Salı, Nisan 17

fotoğraf: arçil

sanki bir pazar günü

Bugün salı. Büyük yemek günü. Mutfaktaydım. Yemek pişirmek de ütü yapmak gibi bakışlarımızı zihnimizde gezdirdiğiniz bir iş türü. Aslında bütün ev işleri öyle. Diğer zamanlarda ruhumuzu tenimize giydirmişken, ev işleri sırasında özenli mi özenli parçalara ayırırız varlığımızı. Çamaşır asar görünürüz, kimseler bilmez aklımızdan geçenleri. Tüm ev hanımlarını bir düşünür olmaktan alıkoyan nedir? Hiç!

Bu haftasonu çok yoğundum. Bugün de çok yoruldum ve erkenden yatsam iyi ederdim, ama çalışacak olan Bora ile Türk kahvesi, ardından da havuç suyu içince cin gibi oldum. Radikal 2'yi okumak bu geceye kaldı. Bilgisayardan kulaklıkla müzik dinliyordum. Eh, her şey hazırken, ne biliyorsam sizinle paylaştığım için üşenmedim, yazdım. Buyrun:

Ahmet İnsel, demokrasi için canları darbe isteyenleri ve orduyu darbe yapmaya kışkırtanları neredeyse tiye alan bir yazı yazmış. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin görevlerini birbir yazmış ki, haklı olarak, TSK'nın hangi görevini yapmadığı ve hangi nedenle göreve çağrıldığı sorusunu sormuş.

Hasan Bülent Kahraman, ben anlayabileyim, diye açık seçik yazmış yine. İnsan, devletin güçlü mü güçsüz mü olduğu yolunda ki bir tartışmayı aktarırken, efendime söyleyeyim, devlet modernite ilişkisine kafa yorarken nasıl bu kadar çekici olabilir? Yazılarının müzikal bir ritmi var ve sanki ben, "bu ne demek?" diyorum, o hiç yüksünmeden açıklıyor. Çok tatlı:) Siz de okuyun lütfen.

Yıldırım Türker kendini öfkeyle çok iyi ifade ediyor yine. Ve yine çok haklı. "Demokrat, haddini bildiği sürece nesnesini hoşgörüyle kucaklayıp aşağılayan bir dil. Bu dilin daha da incelmiş olduğu kimi demokrat yazarlarda da eşcinsellik bir gerçeklikten çok 'izin verilmesi', 'hoş görülmesi', 'haddinin hududunun saptanması' gereken bir modernite sorunsalı olarak algılanıyor" diyor. Daha ne desin!


Meyda Yeğenoğlu, hepimizin nefret ettiği, sanırım bir tek reklam ajansının beğendiği, kadınları siyesete teşvik eden kampanyayı eleştiren bir yazı yazmış. Mecliste aritmetik olarak sayısı artmış erkesi siyaset yapan kadın siyasetçi bulunması derdimize derman olmaz. Çözüm? Siyesetin kadınsılaştırılmasıdır, demiş. Çok doğru demiş.


Ayrıca;
Bryn Ferry'nin Bob Dylan cover'larından oluşan yeni albümü Dylanesque vesilesiyle GQ dergisinde onunla yapılan röportaj yayınlanmış. Süsü püsü ile çok hoş.

Naim Dilmener sevmediğini yerin dibine batırması, sevdiğini göklere çıkarması ile ne genç tavırlı:) Nekropsi, Gripin, Malt ve Hayalettren hakkında yazmış. Seviyor bu çocukları.

Fellini filmleri Ankaralılar için geliyor!

Özpetek filmleri için Nejat Ulusay'ın yazdığı bir yazı var. Ben, Ferzan Özpetek filmlerini izlerken hep yönetmen şimdi çuvallayacak duygusu ile izlerim; diken üstündeyimdir. Özpetek filmlerini tam profesyonel işi görmem, gene de izlerim. Tuhaf bir hoşluğu vardır. Ulusay, "metinler çok zarif" diyor. Belki ondandır.


Bunlar da bağlantılar.

Canları darbe isteyenler

Ahmet İnsel
'Çağdaş yurttaş', orduyu sürekli göreve çağırdıkça veya sürekli bunu ima ettikçe, emekli subaylar önderliğinde 'silahsız kuvvetler' barbarlara karşı harekete geçirilmeye çalışıldıkça, toplum yüzünü daha fazla o 'barbarlara' çeviriyor
.

Minerva'nın baykuşu ya da güçlü devleti

Hasan Bülent Kahraman
Kemal Tahir'in ve ATÜT'çülerin getirdiği yorumun en ilginç özelliği devletin ceberrut/kerim yapısını çözümlemekten öte, bazen alttan alta bazen açıktan açığa onu tasdik etmekti.

Bu i...ler kim?

Yıldırım Türker
Eşcinsellik bir kimlik olarak kabul edilemez, kamusal alanda bir özne olarak varolamaz, ancak bir konu olarak işlenebilir.

