Salı, Ekim 3

Çocukluğunda, annesinin anlattığı peri masallarının diyarında bulunmuş benim gibi insanlar için zamanın dışında olabilmek sorun değil. Her peri masalı, zamanın dışına (öncesine) yapılan bir yolculuk.
Yeterince saf olmak gerekir o kapıdan girmek için; dönüş anahtarını elde tutabilmek içinse suskun. Yasaklar ve uyarılar çoktur; ihlalinin yaratacağı dehşet duygusu nedeniyle de hiç unutulmazlar.

"Peri masalları diyarı geniş, derin ve yüksek olup bir sürü şeyle doludur: orada her türden hayvan ve kuş bulunur; kıyısı olmayan denizler ve sayısız yıldız; büyülü bir güzellik ve her zaman var olan tehlike; sevinç ya da üzüntü, ki ikisi de kılıç kadar keskindir. Masallar diyarında gezinmiş olan insan kendini talihli sayabilir, ama diyarın zenginliği ve garipliği onları anlatmaya kalkışacak gezginin dilini bağlar. Ve gezgin bu diyardayken, fazla soru sorması tehlikelidir, yoksa kapılar kapanır ve anahtarlar kaybolur."


J.R.R. Tolkien

Peri Masalları Üzerine
***
Düşler de öyledir -zamanın dışına kapı aralar-ve çok önemlidir. Farkı şudur; düş diyarından geldiğimizde anlatmak isteriz, anlatamayız. Anlatamayan biz olsak bile, dinleyiciye karşı küskün ve öfkeli oluruz. Düşten çocuk olarak döner; hep avutulmak isteriz. Internetin yeni yaygınlaştığı dönemde bir düş sitesi kurmak istemiştim. 24 saat açık olmalıydı ve diyelim ki gecenin 3'ünde bir kabusla uyandınız ve sizi dinleyip avutacak hiç kimse yok. Açacaktınız bilgisayarı anlatacaktınız düşünüzü. Ben hem sizi dinleyecek, hem de yorumunu yapacaktım düşlerinizin. Ya da ciddi ciddi önerilerde bulunacaktım, "iş nedeniyle çok baskı hissediyorsunuz, bence patronla konuşmalı ve üstünüzdeki sorumluluğu biraz azaltmasını talep etmelisiniz," gibi. Keyifli olabilirdi; en azından elimizde kocaman bir düş arşivi olurdu. Yüzlerce proje gibi çöpe gitti bu da. Size iyi düşler dilemekten başka elimden hiç bir şey gelmez artık:)
Sevgilerimle.


14 yorum:

Adsız dedi ki...

Ruhuma iyi geliyorsunuz desem...
Yelda
"Y"

Adsız dedi ki...

Benim de!..

asliberry dedi ki...

Acil bir rüya yorumu rica ediyorum.

Birkaç gün evvel gördüm.

Yolda yürürken Sezen Aksu ile karşılaşıyorum, yanına yanaşıp onu ne çok sevdiğimi söylemek istiyorum, çok heyecanlanıyorum ve ağzımdan “ben sizin hayranınızım” gibi abuk bir cümle çıkıyor. “E o zaman bana yardım et” diyor, şapşallaşıyorum, nasıl falan oluyorum, kafasında 30’lu yıllarda kadınların eğri olarak taktığı, önünde yüzünün yarısını (gözünü ve burnunu) örten tüllü siyah bir şapkası var, tül kısmında siyah iri puantiyeler var. Üzerinde de beyaz bir manto var. “Baksana taşımakta zorlanıyorum, bana yardım et” diyerek ellerindeki bavulları gösteriyor. (Ben o sırada sanki Rukiş’le birlikteymişim gibi bir tanıdıklık, bildiklik hissine kapılıyorum, Rukiş’in beli çok kötü durumda ve ağır taşımaması gerek, sanki Sezen’de öyleymiş gibi bütün bavullarını sırtlanıyorum, hepsini alma diyor ama ben hayır sen hastasın taşımamalısın diyerek vermiyorum.)

