Pazar, Mayıs 15

melville istanbul'da



"1856'da kayınpederinin verdiği parayla, kudüs'e gitti. bindiği gemi bu arada dört gün istanbul'da kaldı. ilk iki gün yoğun sisten ötürü, melville hiçbir şey görememiş, ancak sahilde köpeklerin havladığını duymuştu. sis dağılınca istanbul'un görünüşüne hayran kaldı. büyükdere'den bakınca boğaz'ın ne kadar güzel olduğunu anlatır mektuplarının birinde. ama her nedense, istanbul'un ona bir kasvet duygusu, bir bunalım verdiği de anlaşılıyor. sokaklarda, karanlık, korkunç, trajik bir hava seziyor. sanki her birinde kendini asan bir adam varmış gibi, çoğu evlerin yıkık, çürük ve korkunç olduğunu söylüyor. 'binbir direkli sarnıç' dediği yerebatan sarayı'nda, bir cinayete kurban gitmek korkusuna kapılıyor. kapalıçarşı'daki insan kalabalığı, yangın yerleri, mezarlıklar, müthiş sarsıyor melville'i. mektuplarının birinde, bir cenaze alayının peşine takıldığını, bu arada bir mezarın üstüne kapanmış, ağlayan bir kadın gördüğünü anlatıyor; bu kadının ağlayıp inlemesini bir türlü unutamadığını, yirmi yıl sonra bile rüyalarına girdiğini söylüyor."

mina urgan
 

12 yorum:

erhan b. dedi ki...

-neden hiç yorum yok bur'da?
-bazen benim de yabancı bi şehre gittiğimde bir takım nevrotik şeyler hissetmişliğim olmuştur.
-melville'nin hiç bi şeyini okumadım ben.
-moby dick'i ölmeden önce okuyacaım ama. belki bu yaz.
-karnım da aç. yapmam gereken bazı işler var ama o bazı işleri yapamıyorum bir türlü ve miskin bir kişi olduğuma ben de inanıyorum artık.
-şimdi gideyim vesikalık fotoğraf çektireyim, dönerken de kemal paşa tatlısı yerim carmen'de.
-çok sıcak bu gün çorum. fakat yarın yağmurlu geçecekmiş.
-nikah şahidim siz olaydınız iyiydi. sevgiler:)

endiseliperi dedi ki...

- valla ben de hiç anlamadım. oysa alıntı nefis! nefis! arkadaşların da gölgelerini görüyorum şu yandaki kırmızı kutucuktan ve fakat kendileri yok. ama önemi yok, siz geldiniz ya, yeter! (oh olsun gölgeler size!:p)

- ben bir şehre girdiğim anda anlıyorum, o şehirle ilişkim nasıl olacak. hiç şaşmadı.

- ben okudum: pierre ve bartlyby. pierre'de bunaldım. bartlyby ise çok, çok güzel. çok seversiniz. kısacık da bir hikaye. alın, okuyun rica ederim. moby dick'e bayıldım. canım, niçin daha önce okumamışım. ne kadar komik, mizah yüklü bir kitap. gülmekten ölüyorum. inanın bana, çok eğlenceli bir kitap.

- demişsiniz siz: "acıktım" şeklinde ifade etmiyorum ben nedense. evet, ötekileştiriyorum ve "karnım acıktı," diyorum, ben değil, eğer yiyecek yoksa, sorun değil, nasılsa acıkmadım, karnım acıktı:p

- arçil domates yemez. kahvaltıda ilaç niyetine bile. dün bana ne sipariş etti dersiniz? menemen! evet, bol domatesli. biz şu normal ekmeklerden almıyoruz, dilimli paket ekmeklerden alıyoruz ya, dedi ki, ekmek olarak da o bildiğimiz beyaz ekmekten olsun. ekmeğin içini alıp, menemene banacağım, dedi. hadi len, dedim canım evladıma, yemezsin ki niye uğraştıracaksın beni. yerim, dedi. yapacağım. ancak stepne olarak kuru fasulye, kıymalı makarna ve o da olmazsa hamburger vs olanaklarını hazırda bekletiyorum.
az önce de erhan beyciğim, çikolatalı trüf yaptım. geçen gün yaptığım kakaolu kek pek kuru olmuş, dolaptaydı. krema ve çikolata da vardı. trüf yapsanaaa trüf yapsanaaa, şeklinde türkümüzü hatırlayarak...:)