Ne Şam'ın şekeri, ne erkeğin bıyığı

Meyda Yeğenoğlu

Sorun yalnızca kadınların temsili siyasete katılması değil, 'siyasetin kadınsılaştırılması' olmalıdır.








22 yorum:

erfe dedi ki...

Sevgili Peri, Metallica-Nothing else matters koyuyorsun bloguna ve bir kez daha kalbimin kral dairesi süitine yerleşiyorsun haklı olarak :)

Sevgiler.

Adsız dedi ki...

harika,pazar günü aynen senin sıralamanla ancak senden farklı olarak sabah saatlerinde yapmıştım bu eylemi..(gazete okuyup değerlendirme ve aynen senin yaptığın gibi kısa cümleler halinde eşime bilgi verme..)Şimdi böyle bir daha okuyunca komik geldi..Dejavu yaşadım..Bu arada yazılar da harika ama değil mi?

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Hafta sonu hayhuyu içinde Radikal 2'deki yazıların tümünü okuyamadığım oluyor. Sonra okurum diye, özellikle bir kenara ayırmazsam, bazen, mimlediklerimi okumayı unutuyorum.
Şimdi okuyunca anladım ki, bu hafta, Hasan Bülent Kahraman'ın yazısının başına patlamış kabak!
Neyse, kendisiyle ilgili görüşlerinizi paylaştığım .B. Kahramın'ı sayenizde okumuş oldum.

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...

Peri hanımcım sizi sobeledim ve kurabiye yolladım.:)

Adsız dedi ki...

erfe hoşgeldiniz.
metallica arçil'in çok sevdiği bir grup. "benden mi etkilendin?" dedi, siteye bu şarkıyı koyduğumu söyleyince. "sen daha doğmamıştın biz bunları dinlerken", dedim. "olabilir, ilk albümleri 1982 yılında çıktı" dedi. "evet, senden çok etkileniyorum, keşke müzik grupları konusunda tutucu olmasan, başka gruplar da dinlesen "demem lazımdı ama şimdi aklıma geliyor bu.

gençlerin her şeyi tutkuyla sevmesi, taraf tutması ne hoş.

yine beklerim. sevgilerimle.

Adsız dedi ki...

merhaba gözde,
evet ama bazen hiç ama hiç okuyamıyorum. bütün gazete ve eklerinden ayırıp haftanın sakin bir gecesini bulmam gerek genellikle okuyabilmek ve zevk alabilmek için.

ben evin içinde küçük küçük, kesik kesik hareketlerle süreki dolaşırım. akşam, ayaklarımda hafif bir sızı ile otururum ve artık zaman kesilmeden sürsün isteri birkaç saat. işte o zamanlar, verimli okuma zamanlarım.
pazar öğleden sonraları işim olmasa bile yüreğim kabarır ve bir şeyleri yapmayı unutuyor gibi tedirgin olurum. sanırım yatılı okul günlerinden bugüne sarkan bir huzursuzluk.

sizin siteniz yok mu? eğer var da bağlantı çıkmıyorsa bir dahaki sefere diğer yazan kısma tıklayıp, isminizi yazıp, altta web sayfanız yazan kısma http://.... ile adresinizi girerseniz bir ihtimal bağlantı oluşacaktır.

sevgilerimle.

Adsız dedi ki...

ekmekcikız,
demek aynı fikirdeyiz, ne hoş:)benim onunla ilgili küçücük, miniminnacık, sözü edilmez bir anım var, bir gün karşılaşırsak anlatırım.

svg.

Adsız dedi ki...

bu arada, HBK'ın kitap kapakları ne ürkütücüdür. tuhaf, tehlikeli, korku filmlerine özgü bir şeyler var hepsinde. ne ilginç.

Adsız dedi ki...

saliha hanımcım, gördüm, sizi ziyaret ettim.

teşekkür ederim beni hatırlayıp ikramlarda bulunduğunuz için.

sevgilerimle.

Adsız dedi ki...

efenim merhabalar,

takip ediyorum yazilarinizi....
bir endisesizlik var sesinizde, iyi geliyor....
pazar yazilarini ertesi cumaya anca okuyabiliyorum ben...
bu sefer sizin listeden yararlaniyorum kolay olacak...
iyi geceler.

erfe dedi ki...

Ahh Peri, bugün doğumgünün senin yani 19 nisan doğum günün kutlu olsun. Umarım her şey dilediğin gibi olur. Seni çok sevdim ben inşallah hep gülen gözlerle bakabilirsin hayata.

Sevgiler.

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Bugün 19 Nisan 2007!
Mutlu, sağlıklı, keyifli bir yeni yaş olsun size!
Sevgiler.

gaykedi dedi ki...

