süpürgenin kapatma düğmesine basınca hüzünleniyorum. onca yaşam dolu şamata, gürültü, eylem bir anda son buluyor. bazen o her şey sona ermiş gibi olan sessizliğe dayanamayıp tekrar açıyorum, yaşam ellerimde yeniden başlıyor:) kahvaltı yapıyorum şimdi. uyku yoluna koymuş her şeyi. iyiyim. rüyamda, göl içinde yaşıyor, orada yeni organizmalar arıyormuşum. yemek için mi, yoksa bilim aşkına mı, emin değilim. 'suda yaşayamam, nefes alamam,' diye korkutuyorum kendimi. bunu farkedinceye kadar gayet güzel idare ediyordum oysa. korkuyla uyandım sonra, nefes nefese... sabaha karşı. hava ılık, yağmur yağıyor, çok güzel. pencereyi açıp, yeniden girdim yatağa. az önce kalktım. tina ile oynadık. çay demledim. müziği açtım. kahvaltı yapıyorum. krem pantolon, mavi tişört mü giysem; yeşil bluz, siyah tayt mı?... zor karar, büyük dert:) uyku aşırıya kaçıp sorunlu bir zihni bu sığ sulara kadar çekmiş. bu mevkide olmakta sayısız fayda var. hazırlanalım. bir de ıslık çalmayı bilseymişim, yakışırmış.
Cumartesi, Nisan 14
sabah iyidir
süpürgenin kapatma düğmesine basınca hüzünleniyorum. onca yaşam dolu şamata, gürültü, eylem bir anda son buluyor. bazen o her şey sona ermiş gibi olan sessizliğe dayanamayıp tekrar açıyorum, yaşam ellerimde yeniden başlıyor:) kahvaltı yapıyorum şimdi. uyku yoluna koymuş her şeyi. iyiyim. rüyamda, göl içinde yaşıyor, orada yeni organizmalar arıyormuşum. yemek için mi, yoksa bilim aşkına mı, emin değilim. 'suda yaşayamam, nefes alamam,' diye korkutuyorum kendimi. bunu farkedinceye kadar gayet güzel idare ediyordum oysa. korkuyla uyandım sonra, nefes nefese... sabaha karşı. hava ılık, yağmur yağıyor, çok güzel. pencereyi açıp, yeniden girdim yatağa. az önce kalktım. tina ile oynadık. çay demledim. müziği açtım. kahvaltı yapıyorum. krem pantolon, mavi tişört mü giysem; yeşil bluz, siyah tayt mı?... zor karar, büyük dert:) uyku aşırıya kaçıp sorunlu bir zihni bu sığ sulara kadar çekmiş. bu mevkide olmakta sayısız fayda var. hazırlanalım. bir de ıslık çalmayı bilseymişim, yakışırmış.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
136 yorum:
Kaç zamandır okuyor ama yorum yazmıyordum. Bugün şu elektrik süpürgesiyle olan ilişkin çok hoşuma gidince Peri'ye günaydın demeden gitmeyim dedim. Benim tostos da salonda açılıp kullanılmayı bekliyor ama aramızdaki ilişki seninki gibi şen-şatır değil, sıkılıyorum ben ondan:))
Başlıkdaki fotoğrafa bayıldım desem, tam baharlık hatta yazlık, içim açıldı bu yağmurlu günde.Az evvel yavru kuşların minik olanı saksı-yuvadan yere düşmüş, diğerini tek görünce aklım başımdan gitti, anaları ortada yok. Bulana kadar kalbim çarptı, sonra baktım sandalyenin bacağının kıyısına yapışmış titreyip durur. Ağlayacaktım neredeyse. Koydum kardeşinin yanına ama anaları hala yok, sanırım bir süre sonra yalnız bırakma süresi uzuyor ama pek minikler ve galiba üşüyorlar, titreyip dururlar, neredeyse koynuma sokacağım:))
Hangi kıyafeti giydim bilmiyorum ama eminim yakışmıştır:) Güzel bir hafta sonu olsun, sevgiyle...
Islık çalmayı bende çok isterdim..Şöyle güzel bir şarkıyı mırıldanır gibi...Zor uyudum zor uyandım, ekşi bir suratla bakıyorum yeni güne ya, hadi bakalım...Sevgiler..
Sana bütün güzel şeyler yakışır Pericik, haftasonun güzel geçsin :)
Hi hi :) birinci mevki :)
şimdi girdim eve. sırılsıklam oldum. umarım hasta olmam. ben bir sıcak banyoya gireyim hemen. görüşürüz.
ne güzel yağmur yağdı değil mi pericm? bizde bahçe işleri yaptık, temizledik bahçeyi ve arkadaşlarla balkonuma çıktık kahve içmeye. işte o sırada başladı yağmur :)
merhaba,
bir süredir okuyrum sizi.düzenli degil, ne zaman cok yalniz hissetsem, ruhum daralsa, acip bakiyorum buraya...teselli veren seyler oluyor hep, cümleleriniz kederli olsa da öyle yakin ki...bu yakinlik teseli eden. tuhaf aslinda, insanin hic sesini duymadigi, yüzüne bakmadigi biriyle konusmak istemesi...onun sözlerini duymak istemesi...
size sasiriyorum cogu zaman...burda bu kadar acik olmaniza, böyle samimi dostlarla dertlesir gibi yazmaniza cogu zaman...sonra insanlari ancak uzaktan sevebilen biri olarak bana öyle anlasiliyor ki burda böyle olusunuz...sasirmami yadigiyorum...görülmek istiyoruz degil mi, anlasilmak, duyulmak, bilinmek (tipki simdi benim yaptigim gibi:)...simdi ben ilk kez tanimadigim birine yazarak kendimin bir sinirini asiyorum!
yagmurda islanmak güzeldir, ama üsümek fena..ben bazan soguktan korkutugum icin disari bile cikmiyorum..cesretinizden ötürü kutluyorum sizi...tüm cesaretlerinizden.umuyorum isindiniz, ayaklariniz sicak..
kalin saglicakla...
deniz.
özür dilerim. konuşamadık. hızla hazırlanıp çıkmam gerek. çizme giyeceğim bu sefer:) akşama görüşürüz.
çok, çok sevgiler.
Peri'cim;
Dogum gunun kutlu olsun. Sevdiklerinle birlikte, nice nice yillara saglikla erismeni temenni ederim.
sevgilerimle..
çok teşekkür ederim, ökçecim. arkadaşlar kusuruma bakmayın, n'olur, gelemedim bi türlü. öpüyorum hepinizi. çok, çok sevgiler herkese.
Perii, inşallah keyfin yerindedir.. Mesela erguvanların keyfini sürmektir siteye girmeme nedenin.. :) sevgiler..
iyiyim, zeytincim. erguvanlar mı? erguvanlar mı açmış!?:p
öpücükler, sevgiler.
nerelerdesin periii
Bu ara çok uzun oldu ama :(
Yağmur
3 hafta oldu ama.
peri nerdesin özledim seni...
armağan
merhabalar,
fırsat bulunca yazacağım. herkese sevgiler.
penceresi acik odanin...iki yanina ihlamur agaclari siralanmis islek bir cadde üstünde is yeri.otomobil sesleri ve ihlamur kokulari birlikte giriyor iceri. pek is yok bugün...bu yüzden cok yorucu, en yorucu olan sey cünki bu is yerinde calisiyormus gibi yapmak...gecmiyor zaman, giderek agirlasarak gecmiyor.aklimi basimdan aliyor bu ihlamiúr kokusu...ne güzel, ne taze geldi bahar...anlik bir sessizlik sonra...kus civiltilari saskinligi..otomobiller susinca bir an aaa meger ne cok kus varmis bu sehirde saskinligi..vay be...yaramaz kuslar cik cik de cik cik..sabah güzel basladi.gazetelere bakiyorum sonra.radikalde bir fotograf uludereden.ali topuz yazmis...fotograf...sarkiyor egerinden gözleri nemli bir esegin sirtina kalin sicimlerle baglanmis ölü bir cocuk bedeni...sari cicekli,kahverengi bir bataniyeye sarilmis coktan sogumus bedeni...öyle minicik ki bedeni..sicimin diger ucunda baska bir beden sarkiyor.onun da botlari büyük ayagina...icimde dipsiz bir caresizlik..sonsuz bir utanc...utanc bahara sevinmekten, bu ihlamur kokusunun aklimi almsi basimdan..nasil affedilir...topraga karisirken minicik bedenler orda...dünyanin hangi kösesinde bir insan tam bir sevinc duyabilir, cicekleniyor diye agaclar...aklim unutma bu resmi,ihlamur kokularina gömme...cok utanirsin yoksa kendinden,insan oldugun icin.....
ne korkunc bir devlet bu, bahar kokularini zehirliyor ölü cocuk bedenleriyle...
anneler günü'nüzü kutlar, ellerinizden öperim:) sevgiyle.
ah çıkınını geçe düşleriyle dolduran tutsak
bak gene renklerin fırçasını eline almış zaman
Yaa Peri, bu hasret bitsin artık :)
Mimledim sizi,eğer kabul ederseniz :))
özledik yahu :)
arkadaşlar merhaba,
saçmasapan işlerle boğuşuyorum. bu dışarısı var ya, çok, çok saçma. dışarı çıkmak zorunda kalan arkadaşlar, her gün dünyayla çarpışmak zorunda kalanlar, hepinizi yürekten kutluyorum. büyük iş başarıyorusnuz, kendinizle övünün.
o kadar vakitsiz olmaktan değil, dikkatim dağıldı, buraya bakamıyorum. beni biliyorsunuz, içtenliksiz, baştan savma olacağıma hiç olmuyorum.
iyi şeyler de oluyor ya, bugün canım da sıkkın biraz. idare ediyorum. yarına düzelirim, kendimi doğru, yeterli ifade edebileceğim bir dil, bir ruh hali bulur bulmaz da yazarım.
şimdilik bu kadar diyeyim. her gün gördüğünüz aynı sayfa için özür dilerim. sıkıcı biliyorum. ben dayanıyorum, siz de dayanın biraz. beni unutmadığınız, yorum ve mektuplar için çok, çok teşekkür ederim. inanın kıymeti çok büyük.
hepinize kucak dolusu sevgiler.
Nerelerdesin diye sorayım dedim yorumlara verilen yanıtla anlaşıldı ki biraz daha bekleyeceğiz.
5 hafta oldu:(
hep birlikte "elmaaaa" dediğimizi duyuyor musun? çık artık ruhun uygunsa:)
meral
her şey yolundadır umarım.
merhabaaa:)
geleceğim, geleceğim de... gelemiyorum:)unutmadım sizi, ama ne yazayım, ne diyeyim, onu bi türlü toparlayamıyorum. bazen bir şey oluyor, hemen size anlatayım istiyorum, ama bir bakıyorum dikkatim dağılmış, araya başka şeyler gitmiş, ben birkaç gün sonra yazacağımı hatırlıyorum. o zaman da haber değeri kalmıyor. her şey aslında bildiğiniz gibi. arçil, tina, ev... dün terası yıkadım. kuşların leğeni kırılmış, yeni, daha büyük leğen almak lazım. andre maurois'nin iklimler kitabı dün bitti. ehhh... pek sevmedim. kahvaltı yapıp, kuaföre gideceğim birazdan. sonra da belki kadıköy'e. insan ne giymeli şaşırıyor. ben bir dağda yaşadığım için burası hep daha serin oluyor. şehre indikçe üstümdekileri peyder pey çıkarıyorum. ince ama kat kat giyinmekte fayda var ve yanımda kocaman bir çanta taşımakta da. temmuz'da (!) hava ısınacakmış diyorlar:)pek inanmıyorum bu söylentiye, artık umudumu kaybettim:) bu derinliksiz, sığ sohbeti şunun için yapıyorum; ben gelince aklınızı ne geçiyorsa, hepsi aynen devam ediyor işte. bir ara geleyim, konuşalım gerçekten de. yazdıkça sizi özlediğimi farkediyorum.
