Stanley Kubrick, arkadaşı Alex Singer'ın teşvikiyle, sinema yönetmeni olarak kariyerine 1950 yılında, day of the fight filmiyle başlıyor. Look dergisinde çalışırken fotoğrafını çektiği Walter Cartier'i ziyaret ediyor. O ve ikiz kardeşi, avukat ve Walter'ın menejeri ile kısa film için anlaşma yapıyor. Vincent, film çekiminden sonra Stanley Kubrick'in güçlü ve yaratacı kişiliğinin yanında çok sabırlı ve sakin olduğunu, isteklerini saygıyla ve utangaçça dile getirdiğini, onunla çalışan herkesin, ondan büyülenip, ne isterse boyun eğdiğini, söylüyor.
16 dakikalık film boyunca dış ses (Haber spikeri Douglas Edwards. Dış sesin kullanılması ve sesin tonu, filmi öyle eski moda yapıyor ki, filmi izlerken gülümsemenize neden olabilir bu) anlatıyor. İlk 4 dakikada boks hakkında genel bilgi verip, boksun tarihinden söz ediyor. Daha sonra, İrlandalı ikiz Cartier kardeşlerin bir döğüş gününe geçiyoruz. Sabahın erken saatlerinde uyanıp, kahvaltı ediyorlar, Walter, döğüş için hazır olup olmadığını anlamak için çekap yaptırıyor, köpeği ile oynuyor (Gerçekte Walter'ın köpeği değil bu. Kubrick, akşamki maçın şiddet dolu atmosferiyle, gün içinde yaşananların karşıtlığını vurgulamak için köpekle yapılan bu oyunu kullanmış olabilir). Sonra akşam 10.00 da olacak döğüş için evden çıkmaya hazırlanıyorlar. Walter aynada kendine bakıp, parmağı ile burnuna bastırıp, kırılırsa yüzünün alacağı şekli inceliyor. Bu sırada dış ses şöyle diyor: "Before a fight there's always that last look in the mirror. Time to wonder what it will reflect tomorrow."
Muhteşem fotoğraflar, ilginç açılar ve kadrajlar Stanley Kubrick'in fotoğrafçılık deneyimin bir sonucu. Kubrick daha sonraki filmleri, a clockwork orange ve barry lyndon filmlerinde de farklı bir etki bırakmak için dış ses kullanmaya devam ediyor. El kamerasının kullanılması ise filmi daha gerçek yapıyor.
Kubrick bu film için tam 3.900 dolar harcıyor ve filmi RKO-Pathé'ye 4000 dolara satıyor. Elde edilen; 100 dolar kar ve şirketten gelecek filmi için 1.500 dolar.
day of the fight filmi 1. bölüm
day of the fight filmi 2. bölüm
Sonraki film flying padre, 8 dakika sürüyor. Peder Fred Stadtmueller, New Mexico'da yetki alanı içinde olan 11 adet kilisenin işlerine yetişebilmek için "St. Joseph'in Ruhu" adını verdiği helikopteri ile oradan oraya gidiyor. Filmde bolca uçaktan çekim yapılmış ki, Kubrick'in bu görüntülere tutkusunu, daha sonra ki filmi 2001: a space odyssey filminde de farkederiz. Peder helikopteri ile önce bir ceneza törenini yönetiyor. Törendeki insanların yüzlerine yaptığı yakın çekimler ise hayranı olduğu Eisenstein'ı çağrıştırır. Sonra kenisinden yardım isteyen küçük bir kızla sohbet eder. Filmin sonunda ise hasta bir anne ile bebeğini ambulansa yetiştirmek için acil bir uçuş yapar. Ambulans uzaklaşırken, Peder helikopterinin önünde durmaktadır ki kahramanlık duyguları ile dolu bu güçlü görüntü daha sonraki bir çok filme ilham vermiş.
flying padre filmi
Bu filmden sonra Kubrick çok önemli bir karar verip, kendini büsbütün film işine vermek için Look dergisinden ayrılıyor. Ne iş ne de parasal destek olmayınca karısı Toba ile birlikte Washinton Square'de paralı satranç maçları yapıyorlar. New York'ta profesyonel filmcilerle görüşüp, onlardan film çekimi hakkında detaylı teknik bilgiler alıyor. Yönetmenliğin yanı sıra senarist, kameraman, sesçi ve de kurgucu olarak görev yaptığı bu iki kısa filminden sonra Kubrick, kendini nihayet uzun metrajlı film yapmak için hazır hissediyor.
1951 Kubrick, Boksör Walter Cartier hakkındaki ilk kısa filmi, 16 dakikalık DAY OF THE FIGHT'ı çeker.
1951 Kubrick helikopteri ile görev yerlerine giden bir pederin yaşamından bir kesit anlattığı 8 dakikalık filmi FLYING PADRE'yi çeker.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder