başka kimsenin habarı yok! Bu nahal darbe!

Adsız dedi ki...

Tikkat tikkat! Bütün Blogistan’da örfi idare ilan edilmiştir. Jazzetta radyonuzu açınız, dinleyiniz!

Meltem dedi ki...

Biraz geç oldu ama ben de bir öneride bulunayım dedim belki işe yarar. Benim oğlum küçüklüğünden beri bowlinge bayılıyor en çok eğlendiği zamanlar onlar. Bir de açıkhava konserlerini deneyebilirsiniz. Görmediyse Haliç'teki sanayi müzesi veya miniatürk de olabilir. Seçenekler çok, iyi vakit geçirirsiniz umarım.
Birlikte eğlenince diyalog kurmak da daha kolay oluyor.

endiseliperi dedi ki...

Haliç'teki sanayi müzesi ve miniatürk... iki harika fikir. Teşekkür ederim Şebnem Hanım.Bu konuda aklınıza geldikçe yazabilirsiniz, hep işe yarayacağından emin olabilirsiniz. Bowling'i biz de seviyoruz:))) Ama ondan ziyade bilardo oynamayı tercih ederiz. Siz de deneyin, bilardo çok iyi bir spordur. harcıalem bir spor değildir, tezahüratın, tantananın abes olduğu tam bir centilmen sporudur. Ben az ve kötü oynarım ama çok severim.Bu da benim size önerim olsun. Ufaklığı öperim. Sevgilerimle.

Meltem dedi ki...

Benim ufaklık! 13 yaşında koca adam artık. 1.75 lik bir çocuk hala ama. Bilardoya biz de bayılıyoruz ancak doğru dürüst oynayacak yer yok. Tatile gittiğimizde otelde ilk bilardo var mı diye bakıyor bizimkiler. Ara sıra ben de takılıyorum onlara ama ben de kötü oyuncuyum.

endiseliperi dedi ki...

Kadıköy de mi yoksa karşıda mısınız Şebnem? Bora'ya sorar bilardo için iyi adresler öğrenebilirim. Biz de çok uzun oldu oynamayalı, nerde ne açıldı bilemem ama Bora yine de biliyor olabilir. Arçil Burgaz Ada'da oynuyormuş, belki güzel ve keyifli bir gün için sabah erkenden Ada'ya gider, bisiklet kiralayıp ada turu yapar, dönünce de bilardo oynayabilirsiniz. Hatta bir ara denize bile girebilirsiniz.

hımm hiç fena bir fikir değil bence... sabah erken kalkmalısınız yalnız. Evde güzel sandiviçler hazırlarsanız, çay siparişini de Ada'da verirsiniz. Beni susturmazsan, ne giyersen daha rahat edeceğini bile yazarım Şebnem:)))

Adsız dedi ki...

Buradaki aptal yorumlarım için de özür dilerim. Gittikçe daha çok kızarıyor yüzüm.