Pazartesi, Ocak 10

bisiklet hırsızları


1. Aynı zamanda oyuncu ve şarkıcı da olan Bisiklet Hırsızları filminin yönetmeni kimdir?
a) Visconti
b) Rosselini
c) Vittoria De Sica
d) Castellini




2.Bisiklet Hırsızları filmi hangi sinema akımına dahildir?
a) Yeni dalga
b) Yeni gerçekçilik
c) İtalyan dışavurumculuğu
d) İtalyan underground sineması




3. Filmin yönetmeni ve senaristi, sinema tarihinin en uzun süren işbirliğini gerçekleştirmiştir. Filmin senaristi Bisiklet Hırsızları da dahi toplam 26 senaryo yazmıştır yönetmen için. Bu senaryolarda savaş sonrası İtalya’sına eğilir; toplumsal adaletsizliğe, insanın sömürülmesine, belirli toplumsal koşullar altındaki bireyin gözlemlenmesine dayanır ve gerçeklik belgeselci bir anlayışla vurgulanır. Yeni-gerçekçiliğin kuramcısı d a olan bu senaristi tanıdınız mı?
a) Zavattini
b) Bartolini
c) Camillo Baito
d) Carlo Lizzani



4. Yönetmen filmlerinde genellikle hiç tanınmamış, halktan insanları oynatır. Bisiklet Hırsızları filminin başrol oyuncusu bir fabrika işçisidir ve filmde oynamak için işyerinden iki aylık izin kopartmıştır. Anne olan oyuncunun asıl mesleği ise gazeteciliktir. Muhteşem çocuk oyuncu, yoksul bir ailenin çocuğudur gerçek hayatta da. Amerikalı yapımcı Selznick, başrolda ünlü bir Amerikan oyuncusunun oynaması koşuluyla yapım giderlerini üstleneceğini söylemiş, ama önerisini kabul etmemiştir yönetmen. Amerikalı yapımcının önerdiği artistin kim olduğunu biliyor musunuz?
a) Humphrey Bogart
b) Gary Cooper
c) James Cagney
d) Cary Grant


5. Bisiklet Hırsızları filminde iki yıldır işsiz olan baba, bisikletinin olması koşuluyla nihayet bir iş bulur. Afiş yapıştıracaktır duvarlara. Ancak bisiklet rehindedir. İş bulduğu ama bisikleti olmadığı için işi alamayacağını söylediği karısı bir çözüm bulur. Nedir bu çözüm?
a) Aile yadigarı tek değerli eşyaları olan guguklu saati satmak.
b) Karısı temizlikçi olarak işe başlamayı, evini temizlediği kadından avans istemeyi düşünür.
c) Yatak çarşaflarını satmak.
d) Geçimsiz ev sahibine durumu açıklayıp borç para istemek.



6. Baba ilk gün kimin afişini yapıştırır duvara?
a) Mussolini
b) Rita Hayworth
c) Sophia Loren
d) Bisiklet hırsızları filminin afişi



7. Baba ve oğlu Roma sokaklarında, bit pazarında bisikleti ararlar. Son kalan paraları ile karınlarını doyurmak isterler. Girdikleri lokanta kalabalıktır, çalgıcılar şarkı söylemektedir. Burada geçen sahne muhteşemdir. Çocuk, ailesi ile yemek yiyen kendi yaşındaki bir oğlanın tabağına bakar. O çocuğun yediği yemekten sipariş verirler. Nedir o?
a) Parmesanlı spagetti
b) Mantarlı pizza
c) Minestrom çorba
d) Ekmek üstü mozzarella




8. Bisikleti bulamayan baba, karısının daha önce gittiği falcıya gider. Sıraya girmiş insanlar, küçük dertleri için falcının çözüm bulmasını beklemektedir. Falcı, paragöz bir şarlatan kadındır. Tanrı’nın ışığını gördüğünü söyleyerek müşterilerine gelecekten bilgi vermekte, onlara önerilerde bulunmakta, parayı da cebe indirmektedir. Falcı kadın, bizimkilere ne der?
a) Ya şimdi bulursun, ya asla!
b) Bisikletin şu an evde, kapının yanında.
c) Bisiklet, stadyumun yanındaki sokakta
d) Bisikletin parçalara ayrılmış, her parçası Roma’nın bambaşka dükkanlarında satılıyor.


