Perşembe, Mayıs 8

ara

Okuduğum kitapta, Conrad'ın "Batılı gözler altında" romanında, bir İngilizce öğretmeninin dümdüz, yorumsuz kaleminin kontrolünde, Razumav adlı karakterin günlüğünden yola çıkarak, devrim öncesi Rusya'da ki sefaleti, özgürlüklerin kısıtlanmasını, herkesin birbirinin muhbiri oluşunu ve elbette devrim hazırlıklarını okuruz. İngilizce öğretmeni, kitabın başlarında, Razumov'un günlük tutmasının nedenini düşünür: "Bu kadar çok insan, kendi kendisiyle söyleşmek için kullandığına göre; kelimeler, müthiş bir yatıştırıcı güç taşıyor olmalı. Kendim de sakin bir kişi olduğumdan, bütün insanların, gerçekte huzur, belki de bir huzur formülü aradıklarını düşünürüm hep. Kuşkusuz bu arayış, günümüzde, oldukça yüksek sesle yapılıyor. Krylo Sidoroviç Razumov'un günlük tutmakla erişmeyi umduğu huzurun nasıl bir huzur oluğunu tahmin etmek beni aşıyor."

Ben çocukluğunda, gençliğinde günlük tutan, bir şeylerin koleksiyonunu yapan, para biritiren biri değildim. Hiç olmadım. Sağda solda bulduğum kağıtlara, defterlerin arka sayfasına, ders kitaplarının kenarlarına yazılar yazıp, onları öylece unuttuğum doğru, ama günlük denemezdi onlara.

Kelimelerin yatıştırıcı bir yanı var elbette, ama kelimelerin yalan söylediği de bir gerçek. Ben, her ne kadar gerçeği, yalnızca gerçeği aramak ve ifade etmek istesem de, kelimelerin yalancılığı bir yana, kendimle kurduğum tutkulu, nevrotik ilişki beni hep tuzaklara çekiyor. Buradaki günlük, sevinç sıçramaları ile günü anlatmak, günlük dertleri üstünkörü paylaşmakla, zaman zaman, ruhumun gölgeli, kuytu köşelerinde beslenen canavarları hortlatmak arasında salınıp duruyor. Günlük insanın aynası ise, bu aynada görünen insan zenginliği mi, sıradan hayattan edebiyat üretme telaşı mı, yoksa meselesi öncelikle kendisi olan insanların yaptığı gibi kendini köşe bucak tanıma olanağı mı, emin olamadım. Ancak, şunu farkettim ki, ortada bir yanlış var. Beni huzursuz eden de bu yanlıştı.

Bu yanlışın niteliği konusunda çok düşünmüş değilim. Belki de sadece ve basitçe kendimde interneti kullanma disiplinsizliği farketmiş olmam. Her konuda ama her konuda internete danışma alışkanlığı, bir bağımlılık yaratmış durumda. Bunun neresi yanlış diyeceksiniz. Emin değilim ama bir yanlışlık var. İnternet, hızıyla ve kısacık giriyor hayatıma ve öyle ki izlenim edinmek dışında hiç bir konuda derin olarak düşünmemeye başlıyorum. Kafamın içinde bilgiler, haberler, fotoğraflar bir arı kovanı uğultusu yaratıyor. Sakin olmak istiyorum. Sakin ve yavaş.

Dün, bu düşüncelerin ilk çakımı ile kapattım siteyi. Davetiyeli filan değil yani site. Sizi merakta bırakmayı, ilgiyi üstüme çekmeyi de hiç istemiyorum. Çocukların sınavına destek olmak, bahar yürüyüşlerine çıkmak, yeni okuma listesi çıkarıp okumak, Bora ile daha çok yakınlaşmak ve bu arada da internetle aramda, mesafeli, sakin, saygılı, efendi bir ilişki geliştirmek istiyorum. Anlattığım konularda biraz daha düşünüp, hayatla ve kendimle daha sağlam, daha samimi, daha doğrudan bir ilişki kurmayı hedefliyorum bu sürede.

Bilmenizi istiyorum ki sizi çok özleyeceğim, gerçekten özleyeceğim. Kısa süre sonra tekrar görüşmek umuduyla.

sevgilerimle.

31 yorum:

serpil dedi ki...

peri,
yazılarını okumayı öyle seviyordum ki şimdi üzüldüm,gerçekten...sevgiler.

www.sismandik.com dedi ki...

Ben sizi çok yeni keşfetmiştim.. Geriye dönük okumuştum.. dünyanızı.. çok mutlu olmuştum.. sizinle tanışmak arkadaş olmak istemiştim.. aslı ve yamanla 23 nisan da aynı yerde olduğumuzu anlayınca haber vermek istemiştim. çünki ben onlarıda sizin vasıtanızla tanışmıştım.. nazarım mı değdi acaba dedim :( ama yazmıştım size de masallah diye.. umarım sınavları çok iyi geçer cocukların.. keyfiniz hiç bozulmaz.. sevgilerimle..

tuba

Öykücü dedi ki...

Pericim,

İnternetle aranda sakin efendi bir ilişkiyi internet olmadan mı geliştireceksin? Bir ilişkiyi normalleştirme yolu iletişimdir bence.

Yani kendini çok kaptırdığın için siteni kapatmak yerine bir düzen oluştursan daha iyi olmaz mı? Bu şekilde tamamen giderek internetin kazanmasına sebep olmuyor musun?O kadar gerçekten bağımlıyım ki siteme bile yazamıyorum!?

İnternet kullanırken bir bağımlılık gerçekten oluyor.Bu konuda herkes kendi çözümünü bulur elbette.Ama ben senin özümünden hiç mutlu olmadım.Neler yaptığını,neler okuduğunu,o tutkulu yazılarını özleyeceğim.

Senle ilgili en sevdiğim şeylerden biri bu Peri.Fikirlerini öyle tutkulu yazıyorsun ki.Beğendiğin yazarı öyle gerçek bir beğeniyle övüyorsun ki mesela.Ya da yaptığın bir geziyi öyle içtenlkle anlatıyorsun ki.


Çok üzüldüm ve çok özleyeceğim. Çoooooook hatta.

Sevgiler..

müzi dedi ki...

Sevgili peri, galiba anliyorum seni. dogrusu ben de bir zamandir ayni seyleri dusunuyorum. her ne kadar burada ki paylasimdan ve internetin sundugu kolayliklardan buyuk zevk alsam da, senin de soyledigin gibi, internetin hayatimda kapladigi alandan da hosnut degilim. sakin ve yavas olmak istiyorum demissin, ben de istiyorum ayni seyi.
gozlerimi kapatip da hayal ettigim dinginlikte internetin yeri yok. sadece bir kir evi, gunes, cicekler, gelincikler, kahvem, gazetem ve rahat bir koltuk var. ama internet yok.

bu anlamda saygi duyuyorum kararina ve dusuncelerine guzel peri. hem kendine koydugun hedefler de cok guzel. dilerim hepsi gonlunce olsun.
donunce bize bir ses ver, yerlerimizi biliyorsun.
sevgiler

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Sınav bitsin, koşturmaca azalsın; yine yaz.
İyilikler dilerim.
Sevgiler.
:)

benhayattayken dedi ki...

görüşmek üzere peri..

Adsız dedi ki...

kolay gelsin peri. her sey gonlunuzce olsun.

teyzenteyfik dedi ki...

Günlerin diledigin gibi gecer umarim.
Sevgiler.

milan dedi ki...

peri ara verme!:(

şule dedi ki...

pericim seni ozleyecegim...

dgül dedi ki...

Seni o kadar iyi anlıyorum ki Sevgili Peri, söylemistim hani sana, "düzenli vakit ayıramazsam diye kendi bloguma yazamıyorum, hep hazır okuyucu oluyorum" diye, gercekten, senin gibi, bir sürü hayat telasesi içinde, büyük emek vererek, çokça zaman ayırarak özenle ve sabırla yazan, ayrıca günlügünü okuyan, yorum yazan her bir kimseye de saygıyla ve özenle çok özel yanıtlar yazabilen insanlara gerçek anlamda hayranım...
Ama kendin için çok dogru bir sey yapmaktasın ara vermekle, çünkü gerçek-elle tutulabilir yasamımızda kendimize de sevdiklerimize de daha fazla zamanlar ayırabilmemiz gerek, kendimizi yormadan, hiç zorunlu hissetmeden,sırf o an içimizden geldigi bicimde...
Iyi yazmak ve hatta bu yolla kendini ifade etmek, tüm entellektüel birikimine ragmen, senin yaradılısında, genlerinde var bence, ve bu yüzden bugün ya da yarın bir sekilde yine seni hep okuyabilecegimize yürekten inanıyorum, ama itiraf ediyorum ki, yolunu gözlüyor olcagım...
Sanal ortamda tanıdıgım Peri'yi seviyor ve kendi uygun görecegi bir zaman için tatile el sallayarak ugurluyorum...
Saygılarımla...

elektra dedi ki...

peri peri, sen öyle istiyorsan ve böyle iyi olacak diyorsan, iyilikler dilemek düşüyor bize de. bir gün yine yazarsın diye umarak, sevgilerimi yolluyorum:))

kurşunkalem dedi ki...

