Pazar, Nisan 3

güzel bir nisan günüydü



hmmm!? değildi elbette.
gri gökyüzü ile tehditkar bakışıyorduk. görünen o ki, kazanan oydu. ama beni tanımıyor, gücümün sınırlarını bilmiyordu; oyundan çıkacak değildim; gözümü hiç kaçırmadan, kibriti çakıp, sigaramı yaktım. mavi duman arasında gözlerim parlıyordu. "görüyorum, artırıyorum," dedim. blöfümü ya görecek... ya da görmeyecekti. kaybedecek neyim vardı ki. tüm varlığımı, masaya sürdüm... müziği açtım. akşam yemeği için marulu dolaptan çıkardım.


bora bilgin'den. teşekkür ederim.

 :) şuradan

8 yorum:

neo dedi ki...

ahaha! şen bir kahkaha ve ben :) doğrusu bugünlerde zor bulunacak bir ikili. nisan'a ve bahara dikiz demek istiyorum periciğim, hayır böyle meteoroloji bağımlısı bi insan olmak da istemiyorum ama hava da hiç yardımcı olmuyor, kabul edelim. çalışıyorum, badem horultularla uyuyor, kah bach (kafiyeye gel) kah easy listening fonda... yemek yapasım yok, peynir ekmekle geçiştirilecek akşam.. behzat ç'ye kadar çalışayım diyorum. bakalım.

öptüm.

endiseliperi dedi ki...

:) yakışıyor aslında, neocum. hani önce bir tuhasadım, ama hoş oldun bu kahkahayla. ben seni gündürecek başka bir şey yayınlayayım birazdan.

ben, onu olduğu gibi kabul etme aşamasını geçtim sanırım. bana inat yapıyor gibi hissediyorum. ona aldırmadığımı göstermek için yaz günlerine yakışan müzikler dinliyorum. ama onun tavrı şu: çoktan kaybettin, pes et. bense; hayır kaybetmedim, sana aldırışsızım o kadar, yalanını atıyorum. aramızda bir didişmedir gidiyor.

arçil dışardaydı, sabah geldi. pazar gününe börekti, mantıydı, öyle yemekler seçiyorum genellikle ya bugün en sevdiğimiz domatesli spagetti, taze fasulye, kuru köfte ve salata var. marul, salataya;) ama dün, akşam kahvaltısı yaptım, çok hoş oldu, çok severim.

behzat ç'yi belki ben de izlerim. bakalım, gece ne gösterecek:P onu izlemezsem kitap okuyacağım. çok seviyorum okuduğum kitabı ya, dikkatim dağınık biraz, haksızlık yapmamak için, dağıldığım anda kapatıyorum kitabı.

öpüyorum ben de. badem'i de öperim, benim için başını şöyle bir okşa, lütfen.

neo dedi ki...

badem az önce uyandı, patisiyle dürttü, "mamam taze mi, suyum yeni mi, balkon kapısı açık mı?" (tuvaleti orda da matmazelin) dürtmesiydi bu. hemen işe ara verildi, mama tazelendi, kapı açıldı. işlerini halledip hoop yatağa zıpladı. "bak" dedim, "peri okşa" demiş, "gel buraya, asilik etme". isyan miyavlamasına benzer bi ses çıkardı ama yalandan, bi güzel okşadım, başını, gıdısını, "peri'den bu" dedim, "kıymetini bil, düdük!" :)

doğru diyosun, pazar genelde karbonhidrat günüdür :) ne güzel bir menü, afiyet olsun.

behzat ç'yi kusurlarıyla seviyoruz, bir sevgili gibi.

bahara gelince, kimdi o kuzum? tanıyor muyuz kendisini? ;)

not: amma smiley koymuşum, sitcom kahkaha efekti gibi olmuş. ama düzeltmiycem!

justine dedi ki...

Gece kahvaltısını ben de çok severim, çok çok çok! Eve gitsem de yapsam;p
Marulu yediniz mi Periciğim? Ben salatada kıvırcık marula bayılırım;))

endiseliperi dedi ki...

:)severim o badem'i ben. evin içinde tina'nın hakimiyetinde olaylar oluyor, düzenler kuruluyor ya, bakıyorum, minicik bir şey. demek cüsse önemli değilmiş, karaktermiş önemli olan, di mi kızım, diyorum. küstah ve kibirli, başını çeviriyor:)

behzat ç yi sevmek istiyoruz, lütfen bozulmasın ve bizi o aptal dizilerin seyircisi konumuna düşürmesin. onu izledikten sonra dilim biraz bozuluyor, bıçkın, sert bir şey oluyorum, ama ertesi gün geçiyor çok şükür:)

bu yıl bahar ergenlik dönemine girdi, biraz alttan alıp, kaprisini çekeceğiz. hiç değilse, hemen yaza zıplamasak biraz baharda oyalansak.

:)yok düzeltme. ben o smiley'leri görünce insiyaki olarak gülüyorum, iyi oluyor:)

öpüyorum çok. sevgiler.

Adsız dedi ki...

"bu yıl bahar ergenlik dönemine girdi, biraz alttan alıp, kaprisini çekeceğiz."

ahahah

(Kötü kedi PA gülüşü)

endiseliperi dedi ki...

justine! nasılsın, nasıl geçiyor nöbet? arçil de sever çok marulu, havucu da salata da sever, ben tüm kış, turp, havuç rendeleyip marul kesiyorum. dereotu, maydonoz asla yok. bol limonda tuzu eritiyorum, biraz elma sirkesi ve sızma zeytinyağı sonra. arçil kendi salatasını yemiş biraz ya ben çok yapıyorum, birkaç saat sonra yine devam eder. ben salatamı yemedim. sırayla yiyebiliyorum ben yemeğimi. salatayı da ya önce yemeliyim ya da sonra. önce yersem iştahım kapanıyor, doyuyorum, bakalım, bir süre sonra arçil le karşılıklı salata yeriz yine:)

ben sabahları pek yiyemem. sabah arçil gelince büyük kahvaltı hazırladım. yani omlet, salçalı sosis gibi sıcak şeylerle birlikte. simit de çıkardım dondurcudan, erzincan tulumu da fena olmuyor simitle. ama pek yiyemedim. zaten ablam aradı başlarken, onunla bir saate yakın sürdüğü için konuşma... ama akşam kahvaltısına bayılıyorum. sıcak, evcil bir şey. bir de japon sofraları gibi bir sürü tabakta bir sürü çeşit, zevkli oluyor.

böyleyken böyle işte. öpüyorum justine seni. çok kolay gelsin.

endiseliperi dedi ki...

ben de, nerde kaldı, PA, diyordum:) er ya da geç, bahar gelecek, PA:)o zaman sen bile içten kahkahalar atacaksın:)

öpüyorum çok.