- bu fotoğrafı nikah günü almak için mi çektireceksiniz? hızlı hareketler içindesiniz. hadi bakalım:)

- nikah şahidiniz ben olmayacak mıyım! şahit ben olmazsam o nikah geçersiz olur, söyleyeyim size:) nikah ne zaman, bana yazın. şimdi en yakın arkadaşlarımdan birinin de nikahı var bu ayın sonunda. ama ben yurtdışında olacağımdan maalesef gidemeyeceğim.
neyse bana yazın tarihi alınca. belli olmaz, gelip, çorum belediye düğün sarayını basarım:)

sevgiler, gelin hanıma selamlar:)

şenay izne ayrıldı dedi ki...

aaa, düğünümüz var a dostlar....düğünleri sevdiğimi söylemiş miydim? heyy, ben nerden çıktım şimdi?

endiseliperi dedi ki...

yaa yaa:) canım erhan beyim evleniyor. çok şükür mürüvvetini gördük. belki blog arkadaşları toplanıp, çorum'a düğüne gitmeli ve hep birlikte halay filan çekmeliyiz:) çok matrak olur.

öpüyorum şenay'cığım. çok sevgiler.

justine dedi ki...

Çorum olmasa giderdim ben;p İlk düğün olurdu hem katıldığım, fakat halaya çok karşıyım:)
Ay, nöbetten geldim, duşa girmeden ne yapıyorum ben buralarda ya?! Poliş'le lafladık, oturdum kaldım. Kaçtım ben!

Sevgiler herkese.

endiseliperi dedi ki...

ben bir şeye, bir gruba katılmak istiyorum artık. en iyisi bir halay grubuna katılmak. hey, hey, heyhey! şeklinde naralar atmak, arkadaşlarla aynı anda yere vurmak filan:):)

hadi hadi gir duşa. beni girip çıktım. oh mis gibi, yatağa yattım, çayımı da aldım yanıma. bir de yeşil elmam var. şahane.
house'un son parçasındayım. izleyeyim. house kendini ameliyat etti. evet.

polişka'ya çok selam. tatlı yapmış mı?:)

sevgiler.

şenay izne ayrıldı dedi ki...

"beni girip çıktım" yazılmış. hoohooo, yakaldım gene.
düğüne gitsek ne güzel olurdu.

endiseliperi dedi ki...

şenay'cığım sana çok iş dişer burda, o hatalardan çok yapıyorum.

belki gideriz şenay, bir düğün tarihi belli olsun da.

sevgiler.

erhan b. dedi ki...

23 mayıs pazartesi saat 11'de imza atmak üzere badem bıyıklı bir belediye memurunun karşısında ben (ve sanırım milan) hazır bulunacaız kardeşlerim.

basit bir tören olacak.

akşam gelinimi çorum'da bırakıp otobüse atlayacak izmir'e geri döneceim.

:)

endiseliperi dedi ki...

ooo erhan bey'ciğim, böyle olmaz ama, düğün de lazım. yaparız sonra.

tamam, adil bir işbölümü yapalım; siz nikah yapın 23'ünde, ben de balayına çıkayım 24'ünde:)

canım erhan bey'im, allah tamamına erdirsin, bir yastıkta kocatsın, dertler, sıkıntılar olsa da neşeniz, sevginiz daim olsun. amin.

çok öper, çok çok sevgilerimi yollarım. gelin hanımı benim için de öpün, selamlarımı iletin.

düşlerdekalan dedi ki...

hepiniz çok tatlısınız..

endiseliperi dedi ki...

teşekkürler...