9. Bizimkiler, bisiklet hırsızının işbirlikçisi yaşlı adamı nihayet görürler. Onu takip ederler ve bir yerde yakalarlar. Yaşlı adamı nerede yakalarlar?
a) Kilisede
b) Genelevde
c) Sinemada
d) Evinde

10. Baba filmin sonunda ne çalar?
a) Bisiklet
b) Otomobil
c) Ekmek
d) İçi para dolu cüzdan
Yorum sorusu:
Bisiklet Hırsızları filmi bana bir çok açıdan Yılmaz Güney’in Umut filmini çağrıştırır. Bu filmde de olayları, kahramanları sadece bir gözlemci olarak izler kamera. Yoksulluk ve çaresizlik iki filmde de kahramanlara olmadık şeyler yaptırır.



İki filmde de falcı, büyücü imam vardır. Umut filminde inanılması mümkün olmayan define bulma işine umut bağlar kahraman. Yoksulluğun iki filmde de kahramanları çocuksulaştırdığını görürüz. İki filmde de dış dünya acımasız, vurdumduymazdır. Düzen hep parası olandan yanadır. Umut filminde baba bir kaza sonucu faytonunu kaybeder. Aynı yoksulluk, görüntülerde aynı sadelik vardır.

İki filmin izleyicisi filmin sonunda bu değilse bile bir benzerinin yaşanıyor/yaşanmış olduğunu ve kendisinin hayatta da bu filmde olduğu gibi sadece bir seyirci gibi etkisiz olduğunu hisseder. İzleyicinin hissettiği şey suçluluk duygusudur. En azından benim için öyle. Siz ne dersiniz? Sizce de iki film birbirine benzemiyor mu?
not: sorular zor, ama sizler de canavar gibisiniz. bakalım kaç soruya doğru yanıt vereceksiniz.olmadı size filmin bağlantısını vereceğim, izleyip yanıtlarsınız.


bayanlusin'den

9 yorum:

film izle dedi ki...

thank you

endiseliperi dedi ki...

ne demek, ne demek!
my pleasure...

UYKUSUZ// UYURGEZER dedi ki...

filmi yıllar yıllaar önce izledim hiç bi yerden kopya çekmeden cevap vereceğim, bakem neler kalmış aklımda?
1-c
2-a
3-d
4-a
5-c
6-b
7-a
8-d
9-d
10-a
yüreğine sağlık, umarım cevapları kaydırmamışımdır:)))))))))
u(yksz)

endiseliperi dedi ki...

sevgili uykusuz,
ehhh... hata var ama ne gam! hem yıllar önce izlemiş hem kopya çekmeden yanıtlamışsın, hem de sorular çok kazık, insana yuh, dedirtiyor... bu durumda ne diyeceğiz? sen çok yaşa uyurgezer!

teşekkürler, sevgiler.

justine dedi ki...

Hey Peri, nasılsın?
Biliyor musun, Lily bir süredir her cümlesinin başına ve sonuna "hey" kelimesini koyuyor. Hey, ben acıktım! Hey, kek yapalım mı?! Bazen hızını alamıyor, iki hey ile söylüyor. Hey oynayalım mı, hey?! Hah ha! Sanırım bir çizgi filmden filan duydu, çok komik oluyor o şekilde konuşunca, şaşkın şey:)

Şimdi nöbetteyim, ne güzel oturuyordum dört gündür, sürmedi tabii dolce vita günleri:p

Lusin'in soruları hep çok konuşulacak şeyler, kısa kesilmiyor. Bakalım burada ne kadar yazabileceğim? Başlayalım o zaman; ben Bisiklet Hırsızları filmini yıllar önce izledim. Çok sevmiştim, hem filmi, hem oyuncuları hem de De Sica'yı. Burada sana yazacağımı düşünüp yanıma Dorsay'ın "100 yılın 100 filmi" kitabını da aldım. Kopya sayılmasın artık, geçmişi yad ediyoruz şurada:p Bu filmin olduğu sayfayı Poliş'le öyle çizmişiz ki, sanırım "Yeni Gerçekçi" takılıyormuşuz o sıra:) Polişka sinema okudu biliyorsundur belki, o daha ayrıntılı yorum yapabilir sana ama ben "naçizane" görüşlerimi bildireceğim şimdi:p
Visconti bu filmin dışında Bunuel sayesinde de aklımda kalmıştır benim. Bunuel biraz mızmızdır, her şeyi, herkesi sevmez kolay kolay. Ama Vittorio de Sica'yı sevdiği yönetmenler arasında saymıştı, öyle hatırlıyorum. Son Nefesim kitabında (ben o kitabı çok, çok severim.), B. Hırsızları filminin yönetmenini sevdiğini söylemekle kalmayıp, "çok iyi bir insandır" diye not da düşmüştü. Bu önemlidir benim gözümde, söyle allasen kim birisi için "iyi" kelimesini kullanıyor kolay kolay. (Bizim dışımızda tabii:p)

