Salı, Aralık 26

Bütün başroller sizin için
yazıldı, Tina Hanım!

Bora'nın işe bağlılığı anlatılmaz, yaşanır. On parmak ve sonhız tuşlara basarken çıkan melodik ses ve Bora'nın sırtı ünlüdür. Gece ve gündüz farketmez; kendine dayanabileceği kadar uyuma süreleri tayin eder, çalışır, çalışır, çalışır... İş kutsaldır ve onu engelleyen her sorun lüks statüsündedir.
Biz bunu biliriz ve ona göre davranırız. Ama Tina bilmez. Bilmesi de gerekmez. Bora'nın parmakları klavyede, gözü çevireceği metinde bir makine dişlisi kadar bozulamaz, engellenemez bir düzende çalışırken, Tina evin en mühim, en dikkat çekici sahnesinde rolünü oynamaya başlar. Tam da bilgisayar ekranının önünde kıvrılır, gerinir, esner, yalanır, kendini tuşların üstüne atar, kalkar, Bora'nın parmaklarını patiler... Bora kimseye göstermediği tahammülü Tina'ya gösterir. Klavye seslerinin arasında zaman zaman Bora'nın "dur kızım", "yapma Tina"şeklinde mırıltıları duyulur. Tina oralı olmaz, ta ki tepesindeki lamba sırtını ısıtıp, uyku bastırılamayacak derecede olana kadar. O zaman tırnakları parkede çıtırtılar çıkararak ve evet kırıtarak en sıcak battaniyeli yatağa doğru ilerler ve sabaha kadar deliksiz bir uyku çeker.
Sabah 6.00'da benim telefonum çalar ve bu Tina'nın da uyanma saatidir. Gözleri şiş şiş kalkar, koridordaki halının üstünde iyice gerinir gerinir (ve bu okşamam için karnını lütfetmesidir), sonrasında mutfağa geçen bana yetişerek, isteklerini sıralamaya başlar.
Tina Hanım hakkında kötü bir imada bulunduğumu düşünüyorsanız, ne söylemiş olursam olayım hemen yalanlarım, ona göre.
Nurullah Ataç kediler aleyhine söylenen sözlerden hoşlanmazmış. Hain nitelemesine de öfkeyle karşı çıkarmış. Verdiğiniz bir lokma yiyeceğe niye karşılık bekliyorsunuz diye sorar ve devam edermiş:"Kedi size bağlanacak, minnettar olacak da ne çıkacak? Oynamasını seyrediyorsunuz, siz de onunla oynayıp eğleniyorsunuz; okşuyorsunuz, yumuşacık tüyleri elinize zevk veriyor. Daha ne istersiniz?" (Gökhan Akçura, Kedi Kitabı, OM Yayınları, S:10)
Zavallı figüran rollerimizle Tina Hanım'a layıkıyla eşlik edebiliyorsak biz onur duyarız efendim, ne demek! Ne demek!

23 yorum:

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...

:))

Nurullah Ataç benim düşüncelerimi dile getirmiş,katılıyorum.Üstelik Roka kucağım da karnını açmış,ama patileri ile elime engel olmaya çalışırken.:)

Biliyormusunuz? Öbür kediyi ben hep Maydanoz diye anlatıyorum ya.Halbuki o adını bilmiyor.İsminin (ama yüksek sesle söylendiğinde)Ömer Faruk olduğunu düşünüyor ki,bu oğlumun adıdır.
Oysa seslenince oğlumdan önce o gelip çenemin altına yerleşiyor.:)

Adsız dedi ki...

Ah Saliha Hanım, siz çok yaşayım, e mi?:))) Eh, hangi ismi sevgiyle seslendiğinizi anlamış, o ismi sahiplenmiş, zeki maydonoz.:))

asliberry dedi ki...

Tina'nın gözlerinin şiş halini çok merak ediyorum.

Adsız dedi ki...

hahaaa, sabah gözlerini ciddiyetle kırpıştırarak, işe geç kalmış gibi odadan çıkışını görmelisin. Ve evet sabah erken saatlerde gözleri şiş şiş, mahmur mahmur oluyor:)

Adsız dedi ki...

Ah Tina ah, sen de Minti Hanım gibi her gece saat üçle beş arasında "baba"nı uyandırıp çişe kalkıyor musun? Sonra döndüğünü ve içeri girmek istediğini duyurmak için balkon demirlerini zangır zangır titretiyor musun?

Adsız dedi ki...

