Salı, Şubat 22

ateş

                                     şuradan

ateş yakınıyordu hep,
ağacın onu bir türlü
anlamamasından

malcolm de chazal

6 yorum:

justine dedi ki...

Canım kusura bakma, bu fotoyla şiirin pek bir ilgisi yok, senin aklın başka yerlerde herhal:p
İkisi de güzel tabii, adamın ellerine dikkat ettin mi, az görünüyor ama hoş.

Mail olsa bir şey yazardım ama, kalsın şimdi:)

Film seyretmeliyim, haftaya oscar varmış bak! Eskiden tüm aday filmleri izler güzel güzel yorum yapardım, şimdi otur otur nereye kadar? Bu arada aday filmleri ona çıkaran akademiye iki çift lafım var ama terbiyemi bozmayayım.

Biraz daha oyalanayım, kaçıyorum.

endiseliperi dedi ki...

şöyle ki justine; bu şiiri sevdim, ee fotoğrafı da sevdim, onlara uygun şeyler için araştırma yaparken sıkıldım biraz, ee ikisi de güzelse niçin yanyana olmasın, dedim safça. ama cin gibisin, farkettin, çok külyutmazsın:) aslında yüzünü acı içinde kapamış bir kadın fotoğrafı vardı, hoş olurdu ya, sitene koyduğun şeyler hemen kişiselleştirilir ya, itina ile kaçındım.

adamın eli güzel de, güzel olan kavrayış biçimi. ben gözü değil, bakışı, eli değil, kavrayış biçimini, ağzı değil öpücüğü, bedeni öylece güzel bulmam... dümdüz bir fotoğraf insan hakkında çok az şey der aslına bakarsan.

akademi iyice bozdu işi, ben bıraktım oscar seçimlerini, artistler ne giymiş, daha çok merak ediyorum aslına bakarsan. burada devreye clea giriyor. o, hala yoğun olacak mı o sırada? onun rehberliği olmadan o kırmızı halıdan güvenle geçemeyiz biz. çok selamımı söyle ona, lütfen. canım justine, clea senden daha olgun sanki. takılma buna, arçil de benden daha olgundur:)ona bir derdimi anlattığımda bana bir öğüt verişi vardır, benim onu dikkatle dinleyişim... gülersin. yine ayynı odadayız arçil'le. o biraz gürültücü, neşeli, tina ile ben gürültüden, yüksek sesten hiç hoşlanmayız. dün, bir şey düşürdü, kucağımdaki tina titredi resmen, "lütfen, bu odada biz de yaşıyoruz, sesinle terör estiriyorsun," dedim. "aman, iyi tamam!" dedi. derhal anne maskemi takarak "iyi, tamam değil, özür dilerim, daha dikkatli olurum," demen lazım... hmmm... günler böyle akıııııp geçiyor. öyle rutin ki sanki hiç ama hiç kıpırdamıyor zaman. bu on gün soğuk olacak istanbul, ondan sonra bahara yuvarlanalım istiyorum.

sevgiler çok.

justine dedi ki...

Canım,
"sitene koyduğun şeyler hemen kişiselleştirilir", ben bu yüzden dün gece, aklımdakini değil başka bir Edip şiirini yazdım. Bilirim.

Kavrayış biçimi konusunda da haklısın, asıl önemli olan odur. Balzac mesela, tombik elleriyle kim bilir nasıl dokunmuştur sevdiğine, romantik romantik:) (İlla sulandıracağım bir şeyi, ne saçma bir insanım ben, pardon. Ve yine edebiyat magazini, yine!:p)

Poliş yoğun olacak canım, hatta büyük ihtimal seyredemeyecek. Ben ona çekeceğim tabii, yine de beraber seyretmenin keyfi gibi olmaz. Neyse, ben uzun süredir yalnız izliyorum zaten, güzel olmuyor, biliyorum. Eskiden yalnız da olsam hoşuma giderdi (yirmili yaşlarımdan bahsediyorum) ama sanırım yaş ilerledikçe(!) sıkmaya başladı. Yok bunun yaştan çok, başka bir şeyle ilgisi var ama uzayacak sonra anlatırım.

Polişka benden daha olgun mu bilemem ama benden daha ketum olduğu kesin şekerim!:) Hah ha, okur mu acaba burayı, bir şeyler yazsam?:p Ya, şimdi benim kardeşim muhteşemdir, harikadır ama inanılmaz karamsardır. Nereden çıktı bu deme, hepsi birbiriyle bağımlı bunların. Hatta Serap ve Poliş bir araya gelince evin üstünde kocaman siyah bir bulut oluştuğunu düşünürüm ben:) Neyse, Poliş'im daha sessiz ve mesafelidir. Yok mesafe olmadı, o da çok sıcakkanlıdır da, aman boş ver ya:)) Ama şöyle bir şey var, bizim ailede annem yıllardır hatta bu yaşıma kadar hep en mantıklı, en olgun(!) kızım budur diyerek beni gösterdi:p Serap her şeyi yapar, çılgın ya arkadaş (hah ha, ailemi çekiştiriyorum burada), Poliş daha sakin ama kızdığında inanamazsın, annem bile hayret eder. Sonra Balthazar, ayrı bir alem. En mantıklıları benmişim hayatım, annemin yalancısıyım valla:p Poliş en çok şuna kızar bir de; bir şey için fikir danışacaksa annem ilk önce bana sorar, bana danışır. Aman sanki benim de çok umrumda:) Olgun filan değilim ben biliyorum, fakat deli olabilirim belki, o konuda kesin bir şey diyemem:p

Son olarak, Polişka'ya kendine benimkisi gibi daha kişisel, daha çok şey konuşabileceğin bir blog açsana demiştim, tamam olur demişti o da, ki çok güzel konuşuruz onunla filmlerden, kitaplardan filan, harika olur yazması. Ne büyük olaymış tanrım! Bir türlü başlayamadı. Çok düşünür, çok ince eler, sık dokur, çok çok. Beni öldürecek sonunda Polişka'm:)

Bahar gelecek canım, bekliyoruz heyecanla:)

(Aslında biliyor musun, Poliş bile otuz oldu! Hepimizin "olgun" tipler olması şart artık, kocaya filan gidilir belki, böyle olmaz! Hah ha:p)

endiseliperi dedi ki...

balzac'ı ben çocukken okudum. onun bir fetişist gibi tombul bir ayağı sayfalarca anlatışını unutmamışım. balzac hakkında bilgilerim tazelendi yakın zamanda. kaçak, zweig'ın balzac kitabını okudu ve çok sevdi ve çok konuştuk o sırada. hatta flaubert okuyorken sonra da balzac okusam ve fransız edebiyatı şeklinde kategorileştirsem bu zamanı diyorum ama, üşeniyorum. aslında canım hiç bir şey yapmak istemiyor. şehirde, bir pencere önünde oturup deniz olur, orman olur, hatta insan olur, bakmak istiyorum boş boş.

tamam anladım, yorulma, olgun demekle ben yanlış bir kavram kullandım. annem çocukluğumdan itibaren en çok beni benzetir kendine. annem kendini çok beğendiği için de tüm iyi nitelikleri bana yükler. iyi kalpli, asla kıskanç değil, adil, dürüst... belki o diye diye öyle olmak zorunda kaldım. kendimi övüp öyleyim demeyeyim ama, niyetim en azından öyle olmak oldu hep.

clea'nın sitesini çok beğeniyorum. giysilerden yola çıkıp gayet derinlikli bir şey yapıyor. sadece sitenin fonunu pek beğenmiyorum.

canım, öpüyorum çok, kocaman sarıldım. sevgiler, sizinkilere selamlar çok.

justine dedi ki...

Hiçbir kelimesini O'nun gibi yazıyorsun sen. Ayrı, hiç bir diye. Daha önce de fark etmiştim, şimdi, bu yazıda en çok dikkat ettiğim şey o oldu.
Selamını aldım ama annem seni tanımıyor, bir ara Poliş'e söylerim:) Sarıldım.

endiseliperi dedi ki...

hiçbir, birleşik yazılır, diye arçil uyarır beni. o da bir şey bilmez, bunu bilir. allaalaaaa:)

canım.