sevgiler hepinize.
gel bence de artık...venüs geri çekiliyormuş onun için midir nedir, hayat pek bi saçmalıyor bu aralar..üstüne sen de yazmayınca iyice tatsız tutsuz ((
sevgiler,
armağan
Ya ama olmaz ki böyle :)) Peri gelsen ya artık .. bak bugün benim doğum günüm...:)
beklemedeyiz..
(meftun)
kusura bakmayın, arkadaşlar, geç yayınladım yorumları. zeytincim, mutlu, sağlıklı yıllar diliyorum sana. kendimi buraya yazacak gibi hisseder hissetmez yazacağım.
çok teşekkür ederim hepinize ilginiz için.
sevgiler çok.
neyse... yoruma dün yazdığına göre oralardasın.. sadece buralarda değilsin. bazen sevdiğin birinin oralarda bir yerlerde olduğunu bilmek de yeter.
U(YKSZ)
Teşekkür ederim Peri.. zaman ve enerjiler çok hızlı.. o hıza sihirli bir sakinlikle uyum sağlamak çabası...:) sevgiler..
bende ara ara gelip bakıyorum yeni yazı yok merak ediyordum son yorumu görünce sevindim.. bekliyoruz..
Keske yeniden yazsaniz.... Cok ozlendiniz :(
Sevgili Peri,
Lütfen geri dönün,sizi, yazılarınızı çok özledim.
Tchibo'daki kız Özge
özgecim...
keşke yazabilsem, keşke eskisi gibi inanabilsem... bakalım, gelecek ne gösterecek.
öpüyorum seni. sana, ablana, annene çok, çok sevgiler.
AMA neden??? Nicin? Nasil??? Keske tekrar inanabilsem derken????! Iyice merakta ve endisede birakiyorsunuz bizi....bu kadar sevip bu kadar ozlenirken bu ayrilik niye ki :(
güzel perim, tatlı perim, inci perim, herşeyin üstesinden gelebilecek perimm.. dikkat et kendine, Allah gönlüne göre versin, işlerini kolaylaştırsın..öpüyorum çok..
(Meftun)
Nerelerdesin?
Her şey yolunda mı?
hiç de öyle gizmeli bir hava, şık bir esrar havasıyla merak duygusunu kışkırtmak gibi bir isteğim olmamasına rağmen, böyle bir anlam çıkıyorsa, özür dilerim. nasılsa, nasıl biliyorsanız öyle devam edip gidiyor hayatım. bazı kitaplar okuyorum mesela ve bunları, yazsam diyorum. çünkü ne kadar zamandır, kitap, onu okuyan ben ve onu anlattığım siz çok iyi bir örgütlenme içinde olmuşuz ve okumak denilen şey zihnimde öyle tarif bulmuş. şimdi eksik, kısa kalıyor okuma serüveni. oysa mesela bernhard okuyorum yoğun bir şekilde ve bernhard muhteşem bir yazar arkadaşlar, demek istiyor, bunu kanıtlamak istiyor ve coşkuyla sizinle paylaşmak istiyorum. conrad'a gösterdiğim ilgiden hiç de aşağı kalır bir ilgi değil bu. çünkü bernhard çok enterasan, çok farklı, çok iyi bir yazar.
bazı değişiklikler oluyor hayatımda ve belki olacak. bunları yazarım zamanı gelince. önemli değil de, işte... hayat geçiyor ve hayatla geliştirdiğim bağda aslına bakarsanız hiçbir değişiklik yok. umarım olmaz da. iş olur, ev olur, arçil'in okulu olur, tina'nın yeni türden şımarıklıkları olur... bunları yazarım.
iyiyiz. hava sıcak. ev sessiz. bernhard'ın düzelti kitabını okuyordum da kalktım. film izlemekten, okumaktan gözlerim acıyor iki gündür. tina sefil vaziyette uyuyor, yatağı bile düzeltemedim. terasa yine kuşlar için su koyuyorum ve onlar da terasta orda burda uyuklayıp, birbirlerine kur filan yapıyorlar. adana'ya gidip geldim bir ara. fotoğraflar var, yazarsam onları da yayınlarım.
işte böyle. hep aynı. iyiyiz. keşke heyecanlı değişiklikler olsa da bu sessizliğin sonunda acayip şeyler anlatsam size. ama maalesef yok.
öpücükler, sevgiler herkese.
Değerli Peri,
Bu uzun suskunluk döneminin sinyalleri son yazılarınızda hissediliyordu sanki...
"....hayatla geliştirdiğim bağda aslına bakarsanız hiçbir değişiklik yok " demişsiniz ya...
Kendini DüşHekimi diye tanımlayan dostum Diş Hekimi Yalçın Ergir (ergir.com) yıllar önce bir gün şuna benzer bir cümle kurmuştu bana; " hayatımızda dikkate değer yeni bir şey olmaması da iyi bir şeydir aslında...çünkü her yeni şey iyiye gidişin işareti olmayabilir...(hastalıklar, sıkıntılar , şunlar bunlar vs...)"
Bu dönem de böyle geçecek belli ki...
"Okurlar dostlardan daha vefalıdır" diye tumturaklı bir cümle uydursam şimdi bilmem ne dersiniz...
