okumakta olduğum moby dick, öyle görkemli, yüce, eşi bulunmaz bir kitap ki, ancak bittiğinde duyduğum hayranlığı anlatacak doğru sözleri bulabilirim diye umuyorum. hararetle tavsiye ederim. kitaplığımda yeri, dostoyevski'nin, conrad'ın bulunduğu raf olacak kesinlikle.
garnery
balinanın ve balina avcılığının bulup bulabileceğimiz en güzel resimleri, iki büyük fransız gravürüdür. yağlıboya tablolardan alınmış ve çok iyi işlenmiş bu gravürleri garnery adında bir adam yapmıştır. (moby dick, s.301)
"o buzlu kış gecesi, peguod, soğuk, kalleş dalgalara hınçla saldırırken, dümende kimi görsem beğenirsiniz? bulkington'u! dört yıllık tehlikeli bir yolculuktan sonra, karaya daha yeni çıkmışken, doğru dürüst dinlenmeden, yeni bir fırtınalı sefere açılan bu adama, saygı ve korkuyla karışık bir yakınlık duygusuyla baktım. kara onun ayaklarını kızgın kumlar gibi yakıyordu sanki. dünyanın en güzel şeyleri, hiç sözü edilmeyen şeylerdir; en derinlerimizde yatan ölülerin mezar taşları yoktur. işte, kitabımızın bu kısacık bölümü, bulkington'un taşsız mezarıdır. şu kadarını söyleyeyim ki, onun alınyazısı, fırtınada rüzgarın karaya yaka paça sürüklediği bir geminin alınyazısıydı. liman gemiye yardım etmek ister; liman merhametlidir; limanda esenlik, rahatlık, ocakbaşı, akşam yemeği, sıcak sıcak yorganlar, dostlar, cılız varlığımızı koruyacak her şey vardır. ama fırtınalarda, liman ve kara, gemi için tehlikelerin en büyüğüdür. kıyıların açtığı kucaktan kaçmak zorundadır gemi omurgası karaya şöyle bir sürünse, bir uçtan bir uca zangır zangır titrer. tüm yelkenleri açıp, var gücüyle karadan kaçmaya; onu sığınağa doğru sürükleyen rürgarlarla cenkleşmeğe bakar. karadan uzak, kudurmuş açık denizlere kavuşmak zorundadır; çünkü tek kurtuluşu, tehlikenin tam ortasına atılmaktır umutsuzca; en amansız düşmanı olan engin, onun tek dostudur.
size bulkington'u anlatabildim mi bununla? bu öldüren, bu dayanılmaz gerçeği biraz olsun sezinleyebildiniz mi? bilir misiniz ki, her derin düşünce, her özlü düşünce, insan ruhunun enginlerde yiğitçe özgür kalma çabasıdır, yerin ve göğün en azgın rüzgarları, onu, kölelerin yaşadığı kalleş kıyılara sürüklemek için sinsice elbirliği ederken, ruhun enginlerde özgür kalma çabasıdır...
madem öyle, maden en yüksek, en sonsuz -tanrı kadar sonsuz- gerçek, karadan uzaklaşmadadır; rüzgarın önünde, emin görünen kıyılara korkakça atılmaktansa, bu uluyan enginde yok olmak daha iyi. değer mi bir solucan gibi toprağa sokup sürünmek?"
melville, moby dick, s.136
(moby dick'te çok ilginç, tuhaf karakterler var. burada bulkington'u anlatıyor melville)
4 yorum:
bir dönem okumayı çok istediğim bir kitaptı. aklıma düşürdün yeniden.
oku bence, piktobet. çok kıymetli bir kitap.
sevgiler.
Her zamanki gibi çok güzel bir yazı daha. Teşekkürler. :)
ne demek, ben teşekkür ederim.
sevgiler.
Yorum Gönder