Kendini bu kadar iyi tanıyan ve özellikle internetle ilgili düşündüğünü yapabilen birini ancak kutlarım,çünkü ben ya hep ya hiççilerdenim.Yazılarını yorumsuz takip edenlerdendim...Aranın kısa olması umuduyla...

Ali Kayhan dedi ki...

Bilinçli bir gidiş kadar güzel bir şey varsa o da galiba bu gidişin dönüşüdür. Sizi burada bekleyeceğiz. Görüşmek üzere.

yelda dedi ki...

çok eski bir arkadaşım gibiydiniz...özleyeceğim.
sizi anladığımı düşünüyorum.
görüşmek üzere.
yelda

gülçin dedi ki...

sevgili peri,
herşey6in gönlünce olmasını dilerim. biz buralardayız, bekliyoruz.

çok sevgiler.

Arzu Çur dedi ki...

Peri, güle güle.

Yine gel ama. E mi?

yine yeniden dedi ki...

Kendinizi çok özletmeyin Peri.

Sevgiler...

Elif Derviş dedi ki...

Yazın yine öyle güzel olmuş ki, giderken tadı damağımızda kaldı :) Benim için öyle en azından.

Bekleriz biz. Daha önce de beklediğimiz gibi. Sakin ve yavaş...illa ki.

Sevgiler.

Sanem dedi ki...

Ben seni yeni yeni keşfetmiştim. Ve şu an çok iyi anlıyorum. Okur okumaz "O da zamanla benim gibi düşünmeye başlamış" dedim.

Oya Kayacan dedi ki...

E peki. Kurulma, yol alma zamanı. Tık tık tık saat yönünde. Kolay gelsin. Bari sen gel bazı bazı. Sevgiyle.

miso dedi ki...

Sevgili peri,
Canım, canım, her şey nasıl istiyorsan öyle olsun. Sakin ol cidden; insana en gerekli şey o. Öpüyorum seni çok. Ve çok da seviyorum.

marruu

Sem dedi ki...

Sevgili Peri, yazılarınızın sessiz bir takipçisi olarak size güzel bir ara diliyorum. Sevgiler

yagmur dedi ki...

ozledik:(

zeynep dedi ki...

Tebrikler! Arçil'e daha nice güzel mezuniyetler ve başarılar diliyorum.

okiokix dedi ki...

arçili kutluyorum.dinlenince sizi tekrar okumak dileğiyle.

miso dedi ki...

pericim nefis bir fotoğraf bu :) Herkes birbirinden kedi :)

marruu

Butterfly dedi ki...

Peri ben seni özlüyorum, hadi gel artık.

Adsız dedi ki...

epeydir bakmıyordum malikânenize, malum gözetlemek kabalıktır... gittiğinizi ama geri geldiğinizi görmek beni sevindirdi. gelin görünki galiba artık yorum istemiyorsunuz, belki bunu da görmezsiniz ama ciddi bir edebî duyarlılığınız olduğunu, hayatı derinlemesine algıladığınızı sanki herseferinde yeniden örüyor, şaşırıyorum.

bazen öyle olur, insan yorulur... sesiniz körelir, her şey durur.... gene de kalkarız ayağa, yürürüz, bu işler hep böyle olur. döndüğünüze sevindim.

dgül dedi ki...

Sevgili Peri'm, ben de kücük bir ses vermeden duramadım artık, izliyorum seni daima, yazıyorsun ya ne mutlu bize; son biriktirdiklerin ve halen devam etirdigin yogun calısmalarınla iyiden iyiye yüklenip geleceksin gibi geliyor bana, sen notlar düstükce, benim de umudum tükenmiyor... Sana ve güzel ailene sevgilerimle...

Butterfly dedi ki...

Peri, sen rusça öğren ben hala ingilizce boğuşuyorum, senin sözü kendime sloğan yapmışım, başkaları geçiyorsa bu sınavdan ben de geçebilirim elbet diye...
biliyorum kendini interneti kullanma konusunda eğitmen gerektiğini yazmıştın yazın, ama keşke daha sık yazsan ben hep bakıyorum ve özledikçe eski yazılarını okuyorum.
sevgiler