Salı, Kasım 28



HERKESİN KEYFİ YERİNDE

(Tina'nın olmayabilir. Anlamadığı hareketler var ortada; çözmesi lazım.)

Seyrek olarak sabahın köründe, çocuklar okula gittikten sonra; genellikle de akşamları çocuklar uyuduktan sonra film izliyorum. Çok film izledim bu aralar. Genelde laptop'ta kulaklığı takarak, çünkü Bora arkada çalışıyor oluyor. Bu fotoğraf çekildiğinde haftasonu olmalı, hangi filmi izlediğimi hatırlamıyorum. Çocuklar scrabble oynuyor ve sıkıştıkları zaman Bora'ya abuk sabuk kelimelerin Türkçe'de olup olmadığını soruyorlar. Kitaplığın rafında fal kapatılmış fincan görünüyor. Ben yine ciddiyetle bakıp bakıp hiç bir şey çıkaramamışımdır.

İzlediğim filmlerin listesini yazacağım, hiç yaşamamış kadar unutuyorum çünkü ve ürkünç oluyor bu da.. O kadar filmin arasında en iyisi yine, Antonioni'nin The Pessenger filmiydi. Bunu unutmuyorum. Gerçekten iyi şeyleri silmiyor belki zihin.

Kışın gelmesi çok hoşuma gidiyor bir de.

22 yorum:

Adsız dedi ki...

Kışın kendine has durgunluğunun içinde sıcak bir evde olup kitap okumak film izlemek kadar keyifle yapılabilecek bir şey olmuyor.Arada da dışarı çıkıp açık havada donarken limonlu çay içmek lazım:)

Şu kışın gelmesini bende çok isteyeceğim bir gün eminim benim de hoşuma gidecek; ama neyleyeyim ki müzminleşmiş şekilde hiç bir antibiyotiğin yok etmeyi başaramadığı grip mikrobundan muzdaribim!Gribi de olmasa ne güzel olacak bu kışı geçirmek:)Selamlar..

endiseliperi dedi ki...

Çok geçmiş olsun Vecihe. Ben genelde hasta olmuyorum, hastamsı bir şey oluyorum. Biraz zorluyorum o eşiği geçip kanepeye yatmak ve servis yapılmasını haketmek için, ama hiç öyle olmuyor:( Turp gibiyim maşallah. (Bunu dedim ya, başıma gelir hemen)

svg.

Adsız dedi ki...

Ortam tümüyle çok hoş.
Ama laptop'ta film? Ah, ben hiç sevemiyorum onu. Bilgisayar, özellikle laptopların çözünürlüğü televizyonla yarışamaz, sonra renkleri düzgun vermez, yansıtır, açısına göre değişir. Bir televizyona bağlasanız veya benzeri başka bir çözüm (çok şey mi istiyorum?). Film gösterimi benim için hayati derecede mühimdir de.

Adsız dedi ki...

Yaşınız kırkbeşi filan geçsin de görün bakalım kış sevilecek bir mevsim miymiş sevgili arkadaşlarım!

Adsız dedi ki...

Geçmiş olsun Vecihe Hanım. Umarım çabuk atlatırsınız. Ben bu sefer çakıldım kaldımdı.

asliberry dedi ki...

Ah Peri,
Ne kadar huzurlu bir fotoğraf, daha yazıyı okumadan fotoğrafı büyütüp desktop’uma yapıştırdım. Çalışırken bakıp, bakıp sakinleşeceğim. Öyle ihtiyacım var ki sakin olmaya.
Yazını okumadan önce, kulaklığını görünce müzik dinleyerek, kitap okuduğunu sanmıştım.
Yaman dün gece uykudan uyanıp, uyanıp bana kafasına takılan kelimelerin anlamlarını sordu; “anne bomba nedir”, yarım saat sonra; “anne, çoban nedir”, yarım saat sonra “anne sarılsana, anne çok sıkma, anne sarılmak nedir?”, “hoppalaaa, işte sarılıyorum ya, ne demek nedir?”. Bu kelimeleri öğrenip öğrenip, büyüdüğünde scrabble mı oynayacak benimle?

Adsız dedi ki...

Kışı ben de çok severim, hele bir de yağmur kar varsa, çocuklar gibi mutlu olurum. Herhalde dışarda havanın bozukluğu evin sıcaklığını, güvende olduğumuzu farkettiriyor bize..
Ama PC'den film seyretmek.. Yok bana göre değil, havasına giremiyorum bir türlü filimin..
İyi oturmalar..