Peri Hanım,

"Son yorumlar" başlığınız olmadığı için buraya yazacağım, özür dilerim:

Arçil,

Beni duyuyor musun? Yeni ikilemeler bekliyorum senden.

Sevgiler.

Adsız dedi ki...

Periciğim Tina hafiften bana benziyor:))

niyesini boşver:)

sevgilerimle..

Adsız dedi ki...

Metin Bey,
Bahçeli evin babası olmak da kolay değil; n'apacaksınız!

Bahçeli bir evim olsaydı da Tina Hanım'a evde leğenler içinde yapay kumlar sunacağıma, evimin bahçesini sunsaydım; beni ister ikide ister beşde uyandırsın farketmezdi.

Adsız dedi ki...

Bu arada, Candan Hanım ve Çuvaldız Bey gözümüzü korkuttu. Ne o çarşaf çarşaf listeler! takip bile edemez olduk. Ara sıra aklımıza ikilemelere geliyor ama nasıl olsa yazılmıştır, deyip listeye bile bakmıyoruz. Bu arada Arçil'e listede adını gösterdim, çoooooook sevindi, kendiyle gururlandı. Metin Bey nasıl biri, çok ciddi biri mi diye sordu. Ben de yoo aksine çok matrak biri ama sululuktan hoşlanmaz, dedim. Eşitsiz denklemler olsun, iş, güç, enerji meseleleri olsun, efendime söyleyeyim Mohaç Savaşı filan olsun, yardıma ihtiyacınız olursa, Arçil hazır. Aklınızda olsun.

Diğer ikilemelere geçince artık, Arçil'e söylerim, ilgilenir.

Hoşçakalınız....

Adsız dedi ki...

Ece'ciğim,
önünüzde saygıyla eğiliyorum o halde:)) Hiç sanmam ki o kadar olasın Ece'ciğim.

Sevgilerimle.

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...

Metin Bey benim Maydanoz!uda bahçeye çıkmaya ikna etse o iş için,ben de ne mutlu olurdum.
Ah ama hayır,bahçeyi artık enikonu merak ediyor ve pencereden çıkıyor biraz.
(ııh kapıyı sevmiyordu, oradan da çıkıyor artık yaşasın)
Fakat bu kedi evde tavana mı uçuyor?
Yok canım,dışarıda mehter takımı bile ondan bin kat hızlıdır.
Meltem dahi, ne korkutucu birşey.:(

Ama bu merakı bana bir gece macera yaşatsa bile-benim orada anlatacağım bir ara- bu merak hoşuma gidiyor.
Ve önümüzdeki yaz onu iyice alıştırmayı ve hatta bu sayede evlendirmeyi bile hayal ediyorum.Amin.

Adsız dedi ki...

Amin, Saliha Hanım:))

Adsız dedi ki...

Ece,
Ben siteye "Son Yorumlar" bölümü koymak istiyorum, bunun yolu nedir? bilgin var mı?

Adsız dedi ki...

Canım bana Müzmin bey yardımcı oluyordu..
Bayram dönüşü ona soralım..
WORDPRESS e geçmiyorsun değil mi?
Orada otomatikman veriliyor sanırım..

Zeynep B. dedi ki...

Budur işte ! Asil, dünyanın sadece kendi etrafında döndüğünü düşünen, aynı anda nefret ve sevgi duygularımızı bir arada tutmayı becerebilen varlık....
Tapılası hayvanlar..2 kedi tecrübem sonrası 2 köpek.. Köpekler eğlencelik olmaları, koşulsuz sevgilerine rağmen yine de tercihim kedilerden yana nedense...:)

Aslı Cin dedi ki...

Tina gibi yaşamak istedim birden.

Adsız dedi ki...

Eh, kediler ve köpekler tamamen ayrı karakterlerin tercihi derler. Belki de değildir. Ben, kediler, köpekler, kuşlar, tavşanlar, sincaplar, tavuklar, horozlar, inekler, keçiler ve koyunlar velhasıl her tür hayvanla yaşayabileceğim bir çiftlik evinde gayet rahat ederdim gibi geliyor. Ama pis koku ve dağınıklık istemiyorum. Bakalım.

Adsız dedi ki...

Aslı,
Siz çok yorulmuşsunuz ve ihmal edilmiş hissetmişsiniz bu aralar. Yakınlarınıza sizinle ilgilenme görevi veriyorum buradan. Kendinize iyi bakın, sevgilerimle.

Aslı Cin dedi ki...

:) Evet evt, bunu kopyalayıp sevdiklerime göndereyim de görsünler teşhisi. Yorgunummmmm....

Adsız dedi ki...

Ben kedilerimi soyle iki kollarindan tutar, kendime ceker, islak burunlariyla biyiklari ve azicik da agizlarindan operim. Tam operken ust dudaklarini kaldirip rahatsiz olduklarini gorurum. Bir saniye fazla tutsam ellerini ceker, kurtulurlar. Cok ince bir hesap yapmak gerekir. Bazen de tam yemek ustudur, agizlari kedi kedi kokar. Bana ne. Ben kedilerimi boyle operim.

Adsız dedi ki...

Peri Hanim,

Simdi uzunca bir yorum yazdim, kaybettim berceriksizligimden. Moralm bozuldu, herseyi tekrarlayamayacagim ama en azindan aile ve blog haklarinin gecmis bayraminizi tebrik eder yil boyunca hayirlara vesile olmasini dilerim.

Tina buyumus ve bvizim Kader'i de untmus gozukuyor. Eh naapalim, Kader, Kismet :( Bulut iyiler.. Onlar da buyudu 3.4, 4 ve 5 kg.

Yalnz bizim kiz balicimi oldu tinercimi yoksa gumus klorur-bromurcumu bilmiyorum. Benim calisma odasina dalir dalmaz ilk is olarak yerleri kaplayan kagitlar arsindan eski fotograflari bulup onlari buyuk bir istahla yalamaya basliyor. Duydunuzmu boyle bisey?

Kader de Tina gibi techie. Bilgisayar klevyesi, ekrandaki cursor TV'deki hareke eden herseye ilgisi var. Dannycik montotorun usune oturur pamaklarimi takip ederdi. Ben de Dannycigimi Elif Hanim gibi operdim. Ama bunla henuz o rutbey gelmediler; bunlari ancak gozlerinden upuyo burunlari ile oynuyorum.

Gordugum kadari ile sizin cephede de asayis berkemal. Arcil'in bloguistana giris yapacag haberleri almis bulunuyorum. Benim oraya da gelsin gerekirse biz de matrak oluruz, hatta sululuk dahi serbesttir adamina gore :)Yani Metin Bey n veriyorsa iki fazlasi genc yetenekler icin. Ustelik bvenim yazilari okumak icin dort dil bilmeye gerek yok :)

Bizi ahaliden sizinkilere selamlar, sevgiler

Adsız dedi ki...

Elif ne tatlı, yaşam dolusunuz. rahatlığınız, hoşgörünüz, yaşam bilir haliniz ne çok hoşuma gidiyor. Metin Bey gibi hep, "Ne güzel! Ne güzel!" demek geliyor içimden.

Kedilerin isimleri ne? Ne renk? Fotoğrafları var mı?

Adsız dedi ki...

Bekir Bey nihayet!
Sizce ben bu yazıyı niye yazmıştım? Elbette! Siz gelin, misafirim olun, diye. Hoşgeldiniz.

Tina fena halde 2-3 gündür. Erkek arkadaş istiyor. Evin içinde olur olmadık zamanlarda bağıra çağıra dolaşıyor. Biz kısırlaştırmadık, çünkü uygun koşullar oluşur oluşmaz çocuk sahibi olmasını, onun bu deneyimi yaşamasını istiyoruz. Ama koşulların değiştiği filan yok. Zavallı Tina Hanım'ı anlam veremediği ve hırçınlaştığı bu yoksunluk dönemelerinde üzüntüyle izlemekten başka elimden bir şey gelmiyor.

Fotoğraf yalama hikayesini hiç duymamıştım, ne ilginç. Belki fotoğrafta gördüğü kişileri tanıyordur, özlüyordur, olmaz mı? Çok ilginç. bekir Bey, Tina bu dönemlerde, sürekli Arçil'in peşinde. Bugün artık, çocuk ders çalışırken onun omzuna çıkmıştı. Dün gece rahatsız etmesin diye odasından çıkartırken, inanılmaz kızıp, tırmaladı. Sanırım Arçil'e aşık.


Arçil'e okul boyunca bilgisayar yasak. Eğlenceye pek düşkün, dersleri unutuveriyor. Nasıl olduysa Metin Bey'in yazısını okurken yanımdaydı. Sizi ziyarete de gelir tabi. teşekkür ederiz davet için.

Gelmenize çok sevindim. Hepimizden, Kader, Kısmet, Bulut ve Bekir'e sevgiler.