ağaç dalları sallandı. hışırdadı. yere yakın dallardan birine iki eliyle tutunup kendini yere sarkıttı. bir süre öylece durup, bana baktı. güneş gözümü alıyordu. başımı eğip, gözlerimi kıstım. o hala asılı, gülümsüyor. bana doğru uçtu. dizlerinin üstüne çöktü, bir eliyle yerden destek alarak. ayaklarımın dibinden yüzüme doğru yükseldi. kollarıyla doladı beni, "nasılsın, bakalım?" benden küçüktü, ama sesi hep böyle avutucu. dut,tırtıl, güneş kokuyordu. nefesimi bıraktım.
Pazartesi, Mayıs 9
yaz günleri artık beni hatırlamıyor
ağaç dalları sallandı. hışırdadı. yere yakın dallardan birine iki eliyle tutunup kendini yere sarkıttı. bir süre öylece durup, bana baktı. güneş gözümü alıyordu. başımı eğip, gözlerimi kıstım. o hala asılı, gülümsüyor. bana doğru uçtu. dizlerinin üstüne çöktü, bir eliyle yerden destek alarak. ayaklarımın dibinden yüzüme doğru yükseldi. kollarıyla doladı beni, "nasılsın, bakalım?" benden küçüktü, ama sesi hep böyle avutucu. dut,tırtıl, güneş kokuyordu. nefesimi bıraktım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
güzel yazı. şarkı da öyle.
başlığı bir yerden gözüm ısırıyor.
Aaa, bu çok güzel! :) Karşımızda hayvan sevmeyen evsahibinin hayvan sever oğluyla arkadaş olduk. Evin sağındaki harabeye tavuk kemikleri götürüyordum. Annesi kemikleri görünce şikayet etmeye başladı oğlunu gösterip "bu da seviyor, tavşan, kaplumbağa ne getirdiyse aldık, baktık" nasıl şikayetçi ama görsen, nasıl mutsuz oğlunun hayvan sevmesinden. :) Bana yol göstersin diye oğlunu yolluyor yanıma. Harabeye giriyoruz küçük yakışıklıyla. Hiç alınmıyor annesinin şikayetlenmesinden, vakur, hafif muzır gülümsüyor.
Diyorum ki "yavruların annesini tanımıyorum, yuvalarına girersem beni tehdit olarak algıyabilir." Beni rahatlatıyor "anne içeride değil şimdi", hiç tereddüt etmiyorum, girip kemikleri bırakıyorum harabeye. Annesi bakıyor ki dinliyorum çocuğun sözünü, güveniyorum, bu ani arkadaşlıktan hiç memnun olmuyor "Buldu gene kendi gibisini.". Bakışıp gülüyoruz çocukla, "Tırtılları da seviyorum ben." diyor. :)
Kocaman gülücükler.
atze'lerin o taraftan piktobet, hoşgeldiniz, teşekkürler, sevgiler.
şenay,
ısırır. bul bakalım, nerdenmiş?
atze'ciğim benim, hem hayvanlara yemek götürür hem çocuklarla arkadaşlık kurar. tek düşmanımız şu sıkıcı, kötü kalpli yetişkinler:)
sevgiler çok.
şurada da bir kısmını kullandığım şiirin birinden. ismini söylemeyelim nolur.
http://sahip.wordpress.com/2009/03/23/beni-artik-kimseler-arayip-da-bulmasin/
evet, söylemeyelim biz şenay. yoksa bir hıçkırık boğazımızda, iflah olmuyoruz.
not: sevgili şenay'cığım benim. öyle duygulandırıyorsun ki beni bazen. aklından geçenleri bir bir okuyorum. senin çok hassas bir adalet duygun var. incecik. uzak bir köşesinde zedelenme olunca uykuların kaçıyor. bir telafi telaşı sonra. rahat, canım ya. rahat! sarılıyorum sımsıkı.
hoş bulduk :)
Yorum Gönder