Cumartesi, Mart 5

mutfak, ben ve güneş... bahtiyarız.




mutfak, tarafımdan hiç haketmediği sancılı bir imge edinmek zorunda kaldı. öylesine güvenli, sadakat dolu bir ilişkimiz varken, aramıza giren soğuklar nedeniyle, o ilişki biraz sarsıldı. mutfağın haksızlığa uğramışlıktan bir küskünlüğü var. ben girince o doğrudan ve soru sorar, açıklama bekler, eski güzel günleri hatırlatır bir şekilde bakıyor bana. bense, gözümü kaçırıyorum, sanki bir çocuğa sıkıcı bir doğruyu aman vermez şekilde belirtmem, kararlı olmam gerekirmiş gibi, onun dolan gözlerini farketmemiş gibi yapıyorum.

bugün hava güneşli. bu, mutfakla ilişkimiz için rahat, kolay bir yol açtı. ancak eskisi gibi de değiliz... o kusursuz uyum, zedelenemez sandığımız güven çatladığı için. mutfak, onun varoluş elemanlarından biri olmayan, bu nedenle yokluğundan sorumlu tutulamayacağı güneş nedeniyle tarafımdan yargılanmaktan kırgın. onu anlıyorum, bu nedenle ondan özür dileyebilirim ama safi bilinç kesilmişim, direngen ve sertim yine de. sen de beni anlamak zorundasın; argümanım bu. diğer odalardan daha çok seviyorum seni. ama dışarının yaşamsal önemi olan müdahalesi ile aramızdaki ilişkinin ekseni kayabilir. olması gereken da budur.

neşeliyiz, ama ikimiz de bu güneşe güvenmiyoruz. güneş bir kurgu gibi girdi hayatımıza çünkü bu kış mevsimin ortasında. bize bir şey anlatmak istiyor. anlamak için kurmacaya gerçek muamelesi yapıyorum. mutfağın bana her durumda kucak açan mutlak bağlılığına işaret ediyor. bense insani bir kusura yenilip üşümeye direnememişim. anlıyorum bunu.

masayı pencere önüne çektim. minderlerle beslenmiş bir koltuğu önüne koydum. diz battaniyesi aldım. masanın üstünde abajur, bir sürahi su ve bardak, sigara, çay ve kitabım. neyin önemli olduğunu, bir ilişkinin nasıl sarsılmadan yürüyeceğini biliyorum artık. dışarda ne olursa olsun, mutfağın gölgesine sığınacağım. mutfak iyi. mutfak güzel.

2 yorum:

redrabbit dedi ki...

işte budur! herşey mutfakta başlar.Senin o baharat kavanozu deyip bir kenara usulca dizdiklerinin arkasında küçük cüceler yaşar,üstüste dizili tencerelerin arkasında da..O cüceler annen,teyzen,ananen,halan,babaannen,yengen,hacer hanımteyzen,komşu kadın,süt annen,kardeşin ve en nihayetinde sensindir.Hayatına girmiş tüm kadınlardır..Arada yemek yaparken onları ya da onlardan birini hatırlaman zamansızca,işte bundandır.Onlar ordadır ve sana kendilerini hatırlatırlar..Bazen bir koku ,bazen tat,bazen görüntüde çıkarlar ortaya..Atman gereken tezgah bezinde bile hatırlayabilirsin..Mutfak bizimdir,bizim kalacaktır..He he,ay çok eğlendim ben bunları düşünürken..

endiseliperi dedi ki...

çok güzle bu. ben de çok eğlendim okurken. teşekkür ederim, redrabbit.

sevgiler çok.