Sonra evine gidiyoruz, dostları ile bir arada yaşıyormuş, evi öyle kalabalık ki. Harem Suare filmini izlemiş miydin, evi aynı öyle, saray gibi. “Çok terledin, hadi git banyo yap” diyor ve beni evin bir bölümüne sokuyor, bir de bakıyorum ki kocaman bir havuz var, kenarlarda da kurnalar var, kurnalara yüzerek ulaşıyorsun. O sırada nereden çıktığını anlamadığım bir biçimde Yaman’da geliyor ve anne burası çok güzel diyerek bana doğru yüzüyor, sonra kurnalardan birinin kenarındaki zinciri çekiveriyor, havuzdaki bütün su boşalıyor, ama havuzun büyüklüğünü sana anlatamam, ortam olarak saray gibi ama havuz olimpik havuz büyüklüğünde, havuzdan boşalan suyun miktarını hayal edemezsin yani. Ben öyle utanıyorum ki, bir yandan bu miktardaki suyun iski tarafından ne kadara faturalandırılacağını hesaplıyorum, utanarak Sezen’in yanına gidiyor ve Yaman havuzun suyunu boşalttı, yeni su doldurmanız gerekecek, faturasını ben öderim diyorum. Sezen o sırada bir arkadaşıyla konuştuğu için beni duymuyor, yaşlı bir adam çok şaşırıyor, o havuz yıllardır ilk defa boşaltıldı diyor. Ben yerin dibine giriyorum. Sonra Yaman “Anneaaa bana süd ısıt” diyerek uyandırdı, devamını görürüm diye yattım ama gerisi gelmedi.

Yorumlarını bekliyorum.

Sevgimle.

Adsız dedi ki...

Yelda Hanım, Metin Bey,
Sözleriniz ruhumu öyle okşuyor ki anlatamam. Ama, ama neden devam etmiyorsunuz iltifata, hiç anlamıyorum:))

Teşekkür ederim güzel sözleriniz için.

Sevgilerimle.
e.p.

Adsız dedi ki...

Aslı'cığım:))
Öncelikle tüm rüya senin çok ama çok iyi bir insan olduğunu gösteriyor. Sonracığıma, ünlü birine yardım etmek, geniş bir havuz vs senin çok yakın zamanda iş¶ konusunda sürpriz bir gelişme yaşayacağına, bir sürü para kazanacağına veya işini değiştirip müthiş hoşuna giden bir işe başlayacağına işaret.

Bavul da, hani taşınıyorsun ya, içine dert olmuş, rüyanda çıkmış. Fazla yorulmadan güzelce taşınacaksın.

Hiçbir yorum kitabım yanımda değil. Bir tane de almayı istediğim bir kitap vardı, Bora engel oldu. (O sevmez böyle işleri. Güzel grafikleri için 2 tarot takımı hediye etti gerçi ama o kadar)Freud'a göre tut da, dini olana varıncaya kadar geniş bir alanda rüyayı yorumlayan bir kitap.

Eh Aslı'cığım iyi bir yorumcu olamam belki ama rüyaları can kulağı ile dinlerim. Bu arada erkekler ne kadar az rüya görüyor, değil mi? Gerçi Bora az ama inanılmaz ayrıntılı rüya görür.

Sen yine beni çok güldürdün Aslı'cığım. Çok öpüyor, iyi haberlerini bekliyorum:))

Yaman'ı öperim. Sevgilerimle.

e.p.

Adsız dedi ki...

"Bu arada erkekler ne kadar az rüya görüyor, değil mi?"

Değil!

Adsız dedi ki...

"Ama, ama neden devam etmiyorsunuz iltifata, hiç anlamıyorum:))"

Kelimelerin kifayetsiz kaldığını kim söylüyordu?!

celerone dedi ki...

Çok güzel anlatmışsınız Endişeli Peri

Sevgiler,

Adsız dedi ki...

