Salı, Temmuz 27

kutu


pandora'nın kutusu
yeşim ustaoğlu

ne güzel bir filmmiş.

hmm...  konuşalım biraz. geç oldu, ama uykum yok. benim anneme de doktorlar demans hastası demişlerdi. eh, bir sürü ilaç yüklendi kadına. sonra nasılsa bir doktora daha gidilmiş ve demiş ki bu iyi doktor, "hayır, anneniz ağır depresyon geçiriyor." annem, en küçük kızının intiharından sonra... neyse, o ilaçlar bırakıldı, başka ilaçlar... yine de hafıza sorunu var. bana diyor ki mesela, "yüzündeki bu çiller ne?" "güneşten anne, önemli değil." beş dakika sonra, "senin yüzüne birşey olmuş, onlar ne? krem sürsene kendine." "güneşten anne ya, boşver." biraz sonra, "senin yüzün..." ablam kahkahasını tutamıyor. "lazerle filan diyorum, yok ettirsem mi şunları? asabım bozuldu."

neyse ki babam var. annemle babam deli gibi aşık birbirlerine. babam öğlen eve dönünce annemi arıyor gözleri,  gelip öpüyor onu şakağından. saçlarını okşarken annemin, annem derin derin babamın gözlerine bakıyor. babamın yeşil gözleri var. bir gün yeşil lenslerimi taktım, "anne" dedim, "çocuklarının arasında bir tek ben babama çekmişim, yeşil gözlü olmuşum, bak." "aa olmaması lazım benim renkli gözlü çocuğum," diyor kuşkuyla. elbette olamaz. annemin gözleri, bakışları baskın gen.

hmm... bu filmde de vardı. insanın ruhu doğduğu yere kök salıyor sanki. ordan kopamıyor. nerde, ama nerde olursak olalım, bu küçük kasabamıza geleceğiz hep uzun uzun. karşılıklı iki tepesinde çam ormanı olduğu, içinden bir çay aktığı, bereketli topraklarında bir sürü şey yetiştiği için tuhaf bir gurur duyduğumuz bu küçük yeşil kasaba muhtemelen ölürken de aklımızda olacak.


izlemediyseniz izleyin bence bu filmi.

7 yorum:

torkunc dedi ki...

günaydın endiseliperi-m; (saat:07:12)

(bir kadın ne kadar sevilirse sevilsin, iyelik ekinin adına yapışmasına müsaade etmemeli bence...)

en: sevdiğim komşum
dişe : dokunur ne varsa sende var
lip: "Sen, dudaklarınla yüreğime batan iğnesin"
erim : "erim er olsun da yerim çalı dibi olsun"

- ama bu fotoğrafın çok güzel -

"saçları örgülü kız kalmadı artık sokaklarda / ‘aşık olunacak kız kalmadı’ "

ustaoğlu'nun hiçbir filmini izlemedim. sebep belli: hepsini ardısıra izlemek. bu takıntımdan ötürü demirkubuzu daha bu senenin başına kadar izlememiştim. öte yandan peşpeşe izlemenin de tadı bir başka oluyor. şimdi baktım da imdb den, ustaoğlu' nun filmleri sinematek partisi yapacak kıvama gelmiş.

selametle efendim...

Adsız dedi ki...

o son paragraf iyi ki var

endiseliperi dedi ki...

ooo torkunç beyi-m,
en son seni bir kıza deli gibi aşık bırakmıştım, hayırdır, bitti mi, kız saçını örmüyor muydu?:p

izlemelisin yeşim ustaoğlu'nun filmlerini. öyle iyi ki.

saygılar, sevgiler.

endiseliperi dedi ki...

iyi ki adsız. o son paragraf olmasaydı da sevdiğinin ruhunda yurt bulmuş (öhöm) bu fani...

ne diyorum yahu... iyi ki ama iyi ki var o son paragraf.

teşekkürler, sevgiler.

torkunc dedi ki...

:))

aman şeytan kulağına... yok efendim, hanım kızımızla aramızdan sızmaya çalışan su aşkımızın aleviyle buharlaşıp üzerimize nem olup düşüyor.

izleyeceğim kısmetse, çok iştahlandırdınız beni...

Adsız dedi ki...

Kücüktüm ben izledigimde - simdi sanki cok büyümüsüm gibi gözlerimden yas geldigini hatirliyorum.

Belki tekrar izlemem gerek..

endiseliperi dedi ki...

adsız,
evet evet, yeşim ustaoğlu öyle içten, öyle derin ki çünkü.