Zavattini, senaryosunu yazdığı filmde, basit, sıradan, Roma'da bir günde onlarcasının çalındığı "bir bisikletin", nasıl bir insanın "her şeyi" olabileceğini anlattığını belirtmiş. Benim seyrederken içim acımıştı. Cary Grant iyi oyuncudur, özellikle Charade filminde çok sevmiştim ama bu filmde Lamberto Maggiorani'nin verdiği etkiyi verebilir miydi ondan şüpheliyim.

Filmde bisikleti almak için yatak çarşaflarının satıldığını, Rita'nın afişinin asıldığını (Bu afişin asılması yeni gerçekçilik sinema anlayışı açısından da önemlidir ve ben Rita'ya bayılırım!:)), spagetti(?) yendiğini hatırlıyorum. Falcının ne söylediğini ise inan hiç hatırlamıyorum, kim bilir ne umutsuz laflar demiştir bizim kadersizlere. Yaşlı adamı nerede yakaladıklarını da hatırlamıyorum, ama adım gibi eminim kilisedir!:)
Ve filmin sonunda elbette bisiklet çalınır! Oh olsun, çalsınlar tabii:)
Yorumuna gelirsek, Güney'in Umut filmini seyretmedim ben. Fakat aynı benzetmeyi Dorsay da yapmış. O senin gibi güzel güzel anlatmamış tabii:) (A, hakkını vereyim yine de adamın, ben Dorsay'ı, ne derlerse desinler severim ve tüm kitapları vardır bende. Tam anlamıyla kaynak kitap yazıyor adam, sinema hakkında, yalan mı?)

Bitirirken, gözlerinden öper, Lusin neden sayfasına bakmıyor bir hatırlat derim:)
Sarıldım.

endiseliperi dedi ki...

justine, uzun, çok hoş ve yine çok katkısı olan yorumunu zevkle okudum. dorsay'ın kitabını okumadım. ama umut filmi benzetmesi benim buluşum sanıyordum. üzülsem mi sevinsem mi bilemedim. dorsay bu, sevineyim bence:)ben, nostromo-yüzyıllık yalnızlık (yazmadım hala onu da), talih-othello benzetmem için de bir nişan verileceği hayaliyle yaşıyorum:)

hiç sinema kitabım yok. bir tane var da üç tuğla boyutunda, bit kadar yazılı ve hiç yorum yok. onun verdiği bilgiyi imbd de veriyor.

sinema benim üniversitedeyken çok ilgilendiğim, çok okuduğum bir türdü. yönetmenlerin kitaplarını, bunuel'in son nefesim kitabını da o vakitler okumuştum. ama gerçekten unuttum. bir dönem paraya kıyıp sinema kitaplarıyla birlikte onları da yeniden almam, okumam gerek.

bugün ben de lusin ile aynı konuyu görüştüm. nedir yani, dedim? aklında bir yazı varmış ama çok üşeniyormuş. otur yaz, işin ne, dedim, ben temizlik yaparken bugün. yakında yazar sanırım. çok selamı var.

öpüyorum çok. konuşuruz yine.

Adsız dedi ki...

filmin ismi bisiklet hırsızı. hırsızları değil.

endiseliperi dedi ki...

biliyorum adsız, lusin'le başladı yanlış ve burda yanlışlıklar yara izi gibi sevilir. ama belirtmeniz çok iyi oldu.

yanıtları yayınlayacağım en kısa sürede.

sevgiler.

endiseliperi dedi ki...

yanıtlar şöyle:
1c 2b 3a 4d 5c 6b 7d 8a 9a 10a

sonsuz teşekkürler ilginize.

sevgilerimle.