Ece'ciğim,
rüyaların hatırlanması çok sağaltıcıymış, biliyorsundur. hatta iç dünyamızı anlayabilmek için kendimize ödev verip sabahleyin rüyamızı hatırlamamız gerekirmiş. ben eskiden beri severim rüya görmeyi. hatta rüya görmek için uyuduğum bile olur. tür tür kabuslarım vardır. uyurgezer olduğum da vakidir. meyve yemeğe bayılırım uykumun arasında. bora ile ilk birlikte olduğumuz dönemlerde yatağın içinde ısırılıp bırakılmış 3-4 tane elma bulur, şaşırırdı. artık pek yemiyorum ki, hayır hayır, bu iyi bir şey.

sabahları da çocuklara sorarım, "bugün ne gördünüz rüyanızda bakalım," diye. böylece akıllarında neler var, huzursuzlar mı filan, bir bir öğrenirim.

bora enteresan zamanlarda uzun ve ayrıntılı rüya görür ve anlatır. inanılmaz güzeldir, film gibidir rüyaları. "çabuk! çabuk! unutmadan yazmalısın," derim.

sen olaylara akıyor, içselleştiriyor, dahil oluyorsun da ondan. mertçe taraf tutman, tutmakla kalmayıp tüm duygularınla filan tarihi içermen ne kadr hoş! başka yolu yok, öyle rüyalar göreceksin. ama bambaşka filmler izleyip, bambaşka kitaplar okusan, ece'nin diğer yarısını da mutlu edecek rüyalar görebilirsin.

sevgilerimle canım.

e.p.

Adsız dedi ki...

metin bey,
demek çok rüya görüyorsunuz!ilk kez sizden duyuyorum. İlgileniyor musunuz rüyalarla peki?

castaneda'nın don juan'ın (o değil. bu kızılderili bir derviş)öğretileri adında seri kitapları vardı, bilir misiniz bilmem. nevzat erkmen çevirmişti galiba. orada rüyalara hakim olmak, dünyayı rüyalarda dolaşmak gibi bir tema vardı kitapların birinde. önce rüyanda elini uzatıyor ve onu gerçekten görmeye çalışıyordun. ben yapmaya çalıştım ama bir süre sonra dikkatim dağıldı bıraktım.

hımm.. böyle işte.

e.p.

Adsız dedi ki...

celerone,
teşekkür ederim. beğeneceğinizi biliyordum. artık sizi biraz tanıyorum:))
e.p.

Adsız dedi ki...

rüyalarımı yazmayı istedim bende hep düzenli olarak ama erteledim durdum yıllardır simdi okuyunca seni yine geldi aklıma coktan unutmusum ne güzel oldu endişeli peri.belki bu kez ertelemem senin sayende.
gecenlerde rüyamda eşimin yanına gitmem için bana gönderdiği ucak biletini bulamıyordum hemde tam evden cıkmak üzereyken.cok aradım ama yoktu ve bulamadan uyandım.galiba bugünlerde iyice savruldugum özlemin eteklerinde uyuyakalmıştım.aslında genelde rüyalarimda yasadıklarımla ilgisiz olaylar görürüm.sacma mı sacma.anlatınca cok eğleniriz ama. hele bir örgü ipi oldugum rüyam vardırki söyle fıstık yesili bir kazak adayı.onu hiç unutmam.
severim işte rüyalarımı.cok severim.
tatlı rüyalar,endişeli peri...
sarı cizmeli kız.

Adsız dedi ki...

Sarı çizmeli kız,
örgü ipi olduğun rüyaya bayıldım:)) Başka ne oldunuz? Ben hep kendim oldum, ne sıkıcı:((

size de tatlı rüyalar...

e.p.

Adsız dedi ki...

Peri Hanım,

Sizi şuraya alalım mı:
http://jazzetta.wordpress.com/2006/10/05/siir-filan-degildir-peri-hanima-anlatilacak-bir-ruyadir/