Perşembe, Kasım 30


"insan sadece gördüklerini hatırlasa bile, gerçekten yalnız olmaz, asla tek başına kalmaz."
-van gogh-
hatırlamanın kapıları kilitli, hiç bir sihirli adı da tutulmamışsa bellekte? bazı bellekler, delik deşik edilmiş, üstünden geçilmiş coğrafya parçaları gibiyse? çünkü sahibi unutmayı öğrenmektedir. geçmişi unutmayı öğrenirse, geleceğe kapı açacaktır. sonra da bunu öğrenecektir. bildiği bütün kapılar suratında, bir bir kapalı. şimdi aradaki huzursuz ruhlar gibi, sayıklıyor: kapılar, kapılar, beni alın, eşiğinizden geçirin... öyleyse üç kere, "dünya güzel. dünya güzel. dünya güzel" denmeli. bir bardak su verilmeli; içim temizlensin, apaydınlık olsun.
insan sarrafı herkes, ben küçükmüşüm. bir dua ezberimde, dörtnala koşan atlar gibi: beni unutma, beni unutma. beni unutma.
amin.

17 yorum:

Adsız dedi ki...

büyük kısmını okudum yazdıklarınızın...sıcak ve samimi...kediniz ayrı bir alem :) sevgiler...

endiseliperi dedi ki...

Teşekkür ederim Seden Hanım,
yine beklerim.

Oya Kayacan dedi ki...

Hangi çiçekli penceremden bakarken yok olup gitmiş ki kara sevdalarım, Allah'ın verdiği belalarım? Doğru da değil unutmayı öğrendiğim. Revize edilmiş sadece anılarım bir boşluğumda, sanki uykularımda. Yalanlıyorlar beni üstlerine vardığımda. Bağlanmıyorlar bir türlü uç uca. Hiç suçlamıyorum kendimi. Böyle olmayı onlar istedi. "Ben sonuna kadar hepinizin yanındayım," dememe rağmen defalarca, defalarca.

Adsız dedi ki...

Oya Hanım,
Gelmenize ne kadar sevindim, anlatamam. Sizin kadar cesur olup bütün hatalarla yüzleşmek, "ben hepinizin yanındayım" diyebilmek ve sonrasında kendimi suçlamamak, hatta hatta "böyle olmayı onlar istedi" diyebilmek için. Ben hata yapmaktan çekinmeyecek kadar cesur ama sonuçlarına katlanamayacak kadar güçsüz bir karışım olarak,(aksini söylerler ama öyleyim, öyleyim) bir kedi hafızası ediniyorum kendime. 24 saat öncesine ve 24 saat sonrasına yer var zihnimde.

Ama siz yok musunuz! çikolata renkli odalardan, elinizde kendi yaptığınız peynirin cilvesiyle yürümüyor musunuz, bayılıyorum. Hep böyle kalmanız dileğimle,

Sevgiler.

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...

Ne isim koyacağıma karar veremediğim bir yavru vardı,onu size vereyim Julia koyun adını diyecektim.
Ama Tina ile aynı renklerde.
kardeşi beyaz yumak Zıpzıp'ı vereyim onun adını değiştirin isterseniz.
zaten henüz adını bilmiyor.ama ne hastalıklar atlattı,ölümlerden döndü,yine ardım sıra zıplamaya başladı miniminicikliğine bakmayıp.
Julia bahçeden dışarı çıkmazken ,o kucağıma almamı da reddedip her yere peşimden zıplıyor çünkü.Aslında ona Amazon demem lazım sanırım.
Acaba size 2 kardeşin resminimi yollasam.
ben ne zaman pc ye otursam şu Kuran'a bakan meraklı Roka kucağımda uyumaya başlıyor. ben tek elimle,kimi yere gülücük filan koyamadım mesela.
Bir önceki yazıya yorum bırakacağım bugün bir ara,bakarsanız sevinirim.

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

üzgünüm saliha hanım, almam mümkün değil. önceden takip eden arkadaşlar, özellikle bekir bey çok iyi bilirler. eminim sizin bahçede, bir veteriner gözetiminde çok daha mutludurlar.

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...

Tabi ki haklısınız,evden çok bahçeyi tercih ederler.
Siz bir julia istediniz diye şaka yapayım demiştim.Ama dedim ya tek elimle yazarken bunu belli edememişim.:))))
yoksa burdan İstanbul'a olacak iş mi? orada kedi mi yok?
ve gerçekten benim için birinden bile ayrılmak zor fena alıştım bu yumurcaklar.
Hay Allah hakikaten şaka idi.:(

Adsız dedi ki...

ah, üzülmeyin saliha hanım, bugün yorucu bir gündü. o nedenle yanlış anlamışım. haftasonu için temizlik yaptım. çamaşır yıkandı, nevresimler değişti. çocuklara banyo yaptırıldı. neyse ki yemek vardı ama yine de kek ya da kurabiye ya da en iyisi kremalı bir pasta yapmak istiyorum. hatta çikolataya bulanmak filan istiyorum. şimdi çayımı içmek ne kadar keyifli anlatamam. bora aradı, idefiks'ten kitaplarımız gelmiş, yaşasın! akşam onlara bakarız. ben yemek sitelerine bir bakayım, pasta börek tarifi arayayım:))

hoşçakalın. kedicikleri öperim. sahi, siz neredesiniz saliha hanım? hangi şehirde?

Adsız dedi ki...

Pasta istiyorum. Çikolata istiyorum. Cevizli kek istiyorum. Çay istiyorum. Onu, bunu, şunu istiyorum. Unutmak, unutmak, unutmak istiyorum.

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

metin bey hoşgeldiniz:)
keşke ikram edebilsem size, çok sevinirim. nasılsınız? bugün çok meşguldünüz, göremedim sizi... aa kalemzede'de gördüm, koşturuyordunuz.

hadi gülümseyin birazcık, lütfen.
sizi gördüğümde öyle seviniyorum ki.

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

Periler diyarından dönün artık, aramıza karışın Peri Hanım. Yoksa walla İkea'larda mikealarda bulurum izinizi!

Adsız dedi ki...

Ayaza eşlik edelim..Unutalım, unutulalım bu gece..Bir kez daha kapatalım bütün kapıları..Sıkı sıkı..İlişemesin kimseler dokunamasın..Kim bilir kirli eller çekilirse yürekler arınır belki..

Adsız dedi ki...

Saliha Hanım, dalgınlığıma verin. Tabii ki hatırladım ölü gelin falını. Aşk falı? Bizim aşk falımız kötü çıkmıştı, sizin ki iyi:) hatırlar mıyım böyle bir falı!?:))

Hoşgeldiniz Vecihe. Kimse kimsenin dünyasına kirli ellerini sokamaz. Yoksa, ruhumu asla alamazsın, cümlesi bu kadar yerleşmezdi. Ruhu kirletmek için illa izin alınması gerekir. Ruha tecavüz mümkün değildir. İzni vermişsen, boşuna ağlayıp sızlamayacaksın sonra. kadınlar çok yapar bunu. Hata, senin de hatan. Benim böyle durumu bile bile, göz göre göre izin vermişliğim vardır.

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...

:)))