Çarşamba, Kasım 24

hırsızın oyunu



Payıma düşen ufak miktarda miras, lüks zevklerim için yeterli olmasa da ömür boyu çalışmamamı sağlayacak düzeyde. Çok şükür bu mütevazı servet bana “hobi” olarak değerlendirdiğim hırsızlık için yeterli zamanı ve ilgimi taze tutacak güveni sağlıyor.

Kitap çalıyorum. Hırsızlığın bu türüne yaklaşımınız kişiliğinize göre değişecektir. Beni sevimli bulanınız da olacaktır, okuyabildiğimden fazlasını çalmamı açgözlülüğün tezahürü olarak görenler de. Çaldığım kitapların çoğu okumayı seveceğim türden kitaplar. Bazısını çalar çalmaz okuyorum. Hatta bazen kendime, okumak için katı bir disiplin uygulayıp, önce ilk cildi çalıyorum, okuduktan sonra da diğer cildini. Bazısını da emeklilik günlerim için saklıyorum. Tarih, felsefe, bilimsel kitaplar özel yaptırdığım kütüphanemde terbiyeli terbiyeli onlarla tam zamanlı ilgileneceğim zamanı bekliyorlar.

Kitapları, kitapçılardan, kütüphanelerden ve en çok da evlerden çalarım. Hayır, dost ahbap evlerinden değil. Hiç tanımadığım evlerden. Hırsızlık konusundaki başarım artık adrenalimi yükseltmeyecek kadar çok olunca, işe başka heyecanlar katmaya karar vardim. Girdiğim evden istediğim beş-altı kitabı çalıyorum ve o eve bir adet kitap bırakıyorum. Bu oyunu oynamaya karar verişimin nedeni girdiğim evlerde benzer okuma zevklerine sahip insanları birbirinden haberdar etmek, onları düpedüz tanıştırmak. Sizin anlayacağınız, internet’teki kitap kulüplerinin yaptığının bir benzerini yapıyorum, ama çok daha heyecan verici bir şekilde yapıyorum bunu.

Şöyle oluyor; hırsızlık için çıkacağım gece genellikle hafif bir yemek yerim ve kesinlikle alkol almam. Koyu renkli hafif giysilerimi, kauçuk tabanlı pabuçlarımı giyip, pantolon cebime hırsızlık aletlerini koyarım (bildiğiniz maymuncuk, sivri uçlu törpüler vs). Hırsızlık yapacağım evin çevresinde önce bir tur atarım, mahalleyi tanırım. Evin sahiplerinin alışkanlıklarını genellikle önceden bilirim ve o gece evde olmayacaklarından emin olurum. Kilidi açmam sorun olmaz. Onlar ne kadar iyi kilit sistemi ve alarm sistemi kullansalar da benim için onları aşacak yolları bulmak her zaman mümkündür.


Bir evin kütüphanesi için daha önce keşif dalışı yapmış olurum. Kütüphaneyi tanırım.
Hangi kitabın olmadığını, ama olması gerektiğine karar veririm. Bazen onları bir yazarla tanıştırmak için yanıp tutuşurum. Bunun için yoğun zihinsel bir süreç yaşarım. Dahası, fotoğraflara, duvardaki resimlere, mobilyaların tasarımına, buzdolabına bakarım. CD’lere göz gezdirip dinlemeyi sevdikleri müzikleri, filmleri incelerim. Sahipleri hakkında fikir edinirim. Bu çalışmayı, onlara hediye edeceğim kitap için yaparım.

