the wind blows
-katherine mansfield
p.137
"ne şanslısın," dedi arçil, "ben gidince uyuyabileceksin." uyuyacaktım, ama o böyle diyince onun adına çok hüzünlendim. "uyumayacağım ki..." dedim, "bu güzel havada miskinlik yapılır mı hiç!" uyumadım da gerçekten. bugün sokak günü. mutfakta, açık radyo'yu açıp, kahvaltımı yaptım. ortalığı toplayıp, odalar havalansın diye camları açtığımda... ah bu rüzgar!
yazabilseydim onun gibi yazmak istediğim yazar, mükemmel, büyüleyici, şiir dolu, kusursuz bir ritmle inip yükselen, yüreğimi çarptıran, bir hıçkırığı boğazıma düğümleyen yazar, katherine mansfield'in bu öyküsü tam bu zamanlar için. ben çıkıyorum, siz okuyun. eğer enerjim olursa, türkçesini de yazarım size. ama ondan bir öykü yazacaksam, seçeceğim öykü bir başkası olurdu. bakalım, bir gün yazarım belki onu. ama siz, onu bu kadar anlatıp durduğuma göre belki kitaplarını edinmişsinizdir. ola ki elinizde yok, iş bankası yayınları'ndan, oya dalgıç çevirisiyle çıktı. epey kalın bir kitap, tüm öyküleri içeriyor olmalı. sevdiğiniz birine armağan etmek için daha iyi bir seçim düşünemiyorum. ben öyle yaptım.
ben hazırlanıyorum. bu havada elbise giyilmez. saçları da sıkı sıkı örmek gerekir. bir de iyi bir nemlendirici şart. hadi.
***
güne not:
yorucu ama güzel bir gündü. karton fincanda kahve ve sigara içerek kadıköy'de dolaştım. banka vs gibi sıkıcı işleri halledip, zorunlu alışverişleri de yaptıktan sonra (arçil'e kaleci eldiveni, pena, sivilceleri için jel, traş bıçağı, deodorant, sert, siyah kapaklı, spiralsiz, kalın defter), sahafları, kitapçıları dolaştım. orhan pamuk-manzaradan parçalar, friedrich dürrenmatt-yunanlı bir kız aranıyor (polisiye severlere dürrenmatt polisiyesini şiddetle tavsiye ederim), arnon grünberg-hayalet acı (hollandalı bir yazar, hiç tanımıyorum. otobüste gelip giderken okumak için aldım).
yine de... bir insan eve döndüğü her seferinde benim kadar mutlu olmuş mudur acaba? akşam, güzel bir çikolatamız vardı; onunla, hafif bir fransız filmi izlemek istedim. berbattı. ama nasıl yorgunum, filmi hiç durdurmadan sonuna kadar izledim.
Cuma, Ekim 1
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder