ne tuhaf bir gün. suyun üstünde, güneşin altında yatmışım sanki, gözüm kapalı ve çok çok uzağa, çok tehlikeli bir derinliğe gidiyor ama umursamıyormuşum gibi ya da yabancısı olduğum bir şehirde ilk kez dolaşıyor gibi; öyle dalgın, hayaletimsi, başka bir alemde yaşıyor gibi... kendimi çağırıp duruyorum. sanki bir şoktan çekilip çıkarılmam gerekiyor çabucak ama ben sağır bir sessizlik içinde çok çok huzurluyum, gelemiyorum. hem endişeliyim, hem huzurlu, hem heyecanlı hem umutsuz hem güzel hem çok çirkin. n'oldu? n'oldu anlamıyorum. bütün eşyaların tozunu aldım, ovdum, parlattım her şeyi. yine de yine de... ne kadar sessiz, kalbim ne kadar gürültülü.
bu, olması gerektiği gibi olmayan günü bir türlü terbiye edemiyorum. hasta olduğumu kabul edeceğim.
6 yorum:
bazı yalnızlıklar vardır fon gerekmez ama öyle yalnızlıklar vardır ki; fonsuz gitmez!! eğer sizin yalnızlığınızın fonu bugün wish you were here' sa sizden kurtarılacak bişeyler var demekdir
sorgulayan ve düşünen farkındalıkları yüksek kişilerin hastalığına tutulmuşsunuz. bedel bu çektiğiniz.mevcut eylemlerin mevcut sonuçları vardır sizde bilirsiniz.
hoşçakalın
Pink Floyd sevip de bu şarkının bir şeyler hatırlatmadığı kimse var mıdır ki? :) Benim bu şarkıyı her dinlediğimde hatırladığım ise, canımdan çok sevdiğim birinin bu şarkıyı bir dönem yaşadığı birtakım şeyler yüzünden dinleyememesiydi bir aralar. Zaman yaşananların üstüne ne kadar kalın bir perde çekerse çeksin, hüznün üstünü örtemiyor galiba asla.
ah endişeli peri,
şarkı başka dert, anlattığın adam başka ... seviyor miso kıvamında insanlar böyle adamları ama olmuyor işte, yürümüyor ne yazık ki. zeka fışkırıyor ama bir çilek reçeline hayran kalıyorlar, çeneleri düşüyor aşağıya doğru. bööyle hayran hayran bakıyorlar insanın suratına.
biliyorum ben bu anlattığın adam tipini sanırım. ya da kendi hayatımdakini buldum yazında. Seviyorum da çok.
Çaresizce ve de...
ümitsizce marrruu
markiz, teşekkür ederim yorum için. sanırım anlıyorum, sanırım biliyorum.
sevgiler.
elif,
yok öyle müthiş bir anı değil bu; şeker bir anı. parklar filan çok güzeldi gerçekten. kapıda çilek ve kiraz bulmak da öyle. yani öpücük de şekerdi, şaşırtıcıydı çok. ama bu şarkıyı dinleyince de illa bunlar aklıma gelmez. baksana saatler sonra, akşam geldi aklıma.
sevgiler.
sevgili miso,
yok yok elif'e de dedim öyle dramatik bir ilişkinin kahramanı değildi. güünlüğüme onu yazdığım bölümler öyle neşeli öyle müzik doluydu ki. bir sürü nota, şarkı sözü filan yazmıştım. bir neşe, cevıltı filan da vardı onunla ilgili bölümde. oturup sessizce müzik dinleyebildiğim biriydi.
a, sonra reha bayıldı benim günlüğe, yayınlayalım bunları tüm bu resimlerle birlikte filan diye tutturdu. ama o çocuğun verdiği mutluluğu öyle gereksiz bir şekilde kıskandı ve sözünü beni sinirlendirecek kadar çok etti ki ben de tüm günlüğü yırttım. onunla ilgili tek dramatik anım (a, bir tane daha var ama neyse.)bu. yok öyle tipim filan değildi. ama evet çok zekiydi ve hep gülümsememe neden oluyordu. o kadar gülünce tipim olmuyor:P
sevgiler.
Yorum Gönder