Salı, Ekim 31



Ben, evet evin şeklini alıyorum zamanla, ama Kasım, görkemli yağmuruyla gelmedi mi? Şu pencere parça parça gök manzaralarıyla hassas iklim durağı, değil mi? Yağmur var ama sanmayalım ki karanlık, hayır, ışık dolu gök ki böylesi çok hoşuma gidiyor. Rüzgarın yağmuru savurması da öyle. Ne olup bitiyorsa orada, hepsini bir bir sahneliyor camın önündeki sardunya. Öyle pır pır sevinçliyim ki birazdan dışarı uçuvereceğim.


Şunu öneriyorum kendime ve size. Sonra ben tiramisu yapacağım. Mutfak camı buğulansın diye çorba kaynatacağım. Tütsü de yakacağım. Martin Mystere'ın "Başka Dünyadan Gelen Hayaletler" ve "29 Şubat" isimli son iki sayısını okuyacağım.
Çok güzel olacak.

9 yorum:

Zeynep B. dedi ki...

evin içindeyken bu hazzı duyabilirim senin gibi Peri'cim, ama ya bu yağmura sokakta yakalanır, az bilek üstü ne suyu olduğu belli olmayan suların içinden geçmek zorunda kalırsan, pantalonunun ıslanan paçalarının tenine her deyişinde irkilirsin ne yaparsın ???
İzmir'de dün tam iş dönüşü saatlerinde bu sahneler hakimdi.

Ayrıca Amelie kadar sabırlı olabileceğimi düşünmüyorum :)))

Meltem dedi ki...

Son paragraftakileri çok kıskandım bilesin. Hoş ofiste olmak bile bir şans aslında bu havada.

ece arar dedi ki...

bir tane 'çok güzel olacak' ısmarlamak istiyorum...

Adsız dedi ki...

Zeynep,
Siz benden de endişelisiniz! İzmir'de tanıdığım küçük bir çocuk vardı. Şunu bunu kırdığında annesine "olsun anne, olsun lütfen" derdi annesi kızmasın diye.
Ben de size "olsun zeynep, olsun" demek istiyorum.

Ben Amelie'yi şu cümleyle takdim edecektim: Dünyanın en heyecanlı ve fakat bir o kadar yavaş ve ah! en nefis öpüşme sahnesi için, buyrun lütfen.

Çok zor o kadar sabırlı olmak, biliyorum ama hayat da sanatı taklit eder. Etmeli:)

Adsız dedi ki...

Şebnem,
Şimdi mutfaktan çıktım ve dediklerimin hepsini yaptım. Hatta evcini'nin pırasalı rokforlu kiş malzemelerini bile hazırladım:)

Şu an dışarda olmak hoş bir macera olabilirdi yine de.

Adsız dedi ki...

Ece,
Nasılsın? Seni engellemesin yorumlar filan. Oluyor öyle şeyler. Ben mesela kendimi hiç doğru ifade ettiğimi, istediğim gibi algılandığımı düşünmem. ilişki çok zor bir şey, çok karışık. Bu kadar karışıkken daha da karıştırabilenler ve işin içinden çıkanlar var ki hayret ediyorum.

Eğer sen Prag yazılarına devam edersen benim için her şey daha da güzel olacak.Ve evet, kendimize çok güzel olacak listeleri hazırlayabilir ve onları uygulayabiliriz.

sevgiler.

pelin dedi ki...

bugulanan camin ustune adini da yazdin mi endiseli peri. eger birde battaniyenin altina girdiysen okurken cok guzel olmustur gercekten.
himmm, ben de mi corba yapsam bu aksam.

Adsız dedi ki...

Yok Pelin, yazmadım. Ev, biliyorsun ki aynı zamanda çok kaprisli, çok talepkardır. Sürekli ilgi ister, temizlenilmek, dokunulmak, havalandırılmak, örtünmek... Ben, taleplerini azaltmaya çalışıyorum genelde. Camın üstüne tabi ki adımı yazmadım:)

Kitap okurken battaniyenin altına girdim. Bütün kış o battaniye ile olacağım sanırım. Ama çoğu kez mutfaktaydım.Tina sinirliydi bu yüzden, battaniyenin altına girip uyuyalım istedi. Yapmayınca, sinsice hareketlerimi kollayıp ısırdı.

Çorba yap bence. Dün sebze çorbası yapmıştım ve gerçekten nefis oldu.
Kereviz, pırasa, havuç ve patatesleri küp küp doğra. Yağı ısıt, bir kaşık unu yağda kavur, önce pırasa sonra diğerlerini ekle ve karıştır. Sıcak su(tavuk suyu varsa daha lezzetli olur)ekle. Genelde limon ve yumurta sarısı ile terbiye yaparım bu çorba için ama dünkü çorba, kereviz kararmasın diye üstüne sıktığım limon nedeniyle yeterince ekşiydi.

Birazdan dışarı çıkacağım. Hala yağmur var şansıma:)

Sevgilerimle.

Adsız dedi ki...

endiseli peri, dogru soyluyorsun, ben senin keyifli anlatimindan heyecanlandim herhalde. benim dedigim biraz yaramazlik olmus:))
corba tarifini yazdigin icin tesekkur ederim. dun corbamiz vardi, o yuzden deneyemedim. ama aklimda, yapinca sana sonucu bildiririm.
sevgiler
pelin