Pazar, Ekim 24

pazar filmi: nothing personal


az önce harika bir film izledim.
hala bir programınız yoksa akşam için,
 çayınızı alıp, izleyin derim.

10 yorum:

Adsız dedi ki...

Peri!!

Ne güzel film bu!! Çok teşekkürler. Ne diyeceğimi bilemiyorum.. Biliyorum da burada diyemiyorum. :) Dün geceden beri izliyorum filmi, parça parça, bitmesin diye ara vererek, kıyamayarak.

İnsanın kendini, hayallerini, yapmak istediklerini bi filmde gördüğünü düşünüp ah işte bu demesi narsistlik midir sence?

Sevgiler!!

Adsız dedi ki...

Nefis bir film bu. Ben festivalde izlemiştim, Eskişehirde. Tarifi zor ama çok güzeldi.
Stella

endiseliperi dedi ki...

evet... çok güzel gerçekten de. fakat PS, düşündüm de bu film, evet, tam senin için. o adada, o evde ben de yaşamak istiyorum. adamın yatak odası hani pencereye dayanmış ve yağmur yağıyor ya, ne hoş bir görüntü o öyle... ve tüm manzaralar, o insansızlık, doğa ne kadar cezbedici... insanların müdahalesi olmadan bile iki kişi arasında bir ilişki ne kadar zor... ve ah insanlar ne kadar zorlaştırır, yıldırırlar insanı.

insansız ada istiyoruz!

sevgiler çok.

endiseliperi dedi ki...

stella merhaba! seni gördüğüme ne çok sevindim. bazen aklıma geliyorsun, seni düşünüyorum. seni seviyorum. bunu böyle yalın bir şekilde demek tuhaf ama sana iletmek istediğim şey bu.

bu filmi dün akşam tesadüfen buldum. hiç ama hiç bilmiyordum. stephan rea'yı çok severim. bir de irlanda kırsalında geçiyor ya, manzarası illaki iyidir, demiştim. fakat film baştan sona büyüleyici çıktı.

sevgiler.

parka dedi ki...

Evet bu filmi daha önce izlemiş ve çok beğenmiştim. Bir kez daha hatırlamak güzeldi. Teşekkürler. İzlediğiniz ve yorum getirdiğiniz film veya kitap, sanat adına her ne olursa olsun okuyucu için link vermeniz çok daha doyurucu kılıyor sayfanızı. Bunun içinde ayrıca teşekkürler ediyorum.

Sevgilerimle arkadaşım.

endiseliperi dedi ki...

hoşgeldiniz, kara kalem. biraz dağınık bir bloggerım ben sanırım. bundan sonra daha dikkat ederim link vermeye. öneriniz için çok teşekkür ederim.

sevgilerimle.

zeynep dedi ki...

öneriniz ve link icin cok tesekkürler. sayenizde nefis bir film izledim.

sevgiler
zeynep

endiseliperi dedi ki...

rica ederim, zeynep. bugün izlediğim film de çok hoştu. öneririm.

sevgiler.

Elif Derviş dedi ki...

Az önce bitti film. Bi tuhaf, kaldım böyle oturduğum yerde. Kadının ilk halleri, o saldırganlığı, inadı, kendi başınalığı uğruna kabalaşması kendimi hatırlattı biraz bana...ve sonra, sevgiye karşı koyamayınca baışlarının yumuşayıvermesi, kaybetme korkusuyla adımlarının küçükleşmesi sanki... insan kendiyle ilgili ne ararsa onu buluyor bence film izlerken.

Çok güzelmiş... teşekkürler :)

çello çalan kedi dedi ki...

evdeki koşulların değişmesinden ötürü internet kullanımımızda artış oldu. eskiden kotamızı dolduramazdık, baktım artık sınırları zorluyoruz, en iyisi internet paketimizi sınırsıza çevirelim istedim, akşam iş çıkışı çarşıya gittim(biliyorsun küçük şehirde çarşı diye birşey var). bayide işim bitti, sonra bir umut hadi şu ilerideki ayakkabıcıya bir daha bakayım dedim, bu kış kendime almak istediğim ama bir türlü istediğim gibisini bulamadığım için alamadığım botlar işte karşımda! işyerinden kızlar bot beğenmediğim için dillerine dolamışlardı beni, oysa aradığım bot bildiğin postal gibi, sade basit, bağcıklı.. ayakkabılar ve botlar ah o çizmeler hep ama hep hanımhanımcık, şatafatlı, oysa ben altı üstü asker postalından hallice bişey bulmak istiyordum bu küçük şehirde, şimdi sevinçliyim. neyse eve geldim, ve filmi izlemeye başladım. bazen bu tür yazılara göz atıyorum, şöyle üstünkörü. filmin 3. kısmına geçmiştim, içim doldu... senin bana ne kadar çok şey kattığını sana söylemezsem hem izlediğim filme hem de senin paylaşma yetine haksızlık etmiş olurum korkusu düştü içime... öyle işte... fırk!