Cumartesi, Mart 12

kimse benim kadar beklememiştir 17'yi

 parlak yıldız filminden.


güneş batmak üzereyken susup beklemek gibi. tam o anı parçalayan, önemini azaltan bir şeydir sanki konuşmak ya, sonunda güneş batar, sahne değişir, yanındakine dönüp, ahmet'in yaptığının bağışlanmaz bir kazmalık olduğunu filan söylersin.  işte böyle bir şey, bahar gelmek üzere, sınırdayız, gergin bekliyoruz, o anı kaçırmak istemiyoruz sanki de konuşamıyoruz.

(ben, gördüğünüz gibi çabalıyorum.)

dersu uzala ve kaptan vladimir fırtınadan korundukları sığınaktan çıkarlar ya, biraz o duyguyla, hayret, hala yaşıyorum, duygusuyla kıştan çıkacağım. çok zorlu geçti kış. yarın 17 derece. yaşasın!

4 yorum:

justine dedi ki...

Sen de yaşa canım Peri, canını sıkma ve çok yaşa!

"Ahmet'in yaptığının bağışlanmaz bir kazmalık" olduğunun söylendiği bir film seyretmek istedim birden. Gerçek hayat gibi "gerçek" bir film. Valla istedim, öyle "aniden" yazmışsın ki beklemenin ortasında, şaşırdım, güldüm:) O an hep yaşanır, farkındasın değil mi, yok ya pardon, nasıl da farkındasın, durumun! Bu cümle daha doğru.

Benim hiçbir şeyden haberim yok, sana kim söyledi yarının sıcaklığını yahu? Bir on yedidir gidiyor, niye haber vermiyorsun böyle mutlu haberleri erkenden?:p

Sarıldım canım.

endiseliperi dedi ki...

justine, bilgisayarımın sağ üst köşesinde istanbul meteoroloji kutusu var. üç günlük hava durumunu veriyor bana. en ilgiyle takip ettiğim konu bu:)

yarın justine, teras kapısını açacağım. çok toz,yıkamayı çok istiyorum. 17 benim hatırladığım gibi sıcak davranacak mı bana bakalım.

ahmet'in yaptığı bağışlanmaz kazmalık, gayet gerçek tadında bir cümle. hikayeyi sana anlatırım. ancak ben tekrar izlemek ister miyim o filmi? hiç sanmıyorum:)

az önce sendeydim ben de. bir felaket olmuş da senden benden başka kimse kalmamış gibi buralarda saf saf takılıyoruz aramızda sanki:)ben aslında hazır kimse yokken bir çığlık filan atmak istiyorum da halim yok pek. bugün pek halsizim.

öpücükler.

justine dedi ki...

Benim çığlık atamama sorunum var:)

Canım yoksa kıyamet filan mı koptu, olur ya filmlerde, iki tip kalır sadece. (ve, insanlığı onlar kurtarır. tabii kimse kalmamışsa nasıl olacak bu, tanrı bilir?)

Ama yok ya, annemin haberi olurdu kesin, öyle bir şey olsa. Kadın full time radar:)

Uçuruma uzun süre bakarsan, bir şey olurdu bilirsin sen, hah işte biraz baktın bana sen de saflaştın, kesin:p

Sarıldım ve mailine bak lütfen, onun için de 17 dereceyi bekleme:p

endiseliperi dedi ki...

uzun zamandır çığlık atmadım. ama bisiklete binmek gibi diyorlar. atabilirim. önce A harfini seçiyorsun, derin nefes alıyorsun, o nefesi uçak benzini gibi kullanacaksın, dikkat et. sonra nefesle it o A'yı, öfkeli bir uçak gibi koşacak önce, koşacak koşacak ve uçacak. çığlıktan sonra bulutların üstündeymişsin gibi hissetmenin nedeni bu.

dünyayı kurtarmaya kalkışanlardaki o inanç, o ciddiyet beni hep güldürür:)

sevgiler.