İkinci kez geldiğimde, doğruca evin salonuna, çalışma odasına, kütüphane her neredeyse oraya gider, el fenerini kitapların sırtlarında dolaştırırım. Keşif gezisinde mimlediğim kitapları çabucak alırım. Aradığım kitabı yerinde bulamazsam canım sıkılır, hızla masanın üstüne, çekmecelere, yatak odasındaki komodine bakarım, bulursam sevincim büyük olur. Sevdiğim yayınevleri, yazarlar, bazen de sadece iyi çeviri hatırına çaldığım kitaplar olur. Beş, çok istemişsem altı kitap çalırım. Nihayet, daha önce girdiğim ve kitap zevki en çok benzeyenin kütüphanesinden çaldığım kitabı, masaya bırakırım. İçine, o kitabı aldığım evin adresinin yazılı olduğu bir kart bırakarak elbette. Onların tanışmalarını, önce şu korkunç hırsızlık olayı hakkında heyecanla konuşacaklarını, bu meselenin tanışmalarındaki ilk soğukluğu aşmalarına yardımcı olacağını, sonra çalınan kitaplara, daha sonra da sohbetin ortak kitap zevklerine evrileceğini düşlerim. Ortak kitap zevki olan insanların birbirlerine benzedikleri, kitaplardan aynı şekilde etkilendikleri varsayımına dayanır elbette bu macera. Birbirleriyle çok iyi dost olacaklarını hayal etsem de hiç sevmeyebilirler birbirlerini, ki bunu düşünmek bile istemem.

Asla iki evden aldığım kitapları birbirlerine bırakmam. Bazen kitapla birlikte bir müzik CD’si bıraktığım da olur. O kitabı okurken çok iyi gidebileceğini düşünerek. CD’yi bazen kendim alırım, çoğunlukla da başka bir evden çalmış olurum.

Hayat olduğu haliyle çok sıkıcı ve ona katlanmak için icat ettiğim bir oyun bu. Umarım yargınızda çok sert olmazsınız bana karşı.

Şimdi size bir soru soracağım. Hepiniz, birbirinizin evinde (blogger mahallesinden bahsediyorum) hangi kitapların olduğunu az çok biliyor ya da tahmin ediyorsunuz. Eğer sizin siteye gelip bir kitap bırakacak olsaydım, hangi siteden hangi kitabı çalıp getirmemi isterdiniz? Sizden çalacağım kitabı sadece ben biliyorum:)

-bayanlusin'den-

15 yorum:

UYKUSUZ// UYURGEZER dedi ki...

Sevgili Peri, Amat hariç bütün İhsan Oktay Anar kitaplarım verdiğim arkadaşlarımdan geri gelmedi.. Tamamlanırsa sevineceğim.. hangi kitabı alacağını söylememizi istemiyorsun tamam ama, lütfen yapı kredi kâzım taşkent klasik serisini çalma olur mu?
U(YKSZ)

meftun dedi ki...

endişeliperi'nin evinden herhangi bir şiir kitabını isterdim, olmaz mı :)

Adsız dedi ki...

Peri Peri,

Benim için Faruk Ahmet'in kindle'ını çalar mısın?

PA

justine dedi ki...

Aa, çok zevkli bu!
Benim için yüzlerce kitap bırakabilirsiniz sevgili hırsız, fakat en fazla bir kitap alın lütfen:)
Hah ha, benim evimden çalmanız biraz zor tabii, ben gece uyumam, gündüz de siz rahat rahat dolaşamazsınız mahallede, n'aber?:p

Ben, şu meşhur Kum Kitabı'nı istiyorum mümkünse, daha yeni öğrendim gizemini hem. Hiçbir sitede olduğunu sanmıyorum tabii, bir zahmet Borges beyefendinin koyduğu yerden alırsınız.

Of, başıma iş mi açıyorum acaba, o kitabı isteyerek? Bile bile lanetleneceğim, ne safım!:)

deniz dedi ki...

peri'nin ölü aybayın kızları'nı rica edecektim ben.

Adsız dedi ki...

Good day I was fortunate to come cross your website in bing
your subject is brilliant
I get much in your Topics really thanks very much
btw the theme of you website is really fabulous
where can find it

endiseliperi dedi ki...

sevgili uyurgezer,
tuna hikayesi'nin sonunu heyecanla bekliyorum. annen ne tatlı!
arkadaşlarının adresini alayım, ihsan oktay anar kitaplarını tek tek evlerinden toplayacağım. istersen aldığım kitapların yerine senden de bir not bırakırım. ancak kazım taşkent kitapların için sana güven garantisi veremem; musil'in niteliksiz adam ciltleri, nerval'in doğu'da seyahat'i, ibn battuta seyehatnamesi, elbette tristram shandy,chaucer'ın canterbury hikayeleri'ni bulursam... ;)

sevgiler.

endiseliperi dedi ki...

