endiseliperi

-Bu yazıdan sonra, bir çizgi kadın karakter tanıtacağım size. Çok seveceksiniz. Aşağağıdaki burç analizi gösteriyor ki benim mesleğimi icra ediyor o hanım. Ama o yazı daha sonra. Başlangıç için aşağıdaki yazıya buyrun.

KOÇ GİBİSİNİZ PERİ HANIM!
Burç konusunda söyleyeceğiniz her şeyle hemfikirim. Öyle ama, ben, oyunları, gülmeyi, ciddiyetle yapılması gerekmeyen şeyleri de severim. Herkesin bir burcunun olmasının sağladığı eşitlik duygusuyla ruhum huzur bulur. Burcunuz nedir dediğimde aldığım yanıtla sohbetin ilerleyişini, şekil alışını izlemekten hoşlanırım. Birini öğrenmeye giden bir de böyle bir yol vardır. Küçümsenmiş, hor görülmüş bir yoldur ama bir yoldur. Yanlışlığı kimin umrunda!

Aşağıdaki yazı astrolojiye göre benim kim olduğumu söylüyor. Doğru mu söylüyor? Muhtemelen. Öyleyse ben mi kendime yalan söylüyorum? Büyük olasılıkla. Rahmetli eski eşim yaklaşık şöyle bir şey yazmıştı bir yerlerde;"insanın en korkunç anı, kendisinin aslında başka biri olduğunu anladığı andır." (Onun bilmediği başka çok korkunç anlar da var tabii ama konu bu değil:)

BEN!
Ben şöyleyim, ben böyleyim. Benim güneşim, Koç burcunda, ayımsa ikizler. Yükselenim deseniz Yay. Yani, ne demek? Yani, her şeyin muhteşem olması gerekirken bir yerde, üstelik sürekli hata yapıyorum demek. Kadın olmak, meraklı olmak, hikaye sevmek zaaflarımdı sanırım, kapılıp gidiyorum işte. Bunu ben diyorum.

Peki, güneşin Koç'ta, ayın İkizler'de olunca ne oluyor?
“O beni prenses, peri sanıyor*." Oysa ne kadar zeki olsam da ( ben değil, yıldızlar söylüyor, Allah allaaah.) huysuz, vesveseli ve incelikli biriymişim. Evet, ilgi alanım çok genişmiş ama dikkatim özellikle sonlara doğru dağılıyormuş. Öyle, öyle ama, samimiyetsizliğe, sahteliğe olan nefretim, doğallık aşkımla yarışırmış. Eğer uygun fırsatlarla karşılaşsam iş dünyasında bir güneş gibi parlarmışım. (Ben CV’de, burç haritamı yorumlatıp göndermek istiyorum, olmaz mı?Pek yaratıcı bulunmaz mı! -Yok, iş aramıyorum-)

Yükselen Yay, Jüpiter 10. evde ise olaylar nasıl gelişiyor?
Hmmm… hmm! Ben dışadönük, duygularını kolay ifade edebilen, tutkulu yapımın sorumlusu olarak güneşimin Koç'ta olmasını görüyordum ama hayır, yükselenim Yay diye öyleymişim. Eğer ilgi alanımı derin konulara kaydırırıp entelektüel açlığımı doyurur, sezgilerime güvenip, bu yeteneğimin üstüne gidersem daha huzurlu biri olurmuşum ( bu sitede oyalanıyor olmamam gerekirdi o zaman, ama neyse.) Şimdi Yay burcu bana dualistik bir yapı veriyormuş. Her şey zıttıyla beraber yer ediyormuş içimde, huzur-huzursuzluk, yumuşaklık-huysuzluk…bu nedenle aşk ilişkisinde, tutkulu ve bağımlı olmakla, özgür olmak arasında bocalıyormuşum (Ah, yazık bana!). Yay, felsefe, metafizik konular ve hukuk konusunda eğilim göstermeme neden oluyormuş. Ayrıca bedensel aktiviteleri birlikte yürütmem gerekiyormuş. Demek, durup durup "ah, şimdi koşsam ne güzel olur" diyorum ya kanepeye kök salmışken, bundanmış. Vay be! Sorunlar karşısında kendime güvenimi hiç kaybetmemem ise yine bir Yay özelliği. Bu bence bir Koç özelliği. Koç budalalığa varan saflığı, çocuksuluğu ile ne b.ktan bir durumda olduğunu genellikle anlayamaz.

Güneşim 5. evde. Yani?
İş, sosyal yaşamda aktif; aşk hayatında çok renkli oluşumu sağlıyormuş. (???) Burası aşk hayatımın ritmini belirliyormuş.

Ay 6. evde. Emin misiniz?
Karmaşık, çeşitli ve insanlarla iletişime dayalı yapıdaki işlerde büyük başarı. (Zekiymişim ya, ondan:) Hımm, insanlarla iletişime dayalı??? Emin değilim. Ben öyle miyim? Kendimi başkası mı sanıyorum?

Ay, karşıt burçtaysa?
Yalnızlıktan hoşlanmıyorsunuz…. hiç hoşlanmıyorsunuz… hiç hiç hoşlanmıyorsunuz... ama bağımsız ve özgürlük konusundaki eğiliminiz kaçınılmaz ve bu huzursuz olmanıza neden oluyor.... Eğer yalnız olma konusunda daha dayanıklı olur ve başarırsanız dilediğiniz her şeye sahip olacak güce ulaşırsınız... Vay anasını! Çok karmaşık.

Artık hakkımda ki her şeyi biliyorsunuz:)

* Dün duydum, Nil karaibrahimgil'in bir şarkısı.
www.astrodienst.com'a çok teşekkür ederiz.