Çarşamba, Haziran 2

arçil yaa! aman yaa!


arçil'in en çok sevdiği korpiklaani'nin vodka şarkısını da 
en kısa zamanda ekleyeceğim. şimdi uğraşamadım.
.
- Arçil, çıkar şu kulaklığı kulağından, bir saniye ara ver şu oyuna, allahaşkına yaa!

- Tamam anne, ne vardı?

- Arçil, hiç konuşmuyoruz, farkında mısın? Sevmediğin bir şey dediğimde ya da yaptığımda "üfff, püff" diyorsun sadece, çok üzülüyorum. “Yapma, lütfen” ya da “istemiyorum, mersi” gibi bir şey diyemez misin, öflemek püflemek yerine!? Biz neticede şey değiliz ki... hmm...(burada bir hayvan adı düşünüyorum, ama öfkemin şiddetini belli edecek bir hayvan adı. Arçil yüzüme sabırsızlıkla bakıp bekliyor beni. Öküz, çok kaba. Eşek, komik. Kedi olmaz, Tina alınır.)… Ayı! Evet, ayı değiliz biz Arçil, tamam mı!

- Evet anne, değiliz, haklısın.

- Aman yaa.

.
- Arçil günaydın, kahvaltın hazır.

 - Arçiiil, uyan hadi. Bugün hava serin, üstüne bir şey alacaksın değil mi çıkarken?
….
- Şu vocabulary kitabını yanına al, otobüste, okulda çalış lütfen biraz. Bomboş geçiyor günlerin, akşam da oyun oynuyorsun, lütfen yaa. Söz ver bana, çalışacak mısın?

- Üstüme bir şey almayacağım, anne.

- Asimetrik cevap vermeyi kes arçil. Konuşamıyorum sen’le yaa.


.
-Arçil ciğim, yepyeni şu Korn’lar, niçin Korn giymiyorsun? Hem Slipknot’ın renkleri ne kadar hoş yaz için, iki kez giymedin, yaa.

- Dinlemiyorum artık onları anne, nasıl giyeyim.

- Hem bak ölüp bitiyordun Children of Bodom için, şimdi yüzüne bakmıyorsun.

- Boşver anne, yaa.

- Megadeth’le Lamb of God mı dinliyorsun şimdilerde?

- Evet, nerden anladın?

- Çünkü sürekli onları yıkıyorum…. Atacağım artık şu Metallica’ları Arçil, lime lime olmuş.

- Sakın anne!


bütün gün dışardaydım, yorgunluktan öldüm. sanki çözümmüş gibi GNC'ye gidip, içeriğinde B vitaminlerinin oranı yüksek full vitamin aldım. az önce içtim. istiyorum ki, silinip gitsin üstümden şu yorgunluk, tamam uzanacağım, ama bu haldeyken değil. tina yatakta, saray önü aslan heykelleri modeli oturmuş bana bakıyor, arkamı döndüğümde bakışıyoruz. ikimiz de sakiniz.


10 yorum:

cüneyt uzunlar dedi ki...

ben Arçil'i tanıyor muyum?.. Arçil beni tanımaz a... VS, Reha?.. Haluk?..

endiseliperi dedi ki...

aa! vs'de mi yazıyordunuz siz de, cüneyt? reha'yı tanıyor musunuz? ahmet haluk'un arkadaşı mısınız? biz karşılaştık mı hiç acaba? ada'ya, reha'ya gittiyseniz arçil'i görmüşsünüzdür büyük olasılıkla. o zaman küçüktü elbette, ama işte şimdi kocaman oldu.

akşam okuldan dönünce arçil'e bir sorayım sizi.

sevgiler.

cüneyt uzunlar dedi ki...

evet VS'de yazdım... karşılşatık çatı katlı evde Reha'nın annesi yahut babası ağır hasta iken... Arçil bebekti... Ekin beni hatırlar... Haluk da... Öyle işte... Resmin olmasaydı Arçil ismi yeterli bir çağrışım yapmayacaktı... Kaldı ki Arçil'in fotosu da bana bir şeyler söyledi... Sevgiler... Sağlıcakla kalın...

endiseliperi dedi ki...

bu çok güzel cüneyt! öyle heyecanlandım ki... demek dikilitaş'taki eve geldiniz... öyle kalabalık oluyordu ki o ev, sizi şimdi hiç çıkaramıyorum.

ekim'le ben pek görüşemiyorum da, arçil görüşüyor. yakınlarda, bir haftasonu ekim'e gitti yine.

haluk'u çok severim, ama reha'nın cenazesinden sonra hiç görmedim onu da. siz görüyorsanız selamımı söyleyin, lütfen.

aa, yoksa siz o musunuz?... hani, bejan'ın da olduğu bir gün gelmiş miydiniz?

sevgiler.

cüneyt uzunlar dedi ki...

evet, terasta toplanmış idik... tekrardan sevgiler...

endiseliperi dedi ki...

şimdi arçil'in odasında iki VS dergisi buldum, isminizi gördüm, "oraya git" başlıklı bir yazı yazmışsınız, okuyayım hemen.

endiseliperi dedi ki...

ah evet, hayal meyal hatırlıyorum o günü... sizi de öyle.

hay allah, ne eski günler, ne çok şey olup bitti o günlerden sonra. şeyi hatırlıyorum, çatıya merdivenlerle çıkınca salon vardı, orda yerde sen, bejan ve ben oturmuş, hah haa... bir ayakkabı sohbeti hatırlıyorum... senin nefis, pahalı ayakkabıların vardı da, ben bir ayakkabıya bu kadar para verilmez mi diyordum, neydi? bejan ve sen itiraz etmiştiniz bana:) ne kadar gençtik. sen, ince, uzun boylu, kemikli yüzlü enikonu yakışıklı biriydin sanki yahu.

ben yazını okuyayım şimdi. sende VS dergileri var mı? sahaflarda arayıp, bulamıyorum. çünkü hayatımda bir kez olsun şiir yazmıştım, çok kötü bir şiir, reha için yazmıştım, dergilerden birindeydi, bulmak istiyorum onu, sende varsa, şu "ares'in aklanışı" şiirini bana, buraya değil elbette, o berbat şiiri herkes okumasın, mail adresime gönderir misin rica etsem. çok iyiliğe geçer.

sevgiler

cüneyt uzunlar dedi ki...

tamam bakarım...

Delfina ; dedi ki...

Aynı şeyi yaşıyoruz pericim,sbs için okula gitmiyor benimki,evde tekrar vs yapıyor.uzun uzun sms atıyorum,oğlum kahvaltını yaptın mı, derslerini gözden mi geçiriyorsun filan,cevap; :D bu ne yaa, tek simge :)

aghhhrrrr demek istiyorum pericim,yazın nasıl oyalayacağız bu yakışıklıları :)

endiseliperi dedi ki...

delfina, arçil'i bilgisayarın başından kaldırmak için, birlikte bir şey yapalım teklifimi nasıl karşılıyor dersin? "tamam anne, şu şarkı da bitsin, seni oyalamak için bir şey düşüneceğim"!!!

:)

arçil'in kesinlikle ingilizce çalışması lazım... hmmm ingiltere'de şu çilek toplama hikayesini araştırayım ben şimdi.

delfina, bu bilgisayar dili, evet bir tuhaf ve böyle konuşuyorlar şimdi. korkarım evrimleşme sürecinde insan yüüzndeki gülme, öpücük, kızgınlık ifadeleri bilgisayardaki ikonlar gibi olacak.

sevgiler, sınavda bol şans, başarılar.