Cuma, Ocak 28

yorgun



not: ressam beni affetsin. şiir ekledim. ressama hayranım, yeteneğini de kıskanıyorum. böyle resimler yapmak isterim. şairi kıskanmıyorum, ne yazdıysa, bendeki.


5 yorum:

erhan b. dedi ki...

sanki nedir bu şiirin bu kadar güzel olması?

ilk kez şimdi karşılaşıyor olmama rağmen bu gün bütün gün bu şiiri dinlemişim gibi hissedişimden heralde.

endiseliperi dedi ki...

sevgili erhan bey,
ama ben asıl ressam hakkında hoş şeyler düşünürsünüz sandım sizin için mesela. öyle güzelleer ki erhan bey, keşke çizebilsem, boyasam, bir sürü boya kalemim olsa, çalışma masam boya içinde kalsa, duvarımda eskizlerim asılsa, benim için deseler ki, bu fena da çizmez hani, bundan daha büyük mutluluk olur mu! edip cansever benim ilk kez 12 yaşlarımda tanıştığım ve öylece genetik şifremle filan oynanıp ve böylece şiirleri kanıma karışıp akarken içimin sızladığı bir şair. sevmenize ne kadar sevindim bilemezsiniz. şiire ne kadar yakınsınız hiç bilmiyorsunuz siz.

sevgiler, teşekkürler.

justine dedi ki...

Canım Peri hoşgeldin!
(kendi bloğuna, hoşgeldin diye buyur edilen tek kadın oldun, sayemde!:p)

Sanki bin asır yoktun, hem yorulmuşsun da. Edip okumak yorucu bir deneyim zaten, fazlasına gerek yok:)

Böyle gitmeler yapma lütfen, özleniyorsun.

Sevgiler çok.

(posta gazetesi şiirlerine benzedi ve ne çirkin, komik bir yorum oldu, çok ayıp bana! ki ben o şiirlere bayılırım, taklidi kötü sadece:p)

justine dedi ki...

Unutmuşum, müzik harika.
Şimdi dinliyorum ve sanırım evi süpürürken de dinleyeceğim, son ses!:)
Sağol.

endiseliperi dedi ki...

hoşbulduk, sevgili justine. yok yok, haklısın öyle demekte. çok az uğruyorum buralara. arçil'le dizi ya da film izliyoruz ya da o bana youtube tan muhteşem amerikan futbolu videolarını izletiyor. ıyk.:)
beni yoran kış açıkçası. her kış zihnimde bir çukur açılıyor da taa derinlere gömülüyorum sanki. fazla gururlu ve böylece alıngan insanların titizliğiyle ipe sapmaz gelmez ayrıntılarda debeleniyorum.

(kızmam gerek tina'ya ya hiç kızasım yok. yemek tepsisini getirip koyuyorum ya buraya, sabah eni konu birlikte kahvaltı ettik mesela zeytinli peynirli. tepsinin köşesine minik minik koyuyorum, o da yiyor. şimdi de tabağımdaki tek köfteyi ona parçaladım, afiyetle yedi. buna memnunum çünkü köfte sevmiyorum ama beslenmek icab eder diyip bir tane koymuştum pilavın yanına. pilavı bol sebzeli yaptım ki, içim rahat. gece olunca çorba yapıyorum ya da dün gece mesela nerden estiyse yumurtalı ekmek kızarttım. böylece birkaç kilo alabilmeyi umuyorum. arçil zaten çok sever uygunsuz zamanlarda sıradışı bir şeyler yapmayı. çok eğleniyoruz. sabah, iki oda arkadaşı gibi uyanıp yataktan çıkmadık da sohbet ettik öylece. sabah kendimize gelmeden kahvaltı etmek ikimize de işkence çünkü.

hmm... böyle işte. sevgiler.