Bizler , tarihi belli olmasa da , ucu açık olsa da yine de bekleriz bir gün karşımıza çıkıverecek yeni yazıların zamanını...
Hakikaten bekleriz çünkü sizin uzun zamandır okurlarınızla paylaştıklarınız güzel şeyler, küçük şeyler, yalın şeyler, plastik olmayan şeyler ve daha da önemlisi hepimize ait, insana ait insani şeyler...
Sevgi , selam ve merhabayla....
Umar Törem...
Selam... Sevgili Peri, güzel Peri, umarım hayatındaki değişiklikler sana yeniden yazma isteği ve inancı verir. sevgiler, kolay gelsin..
Hadi EndişeliPeri, sizi bekliyorum. Terkinize Bernhard'ı da katıp dönün artık buralara.
biraz zor, azıcık da heyecanlı günler geçirmekteyken, sesiniz ne iyi geliyor arkadaşlar. size sımsıkı sarılmak istedim şimdi gözlerim dolup taşarken.
bernhard'ı çok seviyorum, hegesias. conrad'ı nasıl aşırılaştırdıysam, bernhard'a duyduğum ilgi de öyle. bambaşka bir okuma zevki veriyor bernhard ve bu conrad da dahil, daha önceki zevklere hiç benzemiyor. daha iyi daha kötü diyemem, ama çok farklı. derinden seviyorum onu. eğer yeterli sabır, dikkat gösterilirse bernhard'ın seveceği okur olmak da zor değil.
bernhard'a ilgi duymanız beni çok sevindirdi. ama şimdilik bu kadar diyeyim. hemen hiç vaktim yok.
herkese kucak dolusu sevgiler, selamlar.
yüksekökçe, misi'ye baktım şimdi. ne tatlı öyle! sen de ne iyi bir annesin, aferin sana. öpüyorum ikinizi de.
Merhaba,
Arçil'in sınav sonucunu merak ediyorum. Kendisi için en iyisi olmuştur umarım.
canım songül'cüğüm,
çok şükür, istediği bölümü kazandı. çok, çok teşekkür ederim.
sevgiler kocaman.
hayırlı olsun! başarıyla tamamına ersin diliyorum. emeğinizin karşılığını almanız ne güzel:)
Tebrikler :)
Sevgili Peri,
Yazilarinizi ve sizi cok ozluyorum...kisacikta olsa, uzun aralarla da olsa yazdiklariniz bu hayati daha yalniz ve mutlu kiliyor(du). En kisa zamanda yeniden yazilariniza kavusmak dilegiyle...sevgiyle kalin ve hep yazin, burda yayinlamasaniz da hep yazin, cunku biliyorum ki siz de yazdikca cogalanlardansiniz :)
Thalia
sevgili arkadaşlar,
ne güzel!... ne güzel hâlâ aranızda olmak. teşekkür ederim. arçil'le seviniyoruz, iyi oldu kazanması. bu akşam o 'red hot chili peppers'ın konserine gitti. ben de az önce işten geldim, nasıl yorgunum, tahmin edersiniz. bir soğuk bira açıp, tina'yı kucağıma aldım. sanırım bu ay içinde bu evden karşı yakaya taşınacağım. küçük, sıcak ve işe-okula yakın bir ev tuttum sayılır bugün. kadıköy'ü nasıl bırakırım diye kara kara düşünmekteyim, ama heyhat, hayat diyelim... sahip olduğum en değerli şey 'zaman' bu aralar ve zamanın yolda geçmesi çok bunaltıcı.
bernhard okumaya devam ediyorum ve elimde şu an 'don' kitabı var. çok seviyorum benrhard'ı. 'don' ilk kitabı ve diğerlerinden biraz farklı. eşsiz bulduğum, hiçbir yazarla karşılaştıramadığım bernhard'ın bu kitabında yer yer kafkaesk sahneler var. böcek metaforu ve özellikle doktor kahramanın rüyasında ameliyat yaptığını gördüğü sahne neredeyse kafka'nı 'dava' romanındaki mahkeme sahnesinin verdiği duyguyla bire bir aynı. ancak sonraki kitaplarında iyice kendine özgü bir yazar oluyor bernhard. keşke bernhard'ın okuduğum her kitabından sonra konuşsaydık burada... sizinle paylaşmayı çok isterdim.
ama nasıl anlatayım bilemiyorum, endişeliperi'nin o münzevi, o dindarca steril hayatında onu sağlıksız yapan bir şeyler de vardı. endişeliperi sanki çocuğummuş gibi ona müdahale edip burada yazmasına engel oldum. bu mahrumiyet onu epeyce sarsmasına rağmen şimdi kendini yüz yüze ilişkilerde sınıyor. hâlâ içe kapanık ve anlık vermesi gereken tepkiler nedeniyle daha sonra endişelere boğuluyor, doğru mu yaptım diye, ama alışıyor, kendini yine kendinde tanımaya çalışıyor ve ona ayna olacak insanları henüz bulamamış durumda 'gerçek' hayatta...
ve sizleri çok özlüyor. bakalım işte... şu eve bir taşınsın, işine, çocuğunu üniversiteye göndermeye alışsın, öyle sanıyorum ki eski dostları olan sizlerle yine birlikte olmayı seçecek. çünkü burası 'zihinsel' bir paylaşım alanı ve endişeliperi şimdi ve her zaman zihinsel paylaşımı her şeyin üstünde tutuyor.
işte böyle. sizleri çok özledim. dile kolay, 6 yıl birlikte olduk, üzüntümü, sevincimi, heyecanımı, hayatımda ne varsa sizlerle paylaştım. bana verdiğiniz destek, yalnızlığımı paylaşırkenki içtenliğiniz öyle değerli ki benim için. gözlerim doluyor şimdi yazarken bile.
iyi ki varsınız... iyi ki tanıdım sizleri. hayatınızda yer açtığınız, beni unutmadığınız için hepinize tek tek sarılıp teşekkür etmek isterim.
umarım bir gün, hiç hesapta yokken, eskiden olduğu gibi oturup yazıveririm. bunu çok isterim.
özlem dolu içten, kocaman sevgiler hepinize.
o kadar zaman sessizce okuyup, yeni yeni yazmaya başlamışken özlemek benim için üzücü.. ama eminim ki gereği vardır ve umarım sana iyi gelir bu dönem... yeni evin, yeni işin, Arçil'in yeni hayatı hepsi güzelliklerle geçsin.
gene de ara ara bakmayı sürdüreceğim buraya.. yeniden görüşebilmek dileğiyle.. bol şans..
Arçil adına daha doğrusu ondan da fazla mutlu olan perinin adına sevindim. Dönüp dönüp baktım yeni bir şey var mı diye... Umarım tekrar yazmaya başlar peri...
Biraz da bencillik katayım; Conrad seven birilerine neden Conrad'dan hoşlanmadığımı bağıra bağıra ifade etmeyi aramıyor değilim galibe :)
Sevgiyle...
Olamaz :((
Peri, bir selam da ben yollayım dedim. Özledik ama sen gönlün istediğinde dönersin nasılsa.
Arçil'i kutluyorum, sevgilerimle...
vuslat:)
ben de hararetle size conrad'ı savunmak isterdim. ancak şu günlerde varsa yoksa bernhard... zamanım da çok az, sadece serviste gelip giderken okuyabiliyorum. zaten evi taşıma derdi de var, o epey bunalttı beni. bir yerleşsem de düzene girseydi her şey çok sevineceğim. buraya da gelirim o vakit diye hesap ediyorum.
ilginiz için teşekkürler.
sevgiler.
ülker'ciğim, üzülecek bir şey yok çok şükür. canım. öpüyorum seni çok. sevgiler.
teşekkürler, leylak dalı.
sevgiler.
değişim zamanları peri.değişime açık olma zamanı.Hatta sanki o değişimi ya da değişimleri uzun zamandır bekliyormuşçasına,gözümüzden akan damlayı çaktırmadan silip kucak dolusu gülümseme zamanı.Bunu da atlatırız.
Sevgili Peri, ayrılışının ilk günleri üzülmemiş hatta eski yazılarından eksik kaldıklarımı okuma zamanını bana hediye ettiğini düşündüğüm için mutlu bile olmuştum. Ancak şimdi tüm eski yazılar bitince bekleme sürecinde sabırsızlandım. Seni özlediğimi belirtmek istiyorum, ben de oğplumu istediği üniversiteye yollamanın buruk sevincini tasıyorum o istanbul'a gitti ben bu coğrafyada kaldım diye belkide. Şimdi arayıp bana anne burada kendimi yalnız hissediyorum ben diyor, anadoludan İstanbul'a gelmiş ürkek bir üniversiteli olarak zamanın onun yanında olacağına inanmak istiyorum. Arçil ve seni tebrik ediyorum. Özlediğimi söylemek istedim. butterfly
sevgili redrabbit, butterfly, arkadaşlar...
ben de yazmayı istiyorum ama nasıl desem... bir yandan çok değişti hayatım, bir yandan hep aynı. nereden başlayıp neyi anlatacağımı bilemiyorum. zamana bıraktım. bir gün oturup her şeyi tek tek yazacağımı düşünüyorum. iyiyim, iyiyiz. yeni hayata adapte olmaya çalışıyoruz, biraz şaşkınız. ama arçil, tina ve ben birlikte olduktan sonra değişiklikler çok da yormuyor bizi.
öpücükler, sevgiler herkese.
Burayı hala okuyor musun bilmiyorum ama bunu yazmalıyım. Sayende Katherine Mansfield okudum ve Faruk Duman'ın öyküleri için senin yazdıklarının aynısını söylemek geldi içimden. "Ne kadar "harika, güzel" desem kaba kalacak". The Killing'i de sayende izledim. Hayatımda bayağı önemlisin anlayacağın. sadece "özledim" desem az kaçacak
teşekkür ederim ülkerciğim bunları söylediğin için. çok sevindim, çook. mail olarak geliyor yorumlar, okuyorum böylece. öpücükler,s evgiler sana.
vay be!.....
hala yoksun.
:) çok güldüm. boris vian'ın, bir tren vagonunda bir grup gencin konuşsun diye çin işkencesine tabi tutup da bir türlü konuşturamadıkları adam geldi. adam sonunda perişan bir vaziyette kendi durağında inmeden önce, 'pek de geveze sayılmam, ha?" der kırık dişlerini göstererek gülerken:)
öpücükler, sevgiler.
:)) iyi bayramlar Peri...
iyi bayramlar zeytincim:)
ufff keşke yazsan
merhaba guguk kuşu. birine guguk kuşu demeyi tuhafsadım şimdi:) gelip bir havalandırayım istedim siteyi. bakalım, gelirim belki, kısmet:)
sevgiler.
İşaretlere inanınca hayat daha farklı akıyor. Ağlayarak uyuduğum bir gecenin sabahında yazını okuyup biraz kendime gelmiştim. Hatta o sabah sen beni telefonla aramıştın, konuşmuştuk. Sonraki zamanlarda da, yazdıkların hep kötü zamanlarımda beni iyi etti. Şimdi arada bloga bakıyorum, yeni yazını okuduğum gün,hayatımda iyi bi şey olcağına inanıyorum...biliyorum hatta, o gün daha güzel bi gün olcak:) sevgiler armağan
yorum yazdığını görmeden yorum bıraktım...yazacağını hissetmiştim:)arm
canım armağancım benim, keşke iyi gelebilsem, keşke buna inanabilsem. senin niyetin bana da bulaşsa ve burada yazarsam her şeyin daha anlamlı olacağını hissetsem. kötü değilim, iyiyim. biraz yorgunum sadece. bazen bernhard ya da şimdilerde kitaplarını zevkle okuduğum/okuyacağım benjamin hakkında düşündüklerimi gelip buraya yazsam, konuşsak istiyorum. sonra o ipin ucunu kaybettiğimi hissediyorum. inancı filan. yoksa numaradan gelip şenlikli, özlem dolu konuşmalar yapabiliriz. ama numara yapamam. zaten dışarısı, bazı durumlar bunu şart koşuyor, ama burası numara yapmayı, yapmacıklığı hak etmiyor. burası benim evimdi. dönersem içtenlikli bir dönüş olsun isterim.
aklından geçtiğim için çok mutlu oldum. unutulmamak hele d eböyle anımsanmak çok güzel. teşekkür ederim.
özlemle kucaklıyor, öpüyorum.
sevgiler.
canim pericim,
ben de seni düşünmüştüm, dün ya da önceki gün. baktim, sardunya resmi koymuşsun. bugün ben de içinde sardunya olan birşey yaşadim. yürek burkan ama yine de güzel bir şey.
yazmamana üzülmüştüm ilk başta, hatta biraz kızgınlıkla karışık. sonra da yazmamani sevdim.
ama, armaganin dedigi gibi, bana da cok iyi geliyordun kötü zamanlarimda. ama bubunla sinirli degil; gercek yaraticiligin var, içtenlik kelimesi biraz klişe oldu ama sende gerçekten var. seni unutmak mümkün değil, öyle bekleyeceğiz. ama beklemek de güzel.
ka
Fotoğrafı görünce yazdın sanıp heyecanlandım, yazmasan bile fotoğrafın neşesi bulaştı bana. Günün bazı saatleri aklıma düşüyorsun nedensiz bir biçimde. İyi ol lütfen
Gönlümüz de havalandı :)
Ülker
yazmadığın zaman bile 5 kişi var şu an online.. neredesin ki peri.. iyi gelirdin sen bize.. öpücükler kocaman, toprak'tan ve benden..
Yaa Endişeliperi ! Kıyamet kopacak se hala yazmıyorsun, ve ben hala yazmışmıdır diye bakıyorum.
İyidilek
öyle güzel ki yazıların ,uzun zamandır takip ediyordum ancak bu sessizliğin benim gibi suskun hayranlarını bile konuşturacak halde desem yinede bozmazmısın sessizliğini...sen beni tanımasanda ben seni çok seviyorum ve ister inan ister inanma çokta özlüyorum..hani diyorum bir kelime ,bir müzik bir resim paylaşmıştır diyerek bir hevesle giriyorum sayfana ..senden esen ne olursa razı olan bu kullarına da o ''bir''i esirgeme artık desem kırılırmısın bana...sevgiyle ve özlemle Banu___
Peri, bak eve çıkmıştım geçen sene biliyorsun.. şimdi de kedim oldu. minik daha. adı Efsun.. olsan bir sürü şey öğrenirdim senden, senin de Tina'dan öğrendiğin :)) ama sen nerdesin? :) sevgiler...
ah peri keşke yazsan yine bernhard'dan bahsetsen mesela, o şaşkınlıkla, hayranlıkla, duygudaşlıkla anlattığın kitaplar gibi, yine anlatsan...
bizimle hala.. yorumlarımızı yayınladığına göre :) naber peri ;)
değerli peri,
mail adresini bilmediğim için buraya yazıyorum off the record...
zamanın olursa bakmanı isterim şu bloga...
yedigunyazilari.blogspot
umar törem / murat örem
sevgiler selamlar....
merhaba arkadaşlar, pek yakında geleceğim. öpüyorum hepinizi.
sevgiler çok, çok.
oleyy bekliyoruz hasretle
Günaydın,
Mutlu Yıllar.
Sevgiler
sevgili peri,
böyle sessiz durduğuma bakma, seni çok özledim.
sevgiler :)
Merhaba Peri,
Hala bekliyoruz hasretle.
Sevgiler.
Artık elektrik süpürgesinin kapatma düğmesine sinirliyim.
Meral
pek yakında demiştin...
benim yorumumu olmasa bile baska yorumlari yayinlamaniza ve boylece iyi oldugunuza dair bi haber etmenize sevindim :)
Peri, geliyorum, gidiyorum yoksun...
nerelerdesin yaşıyormusun bari bir iyiyim desen :(((
Sevgili peri merhaba;
Aslında sana ne yazacağımı, ya da neden yazdığımı çok bilemiyorum uzun zamandır yazmak istememe rağmen yazacak bir şey de bulamıyorum o da ayrı bir detay. Ama bu akşam hani bilirsin kelimeler kendiliğinden akar ya biraz da öyle oldu. Bu yılın başında senin bloğuna baktığımda geçen sene nisan ayından beri yeni bir şey yazmadığını gördüm uzun zamandır da arşivini okumuyordum 2010 yılından beri sonra en baştan oturdum ve arşivini tekrardan okudum bu benim yaklaşık bir haftamı aldı çünkü epeyce kısıtlı zamanım vardı. Senin bloğunu ilk keşfettiğim zamanla şu an arasında hayatımda pek çok değişiklik oldu ve çoğu da benim için olumlu değildi. Daha önce bloğunu keşfetme hikayemden bahsetmiştim ama belki hatırlamayabilirsin 18 aylık evde oturma dönemimde günümün büyük bölümünü blog okuyarak geçiriyordum ve bir blogda gezerken bir fotoğraf gördüm bir sehpa ve üzerinde çeşitli objelerin olduğu o zaman sene 2009 du daha sonra o fotoğrafı bloğuna tekrar koymuştun. Ve o fotoğraf benim o kadar hoşuma gitmişti ki senin bütün arşivini okumuştum ve çok da hoş olmayan yorumlar yazmıştım. Düzenli okumaya devam etmiştim 2010 yılında şu an çalıştığım işe başladığımdan beridir de bloglara fazla ilgilenemiyorum çünkü vardiyalı olarak çalışıyorum ve fazla vaktim yok. Sürekli okumak yerine bir zaman sonra arşivden geriye doğru okumak daha hoşuma gidiyor. Bu yılın başında senin bloğunu tekrar açtığımda yazmayı bıraktığın demiyeyim ama ara verdiğini gördüm bunun sebebini merak ediyorum aslında kırıldığın bir şey mi oldu benim gibi sana kaba saba densiz yorumlar yazanlar seni incitti mi? Nisan ayında bir senedir bu blogda olmuyor olacaksın. Oysaki ben senin yazılarını okumasını çok seviyorum. Arşivine başladığımda kendime bir demlik çay yaptım un kurabiyesini de çok severim marketten un kurabiyesi aldım. Çünkü benim evimde fırın yok kurabiye pişiremem kaldı ki fırın olsa da kurabiye pişirmesini bilmiyorum. Un kurabiyesi ve çayla her gün yaklaşık 2,5-3 saat arşivini tekrardan okudum ve artık tekrardan yazmaya başlamanı istiyorum bu seni okuyana haksızlık gibi geliyor okuyucularını yazılarından mahrum bırakmak senin yaptığın bir bencillik. Elma dersem çık armut dersem çıkma. Elma… hani senin şu ilk blog yazın var ya en sevdiğim sensin elma. Hadi ama…)) yeni yazılarını artık bloğunda görmek ve okumak istiyorum.
"söz vermiştim kendi kendime: yazı bile yazmayacaktım. yazı yazmak da hırstan başka ne idi? burada namuslu insanlar arasında sakin ölümü bekleyecektim. hırs hiddet neme gerekti? yapamadım. koştum tütüncüye, kağıt kalem aldım oturdum. ada'nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. kalemi yonttum. yonttuktan sonra tuttum öptüm. yazmasam deli olacaktım."
sait faik abasıyanık* haritada bir nokta
arzu
üffff
geleyim diyorum, fekat neler olmaktadır da...:p
hadiseler yüzünden değil. nedenini bilmiyorum. karar veriyorum ama...
iyiyim, iyiyiz, yani herkes kadar sorunlu.
sevgiler herkese çok.
not: naz yapmıyorum. samimiyim.
bence siz "muse"unuzu kaybetmissiniz:) yani ilham perinizi. Yalniz siz yaziyi degil, o da sizi terketmis korkarim. Ama anladigim kadariyla siz pek sikayetci degilsiniz. Saglik olsun.
kışkırtıcısınız:)
kızmayın bana. yazamamak değil mesele.
sevgiler.
üüüüüüüfffffffffffffffffffff
daha önce gözüme çarpmayan bir ayrıntı gördüm arşivini tararken. sinema okulu ile ilgili linklerden birinde telefonunu vermişsin... arasam diyorum, okumayı en sevdiğim blogger'ın beni tacizci diye yaftalaması var serde... üstelik ceza hukukuna dair diploması var... ama onun yaptığı da iş değil hakim bey diyeceğim o vakit... geleceğini söyledi, ama hala gelmedi... tek savunmam bu olacak...
:) boş veeer. arama. ne konuşacağız? iyi olmaz. her şeyin bir zamanı var. bana bir yıl önce burada yazamazsın deseydiniz, ne yapar eder yazardım. çünkü istiyordum, inanıyordum. şimdi de yaz denilince olmuyor. ben de kendimi bekliyorum. burada yazmaya istek duyan biri olmayı ben de istiyorum. ben kendime sabrediyorum. bakalım, bir bahar gelsin. önümüzdeki günlerde bahar geri gelecekmiş. ne güzel bir haber. belki bu bana da burada yazma isteği verir.
nazlanmıyorum, bunu ısrarla söylüyorum. ama insanın kendisini aldatması, inanmadığı bir şeyi yapması doğru olmaz. amma abarttın derseniz, valla onu abartma, bunu abartma, ot muyuz! abartan insanı severim. bu da bana göre kendime ve size karşı titizliğim. yalan yok!
sevgiler.
Sadece aranır ve özlenilir olduğunu yazmak istedim.Keyfine bak , ben bekliyor olacağım:)....
Burada yazmaya inancını neden kaybettiğini de yazmazsın herhalde :) sevgiler...
yazmasanız da sizi seviyoruz.
şimdiye dek yazdıklarınız yeter...
Cem
teşekkürler:)
bugün hava çok güzel. bahar geliyor. buraya taşındığımdan beri hemen her hafta sonu kadıköy'e, karşı'ya geçeyim istiyorum ama kadıköy fikri bile ayartamıyor beni, evden çıkamıyorum. eve bağlılığım hiç değişmiyor. sabah bu sayfaya gelip müzikleri dinledim. ne iyi oldu. pessa'nın huzursuzluğun kitabı'nı kuyorum yolda, taşıtta, servis beklerken. çok bana benziyor pessoa, bu kitabıyla benim ruhumdan geçenleri de anlatıyr sanki. gerçi zaman zaman kendi benliği ile çok meşgul insanların o kibirli, o her şeyin dışında ama üstünde de olan halini tuhafsıyorum ama bu da bana ders olsun, ben böyle olmayayım diye uyarıyorum kendimi.
gece uyumadan önce çehov'un 'köpeğiyle dolaşan kadın' kitabından bir hikaye okuyorum.
biraz kürtçe öğreneyim istiyorum. geçenlerde nevruz bayramı'nda çok ama çok kalabalık bir yerdeydim ve hepimiz tv'nin önündeydik. kürtçe konuşuluyordu hani, neden sonra biri, 'ne diyor lan bu, bi bok anlamıyoruz' dedi. komik geldiği için kahkahayı patlattım ben ama birçok şey de demekti bu cümle. anadili unutturulup zorla türkçe öğrenmelerini isteyen bir halkla eşit olarak ve barış içinde yaşama iradesine sahip olduğumuzu ifade ediyorsak bizim de biraz biraz kürtçe öğrenmemiz gerekiyor bana kalırsa. tek kelime olsun kürtçe bilmemiş olmamak beni mahcup ediyor doğrusu. bu benim kişisel mahcubiyetim, herkes istediği nedenle, istediği noktalarda istediği kadar mahcup olma şeklini kendi belirler.
gündüz vakti evde olmanın pek keyfini çıkaramadığım için bugün yine evde olayım, keyif yapayım istiyorum ama bankaya gidip para çekmek, alışveriş yapmak (en önemlisi bulaşık makinesi deterjanı almak. evde deterjanın bittiğini size söylemiş olmak komik geldi şimdi. gülümseyelim:), nevresimleri filan değiştirip evi hızlı bir şekilde temizlemek de gerek.
durumlar böyle böyle. kucak dolusu sevgiler herkese.
'pessoa' olacak tabii o. klavyenin 'o' tuşu bozuk, o tuşa parmağımı acıtacak kadar çok basmam gerekiyor.
Ara ara açıp gelmiş misin diye bakıyorum... ama gelmesen de yorumlarda olman da güzel..
Seni seviyoruz,özlüyoruz, anlıyoruz sevgili Peri...
SG
oğlunuz "baba" dilini öğreniyor mu peki?
sadece meraktan sordum, altında kötücül bir amaç yok.
gülümsedim, evet :) hem deterjana, hem yazmış olmana :)
Peri :) hani temizlikte "kabasını almak" sözü vardır ya sen de özlemimizin kabasını aldın.. sevgiler...
bu artık naza girdi,kızıyorum o güzel yazılarınızdan uzak olmaya:)
Az önce kardeşime sizden bahsettim, yazı dilinizi ne kadar sevdiğimden, her satırınızın içine yoğrulmuş naiflikten ve biraz da hüzünden, bağıra bağıra değil de usul usul anlatışınızdan. Ama işte yoksunuz, yazmaz oldunuz. Lütfen dönün artık, özledik:)
Fatma
teşekkür ederim. ben de özledim. fakat bu ben... nedir, anlayamıyorum.
yazmaya nereden, nasıl başlanır, bilemiyorum.
duş aldım. ıhlamur içtim niyeyse. yarının yemeğini yaptım. kayısı yiyerek hüseyin kıran'ın 'benim adım meleklerin hizasına yazılıdır' kitabını okuyorum. evde yalnızım. arçil eskişehir'de. tina yatağımda uyuyor. her şey yaklaşık aynı:)
sevgiler çok.
iyi bayramlar peri.. biliyor musun çok üzgünüm 16 gün önce babamı kaybettim, pek zor bi dönem..
Sevgili peri sizi çoook özledim...
Ama bu blogta en sevdiğim şey;
kurgu olmayışıydı, içtenlikti.
Yine yazmak isteyin diye dua etmekten başka bir şey gelmiyor elimden.
Ben döndüm fakat bu sefer sadece kendim ve -sizin gibi- beni anlıyanlar için.....
Haberiniz olsun istedim.
Sevgilerimle.
Bahar demişsin ya.. Bence senin baharın "Sonbahar".Yani son olan bahar değilde içimizdeki yaşattığımız son bahar :) Ben bu sonbahar (2013) döneceğini ümit ediyorum.. Bir de yeni kitap listelerine ihtiyacımız var, farkındaysan dön gel artık.
Başka peri geçmez buralardan sen yoksun bloglar öksüz kaldı.
arkadaşlar, hatta canım arkadaşlarım, ne güzel geliyor sesiniz, bir bilseniz. ben evet şu üşengeçliği bırakıp geleyim, konuşalım sağdan soldan, hiç ayrılmamışız gibi.
öpüyor, kucaklıyorum sizi.
:)
Hadi peri...
Hadi peri hadi...
5 aylik kizim bile arsivi bitirdi, yeni yazi yok mu anne ? diye soruyor:) cok ozlendin, cok!
peri neden yazmıyor? özledik yav.
şimdi işyerindeyim. iş azdı, siteye bakınca ne var ne yok diye yorumlara rastladım. gülümsüyorum mütemadiyen:) sigarayı bıraktım ben, bu aralar asabiyim ama çok mutlu oluyorum yorumları görünce. bana bir büyü filan mı yapıldı acaba, bloğuna yazamama büyüsü :)
yazacağım, çok istiyorum. çok özledim sizi. öpüyorum, kucaklıyorum.
sevgiler.
Sevgili Peri;
Seni engelleyen bu arada geçen süreyi nasıl anlatacağın ve bu kadar ara verdikten sonraki ilk yazı için oluşan beklentimizin yüksek olacağı düşüncesiyse eğer, sanki son yazını dün yazmışsın gibi olduğun yerden devam ederek yaz yazını. Yeter ki yaz artık, en azından kitap yazılarına devam et lütfen...
Banu
avukatlığa mı döndün peri? ne olur güzel şeyler söyle.
peri mutlu musun?
Peri nasılsın?
2013 yılıda bitiyor, lütfen artık yazın...Ben Peri'yi özledim.Kendinize çok iyi bakın...
hadi ama bekliyoruz
Peri cok ozledim seni
Peri cok ozledim seni.
Mutlu yıllar Peri.Herşey gönlünce olsun.
Mutlu yıllar Peri.Herşey gönlünce olsun.
Hâlâ yazıların yok ve büyük özlem duruluyorsunuz: )
Yorum Gönder