Çarşamba, Şubat 23

şeyler






7 yorum:

neo dedi ki...

hmm anladım senin istediğini. yalnız o resimdeki motifler bana dikiş, nakış o tür bir şeyle yapılmış gibi geldi, biraz daha büyük olsaymış iyimiş, anlardık nasıl yapmışlar.

bak şurda yastık çeşitleri var, benim battaniye motifinden çoğu:

http://www.etsy.com/search/handmade?ref=auto&q=granny+square+pillow+cover

endiseliperi dedi ki...

dikiş olabilir. galiba benim hoşuma giden, ister örgü ister dikiş olsun, şu yama duygusunu vermesi. ve fotoğraftakinin renklerinde bir hint esintisi var ve boyutu güzel. ve ben ister örgü ister dikiş olsun, ona çerçeve olsun istiyorum, yani silme o desen olmasın istiyorum, sanki ortada bir resimmiş gibi dursun. bi de ben yapmak istiyorum. hmmm... evimiz yakın olsaydı, komşu olsaydık yani bir odayı dikiş odası yapardım ve birlikte ne şaheserler yaratırdık neccum.

öpüyorum çok. sevgiler.

justine dedi ki...

Günaydın,
resmi büyütmemişim dün, şimdi dikkat ettim yazılara. Yastık, dolap, şu, bu güzel de, bu ev soğuk canım. Çok belli. Soğuk yani.
Peri ve Neo siz yapın, ben bakayım, hiç giremem o işlere, zaten vakit yok hiçbir şey için, ne saçmalık bu akşam nöbet de var. Of!

Sevgiler, sevgiler, sevgiler ve sanırım benim daha afyonum patlamadı:)

endiseliperi dedi ki...

soğukmuş gerçekten baktım da. o tel dolabı sevdim. metal ve ahşap karışımını seviyorum. bir de büyük masa severim ben. bir köşesinde bilgisayarın dursun, bir köşede yemek ye, diğer köşede kitapların notların dursun, oturduğun yer sedir olsun, uyku basınca kıvrıl uyu... bir evde yaşayabildiğim gibi, evin böyle bir köşesinde de yaşayıp gidebilirim.ama kışın tabii. yazın, terasa çıkmak da güzeldir:)

ben severim böyle şeyleri, justine. insanın eliyle yapabildiği şeylere saygım büyüktür. marangozluk da olur bu, severim. yalnız hiç öğrenmemişim, küçükken ne gördüysem, onları hatırlayarak.

hay allah, nöbet var demek. n'apalım justine, zorunluysa zevk almaya bak gerçekten de. kitabını, fındık fıstık, şeker, sevdiğin ne varsa al yanına. hem ben burdayım, biliyorsun.

sevgiler çok.

neo dedi ki...

dikiş odası deyince aklıma geldi, jane austen'ın pride and prejudice romanında mı vardı, anne, kızlarıyla ellerinde işleri bir odada vakit geçirirdi. (kitapları işin içine karıştırmadan bir cümle bile yazamıyorum sanırım :) yakın oturuyor olmak çok iyi olurdu gerçekten. acaba ayrıntılı bir video mu çeksem, motifi göstermek için? o temel motifi öğrendikten istediğin gibi yaparsın, çerçeve de olur silme desen yerine.

justine aslında bi denesen çok kafa dinlendirici bi şey örgü örmek. ellerin, sırtın bi süre sonra yoruluyor ama elindeki işe odaklandığından yine de dinlenmiş hissediyorsun. en azından bende öyle oluyor.

sevgiler, ben de öptüm.

endiseliperi dedi ki...

şimdi sendeydim ben de neo! jane austen romanlarının hepsinde odalarda manzara aynı değil mi? yok yok, var video biliyorsun, senin sitende görmüştüm sanırım yine, yorumlarda, gayet açıklayıcı bir siteydi de idrak edemiyorum öyle. ama ablamla konuştuk, bana gösterecekmiş:)

justine, o kadar domestik faaliyeti sevmez. sevemez, doğasınd ayok. hatta der, ulan peynir ekmekle doyurduğum karnımı 40 saat uğraşıp yaptığım yemekle niye doyurayım. yay burcu; eğilimlerde erkeksi, kendisi çok dişi.

atıyorum, tutuyorum.

sevgiler.

justine dedi ki...

Öyle öyle.

(yine milyon şey söylerdim ama adım gevezeye çıkabilir, aman diyeyim!)