Perşembe, Nisan 15

gece gece dans mans, isadora, yesenin, şu bu...






Isadora Duncan çok okurmuş. Dans felsefesi konusunda da pek konuşkanmış. Wagner’in evrensel sanatına dansı katmak isteyen dul eş Cosima’nın müzik draması teklifini, “insan önce konuşmalı, sonra dans etmeli. Ama konuşma beyindir, düşünen insandır. Şarkı söylemek duygudur. Dans ise tümünü silip süpüren Dionisos vari bir mutluluktur. Bunlardan birini diğeriyle bir araya getirmek olanaksızdır” diyerek redderecek kadar  dik başlı.



Çok çalışmış ve dans konusunda çok okuyarak kendi dans tekniğini geliştrimiş. Hayatını da bununla kazanmış. Özel topluluklarda Strauss ve Mendelssohn’un müzikleri eşiliğinde dans edermiş. Hayatı biliyorsunuz, büyük trajedilerle dolu, iki çocuğu, dadılarıyla birlikte Seine nehrine uçuyor.


Sovyetler Birliği’nden kendi dans okulunu kurması için teklif almış, ama epey zorlukla karşılaşmış bu konuda. Orada Yesenin ile tanışmış, aşık olmuş, onu Amerika’ya getirebilmek için evlenmeleri gerekiyormuş. Evlenmiş. Ama adı Bolşevik ajanına çıkmış. 




Yesenin de içip içip şunu bunu kırıyor, otel koridorlarında çırılçıplak koşuşturuyormuş. Ayrılmışlar sonunda. Isadora Paris’e dans etmeye gitmiş. Yesenin de Rusya’ya dönüp intihar etmiş.

 

Yaaa…. Çok acıklı. Sonunu biliyorsunuz. Gösteriş merakına yenilip beş parası olmamasına rağmen kendine Bugatti spor araba almaya kalkmış. Arabayı denemesi için yakışklı bir sürücü ile evine göndermişler. Isadora’nın boynunda uzun, kırmızı eşarp varmış… hı hııı… son sözleri, “adieu, mes amis, je vais a la gloire,” -elveda dostlarım, zafere gidiyorum- olmuş. Araba hareket ederken eşarbı tekerleklere dolanmış ve anında ölmüş.

Isadora öğrencilerine, “sadece zarif olmakla yetinmeyin. Dansınız içinizdeki duygulardan kaynaklanıp bir düşünceyi ifade etmedikçe anlamsız olacaktır,” diyormuş.  Her şeyde böyle bu.

Yesenin ile sevgili olduklarını bilmiyordum. Bu akşam öğrendim.





Ayrılık şiiri
 
Hoşçakal, dostum, hoşçakal, mutluluklar.
Sevgili dostum, yüreğimde yaşayacak anın,
Sonunda ayrılık yazgısı olsa da insanın.
Hoşçakal dediğimiz gibi buluşmak da var.

Hoşçakal, dostum, el sıkışmadan, suskunlukla
Sakın üzülme, nedir bu gözlerindeki hüzün?
Şu yaşamda yeni bir şey değil ki ölüm,
Ama pek öyle yeni sayılmaz yaşamak da.

Yesenin
 Çev.Yurdanur Salman