Çarşamba, Aralık 22

siyah kuğu, sonra dört dakika

siyah kuğu


az önce izledim. natalie portman çok iyi bir oyuncu. neden bilmiyorum, ben çok ağladım, ama acıklı bir film değil. çok hassasım bu aralar. film dolayımında, yalnızlık, iyilik&kötülük, bir şeyi olmak istemek, olmak istenilen şeye dönüşmek konusunda yazayım, dedim, istemedi canım. biraz melankolik hissediyorum kendimi. endişe, telaş, korku, sevinç, heyecan bir sürü şeyi bir tübe boşaltmışım da nasıl bir tepkime verecek diye bekliyorum sanki. inanılmaz dalgınım; dün, bugün yapmak üzere balık almıştım, yanına patates salatası yaparım diye de sabah marketten küçük, taze patateslerden... akşam yemekte ne vardı dersiniz? mantı! tümden aklımdan çıkmış. filmi belki bu akşam izlemek istersiniz. gecikmeden veriyorum bağlantıyı.

4 dakika
çok iyi bir film. son dört dakikasındaki piyano bölümü muhteşem. film acıklı değildi, ama içimdeki çağıldayan ağlama isteğini tutmamak için de yeterince iyi bahaneydi. izleyin bence. buradan

11 yorum:

Yazmak iyidir... dedi ki...

Off bu filmi izlemeyi çok istiyorum. Ama bu akşam değil! Link de çalışmadı, ben bir The End'e uğrayayım :D

endiseliperi dedi ki...

siz bilirsiniz, yazmak iyidir. eğer the end'e giderseniz, dagur kari'nin, dark horse-tutunamayanlar filmi var mıymış onlarda, bir sorar mısınız? teşekkürler.

meftun dedi ki...

black swan'ı açtım, natalie'nin sırtı, eli falan kanadı, rahatsız oldum.. birde korktum galiba.. kasvet hissettim, beth'in intiharından sonra izlemeyi bıraktım.. canım sıkıldı.. durduk yerde canımı iyice sıkmayayım dedim :)

bi ara komedi izleyelim yani komedi paylaşalım diyecektim :)) olma mı?

endiseliperi dedi ki...

meftun,
ben de hiç öyle, korku, kan man gelemem fazla. ama bu film öyle dehşet saçmıyor pek. şeyi izledin mi, hani aşağıda, neydi adı, dur bakayım, çok dalgınım yahu,hah, iyi kalp'i? o komedi işte. ben öyle komedileri seviyorum. tutunamayanlar daha komikmiş, ama yok şimdi ortalıkta, belki yazmak iyidir gibi the end'e uğramak lazım onun için. aklında olsun senin de, eğer güzel komedi bulursan bana söyle, olur mu?

sevgiler çok.

meftun dedi ki...

olur..

"iyi kalp" i izleme imkanım olmadı, uygun olduğum ilk vakitte izlerim..

sevgiler benden :)

justine dedi ki...

Hey,
Periciğim ben korku filmlerini severim, hele sağlam gerilimse bayılırım! Böyle çok vahşi, kanlı filan filmleri sevmem de, eğer gençler çok komikse ve biramla keyfim de yanımdaysa onları bile mis gibi seyrederim valla. Black Swan'ı çoktandır bekliyorum, fragmanını gördüm ve tam seyirlik film dedim. Biraz Hollywood kokuyor ama olsun bazen havam tam da onlar gibi oluyor, hafif hafif seyredeyim diyorum. Nasıl sence, kısa yazmışsın, çok mu klişe?

Komedi mi dedin sen? Hah ha, tamam söylemeyeceğim, böyle giderse sana Conrad vakfından bana da Scorsese'den özel fon filan ayrılacak kesin:p

Komedi tavsiye edeyim ve gideyim mi? Kaurismaki filmlerini biliyorsundur kesin. Ben bayılırım onlara. Hem kısa çeker, böyle Tarkovskiciğim gibi uzattıkça uzatmaz (Şimdi neden bulaştım adama di mi ama!? Severim de oysa:)) hem de çok sağlamdır. Aslında trajiktir onun bütün filmleri fakat yine de ben gülerim. O ince espri anlayışı, zeka müthiş müthiş! Kibritçi Kız harikadır mesela. Çok üzülmüştüm ben onu seyrettiğimde, neredeyse ağlamıştım, unuttum şimdi, yine de komiktir işte. Sense of humour çok şeydir derim ya hep. Öyledir.

The Match Factory Girl, Tulitikkutehtaan tyttö bu da orijinal ismiymiş filmin. Bulursan ve izlemediysen izlesene. Seveceksin bence.

Groundhog Day, harikadır. Kubrick çok severmiş bu filmi. İyi bir referans olsun belki beni takmazsın:p

Hadi şimdilik hoşçakal. Aslında aşağıya yazacağım ben ama daha sonra. Şimdi çıkayım bir. Çok temizlik yaptım, yoruldum!

endiseliperi dedi ki...

justine,
haneke'nin piyano öğretmeni filmini izlemiş miydin? black swan'ın üstünde vardı öyle bir hal. o kadar da değildi ama, yine de annenin o baskıcı, obsesif kişiliğinin altında ruhu iyice zedelenmiş, çok, çok zarif, yumuşak başlı, sesi bile duyulur duyulmaz çıkan ve reddedileceği endişesi yaşayan kızın bu baskıyı filan iplememesi aşamasında -ki işte baleye tutkuyla bağlı bu kız ve acayip çalışıyor ve hocasına diyor ki, i just want to be perfect- ne tür bir dönüşüm geçireceği ile ilgili. kurgu kuğu balesindeki masum, kirlenmemiş ve iyi beyaz kuğu, kurnaz, cinselliği ön planda, siyah kuğunun aynı insanda birleşmesi hadisesi dolayımında iyi kotarılmış.