Adsız dedi ki...

simon ve gezimanya,
bu laptop çok güçlü; görüntüler inanılmaz güzel. ekran kartı ve işlemcisi nedeniyle böyle mükemmel bir görüntü sunabiliyormuş.evet film sinemda izlenir, olmadı geniş ekran tv'de izlenir, ama bu laptop'ın görüntü kalitesi de dediğim gibi hiç fena değil.

sevgilerimle.

teyzenteyfik dedi ki...

yok, kis hic de sevinmek icin sebep olacak bir mevsim degil bence. gerci insan sizin o fotografi görünce "iyi ki kis ve herkes eve kapanmis, ne güzel, herkes bir arada" diyor ama. Yine de buz gibi hava, eve mecburen kapanmis olmak, sabah titreyerek yataktan cikmak, ise gitme, tramvay duraginda popon donar diye oturamadan dakikalarca beklemek... yok, yok, hic istemem ben. Hic hosuma gitmiyo kis. cok üsüyorum cünkü :(

ama sizin evde kisin cok güzel gececegi simdiden belli.
sevgiler.

Adsız dedi ki...

sevgili metin bey'ciğim gelmiş, hoşgelmiş, canım sıkkın sanıyormuş ama hiç öyle değil...

eskiden ben de ezbere baharı sever, kıştan nefret ettiğimi söyler, yaz bir gelse der dururdum. benim doğayla ve mevsimlerle ilişkim bora'dan itibaren değişti ve daha dürüst bir görüş edindi. şunu farkettim ki, en çok kışı seviyorum, bahar, benim gibi heyecanlı tipler için çok fazla, nabzım fazla hızlı atıyor ki bu iyi değil. Yaz deseniz, tembellikten başka bir şey vermez insana. sonbahar'ı çok sevdiğimi biliyorsunuz. böyle işte.

siz hatırlatınca melih cevdet'in ölümsüzlük ardında gılgamış kitabını tekrar elime aldım,
"ama biter mevsim, öteki başlar,
saf değil doğa, oyalandım
ama kanmadım, bana ne isli yağmurdan,
çinko sesinden, hem güvenemem ağaca, düşünemem oluklardan akıp gideni,
de ki, benim zamanım başka."

Adsız dedi ki...

aslı, ben de seni seviyorum.
yaman büyüyecek çok güzel bir adam olacak. bu kadar çabaladığın, dert ettiğin için güzel bir adam olacak.

ben kavga etmekten çekinen biri değilim, hatta bora eni konu sevdiğimi düşünür kavgayı. ama huzursuz bir ortama hiç dayanamam. herkesin kendine dönük bir keyif içinde olması, kimsenin diğerini sıkboğaz etmemesi, talepleri ile yormaması benim için gerçekten huzur verici oluyor. bunu sağlamak için bazen kavga ediyorum. o zaman huzur bozuluyor. sonra tekrar başlıyor döngü:) ama genelde sakin bir ev bizim ev. senin bulunduğun her yerin huzurlu ve neşeli olduğuna eminim aslı.

Adsız dedi ki...

evrim,
ne sandın, benim gibi asosyal biri tabii ki kışı sevecek. böylece evde kalmam kadar normal bir şey olmayacak:))kış mevsimi insanı daha berrak düşünmeye, akıllı olmaya, hareket etmeye, değiştirmeye zorlar. sevilmesi icap eder:)

teyzenteyfik dedi ki...

hmmm... o zaman ben bu kis, bir sans verecegim kisa.
Sonucu söylerim sana.

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...

Evet yaza göre yüz kere tercih ederim ama ben sıkı bir baharcıyım (her ikisi)sanırım.
Ve Vecihe çok yaramaz bir astım hastasıdır, çok sigara içer.:((

Dün gezerken iki link buldum
http://minikkalbim.web-log.nl/
(bu beni çok etkiledi)

http://evkedisi.blogcu.com/
(bunun kedi ile ilgisi yok,pc programları ile resimlerde oynamalar yapmayı filan öğretiyor.arşivinde de bu konu var sanırım.)


http://www.aksam.com.tr/haber.asp?a=58311,104&tarih=12.11.2006
burada da ağaçlarla yapılan burç tarifi var.Benim ağacım fındıkmış.
yanlız netteki sayfada her ağacın anahtar kelimesi yazmıyor.kendinizinkine bakınca söylerseniz ben elimdeki gazeteden size söylerim.Çünkü o zaman tam bingo oluyor analizler.
(bir de sizin evin ışıklandırmasına bayılıyorum.:(
eşimin tahammülü yok az ışığa,ben karanlığı yok loşluğu severim halbuki.)