İyiki doğdun Peri' cim..Doğum günü hediyen Perihan Mağden’in zalimce güzel şiiri.... ‘Babasız Kızlar Balosu’ "mutfak kazaları" kitabından

"bu davette topuğunuzun ya da kanadınızın
biri kırık olmalı
bu şartı yerine getirmeyenler
kırık ön dişler ya da deşik ciğerlerle de
katılabilirler"

uzun hazırlıklardan geçtik biz
uzak diyarlara uçtuk: başka çaremiz yoktu

babasız kızlar korosu:
babamız bizi sevmedi
çirkiniz! çirkiniz!
zır deliyiz. güzeller güzeli şüphe
kır kalbimi, alışığım ben
yeşil gözleri babamın: gözleri zehirli yosunlardandır
ince ince proje dokur, gürcü soğuk ve mağrur
babamı hiç görmedim - ki onca yıldır

"bu baloya davetli kızlar
babalarının cenazesinde bulunmayacaklar"

niye seveyim seni
babalarının terk ettiği kızlar, kötülüklerinde cömert
aşklarında hazin ve güvenilmezdirler

babasız kızlar korosu:
babamız bizi sevmedi
öyle birşey koptu ki içimizde
bütün kötü kadınlar bizden sorulur
kaçmayı biliriz biz en iyi
ey cesur! ey sevgili! sıkıysa bak gözlerime
taşa çeviririm seni, mum gibi eritirim
çocukluk acıları pazılarımdır benim
ah ben ne güçlü ne unutkanım bilemezsin.

"balomuz gece yarısını geçe başlayıp
canımız isteyince biter"

kandırdur arabalarıyla dolanmayız biz
cam kırıklarında dans etmek varken
babasız kızlar korosu:
küfredip kavga çıkarırız
çirkiniz! çirkiniz! çirkiniz
babamız bizi sevmedi
cümlenizin hakkından geliriz
yaralarımıza şap dökerek büyüttük kendimizi
göçebeyiz; talan eder tüyeriz
hayat, baskınımıza mazur bir davet yeridir
arka kapıları tekmeler içeri gireriz
yaklaşma yakarım, dumanını üflediğim gibi
keyfime bakarım

ön kapıdan ve sırayla
buyrun kibar hanımlar beyler
babanız sizi sevdi de ne oldu?
korkak, kör ve bok gibisiniz.

Adsız dedi ki...

19 nisan:)
sağlık, mutluluk, sevgi daha da çoğalsın neşeniz eksik olmasın yeni yaşınızla. sevgilerimle...

cenebaz dedi ki...

Doğumgünün kutlu olsun, mutlu, sağlıklı nice yıllar:))

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...

Size benim orada uzun bir cevap yazdım ve ayrıca mail attım.
Yok bir şey yapmanız gerekmiyor. O kurabiye ve çay doğum günü içindi.:)

enne dedi ki...

Mutlu yıllar Peri! Bu ay Koç burcu ile ilgili güzel şeyler okumuştum. Nisan tam istediğin gibi olsun, ve tabii sonraki aylar da:)

yasemin dedi ki...

yeni yaşın kutlu olsun!

Adsız dedi ki...

Peri Hanım,

Sizi tanımak ruhumu zenginleştirdi, yudu, arıttı... Kainatın küçücük bir zerresi üzerinde önemsiz varlıklarımızla "yaşamak" denen bu tuhaf eylemi sürdürürken birşeylerin farkına varmada bize yol arkadaşlığı edenlerin olduğunu bilme duygusunu yaşattı... Şükranlarımı, teşekkürlerimi kabul edin. Pırıltınız eksik olmasın. Dünya sizinle dönüp dursun...

Adsız dedi ki...

Peri,

Doğum günün kutlu olsun. Her şey gönlünce olsun. Sana doğumgünü hediyesi olarak Björk -Hyperballad'ı hediye ediyorum. Ben çok seviyorum Björk'ü. Bazen bana öyle geliyor ki,gözlerinin içinin güldüğü fotoğraflarda onu anımsatıyorsun.

Sevgiler Arife

endiseliperi dedi ki...

bu, en kalabalık doğum günü partim! ne kadar çok ve içten dilekler böyle. ne yapacağımı şaşırdım.

hepinize tek tek sarılıp, zıp zıp zıplamak istiyorum (siz istemeyebilirsiniz bu tuhaf hareketleri yapmayı, çok iyi anlarım, ama mecburen yapacaksınız artık:)

çok, çok teşekkür ederim hepinize.

ah, metin bey size uğrayacağım, az önce gördüm, neler yapmışsınız!

gaykedi, nereden bildin! bu şiiri öyle çok severdim ki! birine hediye etmiştim kitabı, sırf bu şiir için. sonra bulamadım kitabı, hep hep aklımdaydı ve daha bir sürü şey var bu şiire alişkin. teşekkür ederim.

hapinizi sevgiyle kucaklarım. teşekkür ederim tekrar güzel dilekleriniz için.

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...

yok ben isterim ve de zıplarım beraber. çünkü koç burcuyum.:)