barbara hershey anne rolünde hiç de fena değil. ben onun en çok boxcer bertha filmindeki performansını sevmiştim. hah, izlemişsindir sen de, senin scorsese'nin filmi. hannah and her sisters filminde de evet şahaneydi. the portrait of a lady filminde de iyiydi. aslında hiç fena oyuncu değilmiş baksana.

ama filmin yükü nerdeyse tümden natalie portman'ın üstündeydi ve çok iyiydi. ben de özetle bunu dedim işte dün biraz keyifsiz olduğum için. basına winona ryder fazla yansıdı bu film dolayımında ama rolü azdı. winona'yı da sevdik ama allahaşkına hangi filmde çok iyiydi. hep onun oynayacağı iyi filmleri sabırla bekledik, nerde?

filmde tabii biraz hollywood makyajı var aslına bakarsan, hele aklına haneke geldiyse, öyle çıplak insanın sapkınlığını güm diye yüzüne çarpan bir hali yok. bana nina (natalie'nin filmdeki adı) çok yalnız, korunarak örselenmiş, çok zayıf ama o çok tutkulu hali bir yandan öyle yapayalnız geldi ki. çok ağladım onun için.

kaurismaki filmlerini izledim bir dönem. onlar iki kardeş yönetmen, ikisi apayrı işler yapıyor. sevdiğim senin sözünü ettiğin kibrtiçi kız'ın yönetmeni. ama justine acıklı bir film diye hatırlıyorum onu? yoksul bir çift, kadın bir restoranta ortak olur vs, o değil miydi? belki başka filmiyle karıştırıyorum.

groundhog day filmini üç kez filan izlemişimdir, yine de izlerim:) kubrick seviyor muymuş o filmi! bilmiyordum.

ben temizlik yapınca gerçekten yorulup uzanıyorum, sen dışarı çıkıyorsun, ne enerji!

görüşürüz, sevgiler.

justine dedi ki...

Peri, uyumuşsundur şimdi sen, değil mi?
Neyse, yazayım ben kısa kısa. (acaba!)

Evet, Haneke'nin o filmini seyrettim, ne sert ve yoğun bir filmdi. Farklı bir deneyim tabii ama ben almayayım:) Şaka bir yana benim Haneke filmim Caché'dir. Çok çok severim o filmi, fena etkilenmiştim seyrettiğimde, soluksuz kalmıştım sanki. Demek Siyah Kuğu'da da Piyano Öğretmeni filmindeki hâller var, şaşırdım şimdi. Ben daha yumuşak bir şey bekliyordum. Seyretmeliyim.

I ıh, Scorsese benim olamaz şekerim, şüphelerim ve hatta yargılarım bile var o adama karşı. Kadına bakışını beğenmiyorum onun. Taxi Driver'ına da bayılmamıştım, son filmlerini de sevmiyorum. (tamam tamam, daha vurmam adam öldü:)) Raging Bull etkileyiciydi ama sanırım en güzel filmi benim için After Hours. Eğlenceli, zekice, komik filan. A, New York, New York'u da fena değildi sanki. Yıllar yıllar oldu ama izleyeli, buradaki hastanede ilk nöbetlerimden birinde siyah beyaz bir tv'de seyretmiştim. Bulanık, net değil hatırası. Bringing Out the Dead güzeldir fakat, değil mi? Komikti diye hatırlıyorum onu da. Sinemada izlemiştim, geçti gitti. Boxcar Bertha'yı izlemedim, güzel mi, izlesem mi, binlerce film var evde. Oturup duruyorum, hangi birini izleyeceğim acaba?!
Çok tatlısın sen ya, fena oyuncu değilmiş diye karar veriyor, kadın gelmiş yüz yaşına:p
Winona Ryder'ı sevmem. Bir de hırsız çıktı biliyor musun?:p Valla sevmem, ve haklısın hiç ama hiç sağlam performansı yoktur o kadının ama bayılırlar nedense. Ben olsam söylenmedik söz atılmadık b.k kalmazdı. Öyle öyle, teselli etme sakın:)
A, açıklamışsın Haneke durumları yok diye, çok pardon önceden yazdıklarım için o zaman. Dikkatli okumadan yazarsam olacağı budur işte!
Kibritçi kız çok çok acıklı bir film Peri. Ben kız için fena üzülmüştüm seyrettiğimde. Ama gülmüştüm de, şimdi neden olduğunu söyleyip de seyir zevkini kaçırmayayım. Belki seyretmemişsindir, çünkü dediğin film değil canım. Anlattığın hikâyeli filmi de ben hatırlamıyorum bak.

Enerji filan yok inan, keşke olsa, çıkmak zorundaydım. Temizlikten nefret ediyorum, kadın tutmaktan da nefret ediyorum. Otel iyiydi, evet.

Aşağıya bakayım bir ben, diğer postundaki yorumuna. Yazılmayınca unutulup gidiyor çünkü. Sohbet de yarım kalıyor hep. Kalmasın.

endiseliperi dedi ki...

justine,
ne zevkle okudum yorumlarını ve nasıl hemen cevaplama, konuşmalara doyamama halindeyim, bilemezsin. ama çok, çok işim var şimdi. sonra, ilk fırsatta yazayım ben.


öpüyorum, çok sevgiler.

Adsız dedi ki...

peri hanım,
black swan^'ı ve 4 dakikayı sayenizde izledim,teşekkürler.
link de vermeniz çok işime yaradı.
yeni önerilerinizi dört gözle bkliyorum. sevgiler yelda

endiseliperi dedi ki...

rica ederim, yelda hanim.
en kisa zamanda öneririm film. siz de önerirseniz sevinirim.

sevgiler.