"(...)
kırk yaşındayım. on yaşına kadar, çevremi, özellikle çevremdeki sessizliği kavramaya çalıştım. bugün gecenin bazı saatlerinde kitlenin anlamsız gürültüsü içinde boğuluyorum. çocukken nasıl karın beyaz rengini ya da ağustos rüzgarını ya da yaz öğlen saatlerinin göz kamaştıran ışıklarını sözcüklere, anlamlara aktarmaya çalıştığımı anımsıyorum. çocuk kendi çevresine bakıyordu. ne çocuk ne de büyükler, içimdeki ne canlı ne de cansız bir varlık, bunun dışında bir şeye anlam vermeye çalışıyordu. ahşap eve, geceye. korkuya. yalnızlığa. çocuğun içindeki çocukluğa."
s/18
* bu gece film yok... sadece sessizlik. birazdan kitap okuyacağım. don pepe peder arkadışıyla bir demet çay karşılığında oynadığı kumara son verip, bir ordunun ileri karakollarını teftişe çıkan bir komutan edası ile yürüyüp nöbetçileri kontrol edecek ve sessizliğin içinde öyle kaskatı bir an duracaklar ve neden sonra gümüş madeninin sesi sulaco'da gökgürültüsü gibi çınlayacak. ben bu sesi içimde duyacağım. ne tuhaf diyeceğim, şurda, şu odada, kendi sessizliğimi kavramaktan bu kadar uzakken...
vs.
vs.
Perşembe, Eylül 23
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder