Salı, Kasım 21

MAZERET BEYANIBen, okulun birincisi, öğretmenin kuzusu olduğum için, bilmiyorum bir dersi anlamamayı. Arçil'in derste başarısız olmasındaki şaşkınlığım bundan. Okulun daha başında, yatağa uzandığım bir vakit, diyelim ki sosyal bilgiler kitabını baştan sona okuyup bitirirdim laf olsun diye. Ya da matematik kitabının içindekiler bölümüne göz gezdirirdim ki bu yıl bakalım ne öğreneceğiz, diye. Sadece meraktan. Hayatım boyunca kimse bana görevlerimi, ödevlerimi hatırlatmadı. Böyle bir şey olsa gururum incinirdi. Neticede benim meselem sadece beni ilgilendirir. Arçil, sadece ve tümden bana karşı sorumluymuş gibi takılıyor bu okul konusunda. Ben, aferin deyince ya da gerekli ceza konuşmasını yapıp bitirince rahatlıyor ve oyuna dalıyor. Okulla ilişkisinde bir şuur yok. Halbuki dışarda manyak bir dünya var. Bugün, yarın ki Sosyal Bilgiler sınavı için kitabını tutuşundaki ciddiyetsizliği görünce yine kafa ütüledim. Tek başına çalışmayı bilmiyor. Oysa en önemlisi öğrenmeyi öğrenmiş olması gerekirdi. Yok. Bugün, ben mutfakta yemek yaparken, o da bölge bölge okuyup, anlattı. Sarımsaklı yoğurtlu karnabahar, kıymalı makarna görüntüsünün üstüne, Arçil'in (içimi nedense pır pır yaptırıyor sesi ve dönüp dönüp, kitaba eğilmiş başını öpmek istiyorum. Elleri hala küçük neyse ki. Biraz daha vakit var böyle içli dışlı olmamız için. Ona sarıldığım an, iki doğru şey birleşiyor sanki ve bu dehşet dünya duruluyor, sakinleşiyor bir anlığına. ) Zigana Geçidi, Kuzey Kızılırmak Havzası, Doğu Anadolu'nun komşuları, makiler, tütünler, Samsun Bakır İşletmeleri sesi tütüp durdu.

Sanırım, sistematik değil kafasının içi. Sıralı değil bilgiler. Ya da Bora'nın dediği gibi sadece az çalışıyor, dikkati dağınık. Artık çok çalışıyoruz. Öğleden sonram Arçil'e ayarlı kaç zamandır. Meyve, dondurma, bitki çayı teneffüsleri ile akşama kadar çalışıyoruz.
Sabah, ev işini erken bitirirsem, film izliyorum, biraz da okuyorum. Sonra alışverişe gidiyorum.
Örgü örmeyi hiç bilmiyorum, sadece çok izlemiştim. Çorap örmeyi istiyorum. Yabancı bir site buldum az önce. Yarın, şişler, yünler alırsam çorap öreceğim. Ten Ten ve köpeğini yapmak istiyorum desen olarak, sonra Piyale Madra'nın kedisini... bugünlük bu kadar galiba.

Çocuklar uyudu. Bora çalışıyor. Ben belki film izlerim ya da Gizli Ajan'a devam ederim. Conrad'ın. Araya hep başka kitaplar sokup duruyorum. Conrad'ı neredeyse özür dilemek zorunda bırakmışlar, neden böyle bir kitap yazdı, diye. Çok iyi bir yazar. Karakter anlatımına bayılıyorum. Bir insani durumu onun kadar kimse iyi anlayıp, anlatamaz sanki. Bu kitapta bir devrimci örgütü, örgütteki teorisyenleri, eylemcileri, ajanları, polis teşkilatındaki müfettişi vs işte tüm karakterleri, onların birbiriyle ilişkisini gayet güzel anlatmış. Bakın mesela, ben şuradayım, diyor ki: "İnsan kendisini kişiliğinden daha belirgin bir şeyle özdeşleştirmek ve özsaygısını başka bir yerde, ya sosyal konumunda ya yapmak zorunda olduğu işin niteliğinde, yahut keyfini sürecek kadar talihliyse, aylaklığının üstünlüğünde kurmak zorundadır." (Joseph Conrad, Gizli Ajan, İmge Yayınları, s:134) Ne hoş, değil mi? Conrad için çok basit bulunan bu kitap bile ne cevherlerle dolu. Hitchcock bir filmini bu kitaptan esinlenerek yapmıştı, ama şimdi hiç hatırlamıyorum.
Susuyorum artık, tamam.


17 yorum:

Adsız dedi ki...

Ben de sosyal kitabini daha okul baslamadan okuyanlardanim. Ama derslerimin hemen hemen hicbiri (edebiyat, beden, Ingilizce, muzik ve resim haric!) iyi degildi. Hayatimin en iskenceli yillari ortaokul ve lise. Lise ikiye kadar idare ettim zayif getirmeden de, lise ikide 7 zayif getirdim. Hepsini verdim Eylul'de. Sonra lise sonra iki zayif ama universiteyi kazandim diye ve de benden kurtulacaklar diye diplomami verdiler.

Universiteye giris sinavlarinin ilkinde ilk bin kisiye girdim! Matematik bolumunu seceyim diye Bilkent'ten kagitlar geldi. (Ben carpim tablosunu bilmiyorum.) Ikincisinde Istanbul Universitesi, Basin Yayin'i kolayca kazandim. Ama konservatuvara gittim.

Kendimden ama belki de Arcil'in geleceginden bahsediyorum ben. Errtesi gun sinav oldugu halde calismazdim ben. Odevleri bir onceki teneffuste yapardim. Lisede canta tasimayi biraktim. Lise ikiden itibaren kagit kalem de tasimiyordum. Arkadaslarim verirdi hep. Izah etmesi guc bir ruh hali icindeydim. Okulu kirar, evde butun gun kitap okurdum. Annem cok cekti benden. Hala izah edemiyorum.Boyleydim iste. Arcil yalniz degil demek istiyorum. Gelecegi de karanlik degil. Umuyorum o da benim gibi iyi bir test cozucudur de, ileride iyi bir universiteye girer ve bu iskenceden kurtulur. Cok uzattim ama onu o kadar iyi anliyorum ki, size de anlatmak istedim. :o)Bizler normal okullara uygun insanlar degiliz. Ama hayatta basarisiz olacagiz diye birsey de yok. Turkiye'nin sistemi zorlu. Arcil'in ozel yetenekleri var mutlaka, guclu oldugu konular, ilgileri. Onlara mutlaka dikkat ediyorsunuzdur cunku onun kurtulusu bu konularda.

endiseliperi dedi ki...

Çok teşekkür ederim Elif. Çok daha iyi hissettim kendimi, inanın. Evet, testler konusunda daha iyi; umarım işe yarar. İlgili olduğu alan tiyatro, ama kurtuluşu orada mı emin değilim. Aşçılık okulları, vs araştırmaya başladım ben, ne olur ne olmaz.

Hoşgeldiniz Elif, yine gelin, çok sevindim sizi gördüğüme.

Sevgilerimle.

Adsız dedi ki...

Endiseli Pericigim, tiyatro oyuncusu olmak var, dekor var, kostum var, tiyatro yazarligi var, tiyatro tarihcisi, elestirmenligi, isikcilik, tiyatro yonetmenligi... Var oglu var. En onemlisi konservatuvara kapagi atmak o zaman. Sinema, tv bolumleri var, kameramanlik vesaire var. Gazetecilik var, ascilik var. Arkeologlug var, tarihcilik var. Universite bolumlerini siralayan bir listeye gozatin birlikte. Neler neler var! Donup okula gidesim geliyor!!!! Birlikte bakin, birlikte hayaller kurun, ha gayret de guzel ogluna. Ha gayret! Bak neler olabileceksin, ne olaganustu seyler bekliyor seni oglum. Hayat bu okullar degil ama hayata girmek icin ne yazik ki bu okullari bitirmek lazim. Ha gayret!

Zeynep B. dedi ki...

Peri, bence Arçil'in neyi yapmaktan hoşlandığını, yada neyin onun ilgisini çektiğini bilmeye, öğrenmeye çalış. Ne yazık ki ne bizim zamanımızın sistemi ve ne de bizimkinden daha beter bu zamanının sistemi çocuklarımıza uygun. Çocuğun görsel mi, matematiksel mi zekası var kimseyi ilgilendirmiyor. Var güçleri ile tayin ettikleri müfredat programını tamamlamakla geçiriyor eğitimcilerimiz. Onların da elinde değil. Bu yapılacaksa yapılacaktır emri büyük yerden geliyor.

Keşke sporcu çocuklara daha farklı destekler verilse, keşke sanata yatkın çocukların illa ki matematikten başarılı olması beklenmese...

Genel anlamda bugünün çocuklarında bu avarelik mevcut sanırım. Çünkü bizimkinin de umru değil ödev, sınav vs. Nasıl olsa onlar her şey biliyorlar, gerek yok. E bir zahmet mümkünse de okul angaryasını da kaldırıversinler ! :)

Onların değil bizim işimiz zor, dostum...

asliberry dedi ki...

Bırak hiçbir şey olmasın. Veya ne isterse o olsun. Serbest bırak ya. Özgür bırak. Anladım Endişeli Peri’sin, ama endişe etme. Arçil’i Arçil’e teslim et. O zaman her şey yoluna girecek. Onay kaşeni at çöpe ve red kaşeni de tabii.
(Alla, alla sen dersleri anlıyorsun diye biz de anlamak zorunda mıyız canım?)

Adsız dedi ki...

Çok fazla endişe etmeyin en nihayetinde Arçil ne istiyorsa bu iş oraya varacak.Zevk alabildiği çalışmaktan keyf aldığı bir alan mutlaka olacak ve bu sizin yada okulların yönlendirmesinden ziyade kendi keşfiyle olacak.Henüz çok küçük çalışmak zorunda olduğunu bilmek onu nasıl sıkıyor kimbilir:(
Bu bağlamda asliberrye katılıyorum.Sevgilerimle görüşmek üzre..

Adsız dedi ki...

Elif, çok pratiksiniz:) Sanki çözüm illaki bulunur ve dert edilecek hiç bir şey yokmuş gibi haliniz ve evet beni ikna ettiniz. Daha rahatım. Siz yay burcu olmalısınız. Öyle mi?

Adsız dedi ki...

Zeynep,
Kesinlikle ben Arçil'den daha dertliyim. O, gayet mutlu. Biraz endişeli olman gerekmez mi dersler konusunda dedim, dün. Ah, sıkılmayacağım artık, ders çalışıyor ve ben de elimden geleni yapıyorum. Ben fazla bunaldım bugünlerde de ondan. Düzelir her şey. Sağol.
Sevgilerimle.

Adsız dedi ki...

Aslı, gerçekten öyle ya. Haklısın:))İlişkimiz bozuldu çocukla, dır dır dır...

Adsız dedi ki...

Yasemin,
Aslında benim korkum da Arçil'in "evet anne ama bu çalışkanlıkla olup olacağın evde toz almak şimdi"demesi, ama neyseki kibar bir çocuk. Ben de mutlu olmasını istiyorum. Öyle talepkar ki, öyle coşkulu ki hayat karşısında. Eğer başarısız olursa! parası olmazsa! istediklerini yapamazsa! diye çok ... ama dert etmeye gerek yok.

Sevgilerimle.

Adsız dedi ki...

Evet Vecihe, inanılmaz sıkılıyor, bir türlü alışkanlığa dönüşmedi.

Teşekkür ederim.

Adsız dedi ki...

heh heh heee,
Arçil Sosyal Bilgilerden 90 almış. Şimdi gelecek Fen sınavına çalışıyor. İlkinden 35 almıştı. Biraz moralim düzeldi.

Ben çalıştıramıyorum bugün. Feci şekilde dişim ağrıyor
2 Apranax aldım, çok fena. Biraz baygın düşmüşüm sanırım. En sert ilacım Sedergine çünkü. Yarın Diş doktoruna gideceğim. kendi doktorum berbat. Başka bir diş doktoru önerdiler. Bıktım bu diş sorunundan. Çocuklarınıza çok süt içirin. Ben az süt içmişim.

Teşekkür ederim ilginiz için.

Adsız dedi ki...

Uffff.... Dis agrisi da ne fenadir! Gecmis olsun!!!!!! Aferin oglana! Ben dokuz alinca ( o zamanlar doksan yoktu! Milattan Once) kahramanlik madalyasi almis gibi olurdum. Afferin!

Evet, Yay'im. :oP

Adsız dedi ki...

sizin gibi öğrencilere, biz, yani diğerleri, inek der geçerdik.
sakın kendinizle karşılaştırmayın anlamına oldu bu.

Adsız dedi ki...

Peri Hanım,

1) Gözünüz aydın.
2) Geçmiş olsun.
3) Bi de ben anlatmaya kalksam buradaki herkes halime acır herhalde! GÖRECE iyi durumdasınız, bu göreceliliği unutmayın derim!

Adsız dedi ki...

Aa Metin bey gelmiş.
1) Teşekkür ederim. Umarım sizin ufaklık ders sorunu yaşamıyordur.
2) teşekkür ederim Metin Bey. Bugün gidecektim, gitmedim. kaplamada delinme var sanırım. Korkmadım da bıktım ar o süreçten.
3)Sizin için endişeleniyorum. İşlerin yoluna girmesini, kendinizi daha iyi hissetmenizi bekliyorum.Bu da er ya da geç gerçekleşecek. Sıkmayın canınızı.

Adsız dedi ki...

Yine ben!

1) Benim velet ders sorunu yaşamıyor ama ödev sorunu yaşıyor! İkisi aynı kapıya çıkıyor sonuç olarak da!
2) Biliyor musunuz Jazzetta'da ta yazın bahsettiğim dişçi seferlerim halâ devam ediyor! Daha bitmedi. Dişçi koltuğu mıknatıslıdır, haberiniz olsun. Onunçün bıkmak gibi bir lüksünüz olamaz!
3) Umarım. Ve de teşekkür ederim.