meftun,
şiir kitabı mı!? peri, eskiden kitabı biriktirmek gerektiğine inanmazdı. size anlattığı kadar heyecanla arkadaşlarına okuduğu bir kitabı tanıtır, o da okusun, o da sevsin diye kitabı illa ona hediye ederdi. ancak şiir kitaplarını vermeye eli gitmezdi. o kadar kayıp kütüphanesi arasından mesela aklına geldikçe yüreği sızladığı kitap, puşkin'in bakır atlı kitabıdır. onu şimdi hatırlamadığı birine hediye etmiş. şimdi tekrar bulması, alması gerekmiş o kitabı.

ne yapalım, dersiniz? kötü olmaya karar verip, ama çok kötü, onun,"celladıma gülümserken çektirdiğim son resmin arkasındaki satırlar-ismet özel" koyu sarı, ince kitabını çalayım sizin için.
tanrı bizi affetsin...

sevgiler.

endiseliperi dedi ki...

ahhhh!
elbette elbette, çalarım pa! hele faruk ahmet yeni evine bir taşınsın. şu teknoloji mesleğin haysiyetini yerle bir etti lakin. yeni bir çalışma sistemi kurmak gerek anlaşılan. bir hacker gibi çalışıp, farukahmet'in kindle'ına girip mesela ordan bir kitabı silip, yeni bir kitap yükleyebilir miyim? elbette yeni yüklenen kitaba bana ait bir ex libris tasarlatmam gerek erhanbey'e. hay allah... çok işim var, çook.

öpüyorum çok. sevgiler.

endiseliperi dedi ki...

justine,
beni kışkırtma... geçen gün sen mutfakta kahve içerken salonunda rahatça dolaştım:)

borges'in kum kitabı mı? çok kolay! denizde kum, evlerde kum kitabı... istersen kum kitabı'nın maria'nın el yazısıyla yazdığı ilk halini çalayım sana:)

lanetlenmezsin, korkma. bedeni gölgesinden ayrı dolaşan bir arkadaşın var:P

sevgiler.

endiseliperi dedi ki...

deniz,
olur! derhal! sen yeter ki mansfield iste. sonra bana en çok hangi öyküyü niye sevdiğini anlatacaksın ama. zevkle dinlerim. seviyorum mansfield'ı çok.

sevgiler.

redrabbit dedi ki...

benim bir bloğum yok ama şu aklıma soktuğunuz Conrad'ın kitaplarından birini isterdim..Karşılığında da kurtlarla koşan kadınlar'ı alın benden,her kadın-erkekler de hatta- alsın onu bir kere okusun lütfen,bir de Rollo May'in aşk ve irade kitabını verebilirim.Vermek isterim daha doğrusu..Benim kendimi keşif yolculuğumda çok iyi rehberlik ettiler..

endiseliperi dedi ki...

sevgili g.
ne ilginç kitaplar bunlar. bana vereceğin bu iki kitapsa, bir sabah komodininin üstünde bulacağın kitap conrad'ın talih'i olurdu. conrad bu kitabında erkek ve kadın hakkında edindiği izlenimleri bolca kullanıyor.çok teşekkür ederim.

sevgiler.

okuranne dedi ki...

istediğim tüm kitapları alıyorum, iyi kurgu yapan, sarsan ve sinir hücrelerini bolca çalıştıran bir yazarın kitabını getir isterdim. Bir de Duke Ellington CD si.

endiseliperi dedi ki...

meral,
kadınlar için, "kendi kitabını kendin al"kampanyası düzenlemek istiyorum. geçen gün ablama da dedim, benim gibi dışarı çıkmaktan pek hoşlanmayıp, siparişi kocasına veren ablama. bir gün kitapçıya gitmek için özel bir zaman yarat kendine, orada kitaplar arasında dolaş, listen varsa o kitapları bul, yoksa kitapların arka kapaklarını okuyarak yol aç kendine. o kitabı, çiz, boya, satırların yanına fiyonk yap, komodinin üstüne okuyacaklarını diz. sadece sen ve kitapların...

hmm.... ama okuduğun bunca kitaptan sonra seni sarsan bir kitabı bulmak ne zor. sen büyücü kitabını okumamıştın değil mi, meral. onu getireceğim sana.

sevgiler.