Adsız dedi ki...

Saliha Hanım,
bana iki kez geldi bu fal, sonra unuttum. şimdi tekrar bakınca hatırladım, akçaağaç benim burcum. ama açıklaması yok gazetede. artık siz yazarsınız:)
kelt inanışları gerçekten çok ilginç. ben de kelt tarot kartları var. onu kelt haçı şeklinde açmak gerekiyor. ama ben onu değil, diğer düzayak kartları açıyorum alışkın olduğum için. bu aralar ise hiç açmıyorum. çünkü açıkça, net bir soru sormak gerek tarot bakarken. ne sormalıyım, hiç bilemiyorum.

ban akçaağacım, siz yazın yine, eğleniriz ama ağaçlara da pek güvenmemek lazım.

teşekkür ederim diğer linkler için de bakacağım.
sevgilerimle.

Adsız dedi ki...

pardon gördüm. buymuş benim ki:
AKAĞAÇ

Hayal gücü ve orijinalliklerle dolu hiç de sıradan olmayan biridir. Utangaç, hırslı, gururlu, kendine güvenli, yeni deneyimlere açtır ve kendini geliştirmek ister. Genellikle sinirli ve gergin bir yapısı vardır. Hafızası kuvvetlidir. Aşk hayatı biraz karmaşıktır. Başkalarını etkilemeyi sever.

:)

Adsız dedi ki...

Yazmadan geçemeyeceğim Allah iyiliğini versin emi yağmur damlası beni buralarda peri hanıma şikayet ettiniz:))

Peri Hanım ve Metin Bey iyi dilekleriniz için teşekkür ederim..Selamlar..

asliberry dedi ki...

Peri sana mail attım.

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...

Hay Allah Peri Hanım'cım ben faldan hiç anlamam.O yazıda fal değil burç var diye biliyorum.
Tarot kartlarının sadece resimlerini gördüm hiç yakından görmedim.
Fala dinimizde izin yok çünkü.Geleceği sadece Allah bilir diyor İslam dini,cinler,hocalar filan hikaye biliyorsunuz.
Bıktırmayayım diye Hadis yazmıyorum. :)
Ama bilirsiniz Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin Marifetnamesinde filan vardır burçlar,ateş(biz koç burçları)su gibi 4 element filan.İnsanın karakterini etkileyen sebepler.hatta doğduğu ve ana rahmine düştüğü gün filan.
Bu ağaçlarda bir etkidir sanırım. Bizim evdekilere iyi uydu.Nette her ağacın anahtar kelimesi yazmıyordu.Akağacın ki:özgür düşünce imiş.
Benim ki fındık:olağandışılıkmış :(
Hatta oğlumun kavak:tatminsizlikmiş ki son günlerde bunu ona söylüyordum.Orada bile öyle yazınca şaşırdı ve güldü.
sevgilerimle.

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...

Ah pardon şeyi unuttum.
Ölü gelin filmi ile ilgili olan fal geleceği değil bugünkü durumu işaret ediyordu ve çok sevimli bir espri diye bakmıştım ona ben.

Adsız dedi ki...

ay saliha hanım, benim mutfağa koşmam lazım.ölü gelin falı mı? ben iyice unutkan mı oldum? hadi dönünce görüşürüz. ben cevizli kek yapayım:)

svg.

Adsız dedi ki...

Endişeliperi, sana daha önce de rastladım blogaleminde. Nerede, pek hatırlayamadım. Sanırım arada bir baktım bloğuna. Ama, itiraf edeyim, bu fotoğrafı ve o güzel kitap dünyasını gördükten sonra, daha lgiyle izleyeceğim bloğunu. Benim de iyi bir kütüphanem vardır : ) ve gururlanırım bununla. Bu gece de sandaletliseyyah'da ratgeldim.


Ah! Bir de kedi tabii : ) Bende de var bir tane, adı Prenses, sayfamda görürsün zaten en tepede.


İyilikle kal