Çarşamba, Ocak 19

gezinti


















şuradan

"dün, mezarının yerini unutmuş bir hayalet gibi dolaştım dağlarda."

4 yorum:

Ayça Yaşıt dedi ki...

Siyah beyaz bir kedim de olmuştu çocukken. Gördüğüm en gururlu kediydi, haybeye naz yapmazdı. Okulumun sapa yollarında bana eşlik eder, kalabalık yola varınca vedalaşırdık. Belki minik ufak bir mimkle en fazla. Pek kullanılmayan toprak yolun sol yanında boylu boyunca bir bahçe duvarı uzanırdı. Yüksekliği, yolun başında bir metreyken, yolun sonuna doğru üç metreye çıkardı. Kedim o duvarda yürüyerek eşlik ederdi bana, durup bazen bahçenin içinde ilgisini çeken bir şeye bakardı. Belli tepkileri vardı ne gördüğüne dair, dönüp ona göre bilgi verirdi. Duvarın son bulduğu noktada eğilirdim, kedim iki kürek kemiğim arasına atlar, aşağı inerdi. Çimlere oturup gözlerini kısardı mırıltıyla, böyle vedalaşırdık. Hiç konuşmaz, çok yaşardık. Sessizliğe saygısı vardı. O'nunla yalnızlığı paylaşmakta olağandı. Bazı günler, o duvara birlikte çıkar, etrafı resimdeki aslan gibi izlerdik. Güzel bir gece oldu, teşekkür ederim.

Sevgiyle.

endiseliperi dedi ki...

atze, ne çok seviyorum sözcüklerini... küçük, sevimli, içlerinde mucize taşıyan şeyler... çok sevdim bu yazını. burda kaybolmasın, kıyamam... al, sitene yaz bunu.

sevgiler, öpücükler.

Ayça Yaşıt dedi ki...

Narin Peri,

İnsana güven ve huzur veriyorsunuz. Size yazarken, bir karşılıklı sohbet keyfi hasıl oluyor. Belki tılsımı burada sözcüklerin. Belki sadece burada, bu resmin anımsattıkları olduğu için. En önemlisi, herşeye ışıl ışıl bakmayı bilen birine anlatıldığı için.

Sevgiyle.

endiseliperi dedi ki...

canım atze...