Salı, Ocak 12

daha iyiyim...

sabah daha iyi uyandım.
kafese koyduğum minik saksısındaki sarmaşık iki yaprak vermiş,
güzel bir gün olacak:)



Akşam Ken Parker okudum. Bana kalırsa tüm seriyi alın. Pahalı olacaktır, ama çizgi roman diye küçümsemeyin. Ken Parker'ın yaşadığı coğrafya, zaman çok farklı olsa da, bize karmaşık insan ilişkilerini, renkli karakterleri ve tuhaf bir şekilde Türkiye'nin gündemine denk düşen çok ciddi ve net bir politik duruşu da sunuyor. "Şair" albümü daha politikken, "geçmişten gelen nefret" albümü'nde sevgili Ken Parker, flörtöz, azıcık çapkın ve onu tanıyanları gülümseten hafif ironik, hafif romantik sözleriyle çok, çok tatlı. Ken, daha önceki ilişkilerinde daha buruk, daha kederli, daha şövalyemsi iken, bu kez karşısına çıkan kadının daha doğrudan hali nedeniyle bizzat cinselliğe dönük daha "erkeksi"bir yaklaşımı var. Sternberg'in "the blue angel" filmindeki Profesör Emil'i, şarkıcı Marlene Dietrich'i nefis bir çizgiyle görmekten de çok hoşlanacaksınız.

Masumiyet Müzesi'ni az az okuyorum. Sonrasında Hamsun'ın Göçebe'sindeki ikinci kitap olan
"Hüzünlü havalar" a devam edeceğim. Hamsun insanın zihnindeki tüm o süslü püslü sözcükleri ayıklayıp, karmaşayı durultup, hayatı çok temel bir şeye bağlıyor. Bilge bir çocuk yazar sanki. Seviyorum çok.

3 yorum:

gamze dedi ki...

Ben birgün Bora'dan başkasına aşık olup, onu terkedeceğini, bunun zamanının geldiğini hissediyordum.Mutlu değildin ve mutluymuş gibi mecburi bir rolü üstleniyordun. Şimdi korkma!
Evet bu oyunun perdesi kapandı ve alkışlarım senin için.
Yeni bir oyunda, çok daha mutlu ve aşık kadın rolünde, üstelik seve seve kendini sahneye atacağın, coşacağın anları okumak için sabırsızlanan bir seyirciyim koltuğumda..
Bu blog sitesinden, şöyle ellerini sımsıkı tutup, KORKMA! SAKIN KORKMA! diye sarsıyorum seni, anladın mı..
Gamze Sıvacı

erhaNBey dedi ki...

pericim, keşke kendini daha iyi hissetmeni sağlayabilecek bir şey istesen benden de ben o şeyi ne olursa olsun yapsam.

kendini bu günlerde kötü hissettiğin için çok üzgünüm.

şenay izne ayrildi dedi ki...

ama, şey, belki, hani, yani? (dili dolaşmak, söyleyecek söz bulamamak)