Pazar, Mart 20

hmmm!

yıllardır içimde bir sır gibi sakladım, kimselere söylemedim. işte şu nefis mart gününeymiş kısmet. aşağıdaki şarkıyı seviyorum. evet evet, böyle.

3 yorum:

justine dedi ki...

Ben de seni seviyorum canım:)

Aklıma bir şey düşürdün şimdi. Ben çok küçükken -on dokuz filan olabilir-, Serap Beşiktaş'ta oturuyordu. Bir arkadaşı gelmişti eve ve biz şarap içmiştik. Sonra o çocuk Edip Cansever'in Masa şiirini okumuştu, sonra Serap'la Tragedyalar'dan birkaç bölümü okumuşlardı beraber. Sonra sonra, Serap İbrahim Tatlıses'in bir şarkısını söylemişti, ama nasıl güzel bir şarkıydı, inanamazsın! Bulamıyorum şimdi. şarkı da değil, türküydü sanırım. Serap'ın sesi güzeldir benim gibi değil tabii:) Bulsam şimdi onu, nasıl güzel olur, yağmur yağarken, çay içerken. Of! Hiç akıl yok bende.

endiseliperi dedi ki...

:)
justine, öyle ya da böyle bu şarkıları duymuş oluyorsun, ister tercih et, istersen etme. saçını tararken şuursuz bir anında bakmışsın ne zaman dinlediğini asla hatırlamadığın bir şarkıyı mırıldanıyorsun. ben şimdi, ibrahim tatlıses'i hiç sevmem. aslında sesini de sevmem, ama bu şarkısını seviyorum. kaçak nefret eder. sanırım bu şarkıyı da dinlemeyecek:)

sevgiler.

justine dedi ki...

Elbette, duyuyoruz tabii ve bazıları bir şekilde aklımızda, kalbimizde yer ediyor. Bazen de kabusumuz oluyor!

Kaçak haklı, sevilecek bir yeri olduğunu sanmıyorum. Dur ama, seven sever ve bir neden mutlaka bulur, büyük konuşmayayım. Bizde annem sever ve hep sesini seviyorum ben der, canım sanki bir özüre ihtiyacı varmış gibi:) Sana söylediğim şarkıyı hatırlayamadım, bir ara Serap'a sorarım ama onun hatırlayacağını da sanmam. Kötü oldu şimdi, takıldı aklıma. Neyse.

Sen başka bir şey daha getirdin aklıma, dur yazayım bloğa:)