Perşembe, Nisan 1

biraz daha ışık! biraz daha bahar! lütfen…


       bugünün müzikleri için fikir 13melek'ten. teşekkürler.


Okuduğum kitapları oraya buraya dağıtıyorum:


Mutfak masasında – Adorno, Minima Moralia
Sağ komodin - Carson McCullers, Düğünün Bir Üyesi
Sol komodin - Daniel J. Boorstin, Yaratıcı Ruhun Evrimi
Pencere önündeki iskemle - Nilgün Marmara, Daktiloya Çekilmemiş Şiirler


Bu sabah erkenden, güneş pırıl pırıl parlarken…

“Tanrılar parlarlardı. Hindular en başından beri onların dünyalarının aydınlığından etkilenmişlerdir. Her şeyin birbirine uyum sağlamasından, varlıkların hiyerarşisinden ya da doğanın düzeninden değil, Dünyanın Işığı’ndan ve göz kamaştırcı görkeminden etkilenmişlerdi. Dünyanın nasıl meydana geldiği ya da nasıl son bulacağı, görünen dünyanın aydınlığı yanında önemsiz kalıyordu.

(…) Ateşi ve ışığı yaratan tanrı, görmeyi de olası kılar. Kulu kutsayan, dini kabul ediş ya da manevi bir değişiklik değil, yalnızca görme fiili, yani Hindu dilinde darsan’dır. Darsan karşılıklı bir görüntü akışıdır. Adanmış kişi tanrıyı görürken tanrı da adanmışı görür ve ikisi arasında gözler aracılığı ile bağlantı kururlur. Hint tanrı resimlerinin bize çok garip gelmesinin nedeni olan patlak ya da geniş gözler Hindularla tanrıların ilişkisinde görme duygusunun taşıdığı önemi önemi belirtir.

(…) Hindu için yaratılış, dünyanın harikalarının var olması değildi. Aksine, orijinal birliğin parçalanması, çözülmesiydi. Dindar Hristiyanların amacı “sonsuz yaşam” iken, Hindu’nun amacı yeniden var olmamaktı"




Ben bunları yazarken o pırıl pırıl güneş, nerden geldiğini anlayamadığım gri bulutların arasında kayboldu gitti.



Alıntı; Daniel J. Boorstin, Yaratıcı Ruhun Evrimi, Hinduların Göz Kamaştırıcı Dünyası, S.4

3 yorum:

tavsan dedi ki...

"Hindu için yaratılış, dünyanın harikalarının var olması değildi. Aksine, orijinal birliğin parçalanması, çözülmesiydi." Bayaga tasavvuf gibi, bir de Spinoza'yi hatirlatti. Dogu ve Bati kulturu diye iki ayri sey var hakkaten ve insanlarin baska bakis acilarindan bakabilmesi aslinda ne guzel.

bennessuno dedi ki...

Bazen okuduğum gazete yazılarını keserim ve evin farklı yerlerine serperim onları, yatağıma, kanapeye, sabah dükkanını açan bir esnaf gibi küpürlerden oluşan tezgahımı düzenler, küpürlerin dünyasına gel gitlerimde göz atar dururum arada... Kitaparı da dizerim sizin gibi farklı yerlere hatta kapının eşiğine koyarım bazen bir iki üzerinden hop atlayınca bu zorunlu beden eğitimi yerini o kitabı ele almaya, kitabı elden geçirmeye, sayfalarında okumaya dönüşür, hiç değilse o kitap unutulmaz... Herkesin kitaplarla türlü türlü ilişkisi var öyle değil mi ?

endiseliperi dedi ki...

evet, tavşancım, evet! spinoza mı? heyy! yavaş kovboy:)

sevgiler.

nessuno,
ben gazete kesiklerini çok seviyorum. dekorasyonun bir parçası olarak. kaba saba, beyaz badanalı duvara, aynaların çerçevesine iliştirilmiş gazete kesikleri, ne güzeldir. ama yapamam. nedense yapamam. şimdi gazete bir tarihe ait olmayı çok vurgular ya, bir gazete her kanaldan haberiyle bütün olarak gündemi yansıtır ya, ordan bir haberi alıp kesip alınca, bir bağlantısız, ilişkisiz boşluğa atıyorum sanki o haberi, parçalanıyor her şey... abartıyorum evet. ama benim gazete kesmemem yaklaşık böyle bir şeyle ilgili.

eski işyerlerimden birinde bir kız vardı. severdim onu izlemeyi. gazeteyi okur, bir haberde heyecanlanır, makası alıp, dikkatlice o haberi keser, masasının önündeki board'a raptiyelerdi. bakardım sonra hangi haber, diye. onun dikkatini çekmiş bu haberle onun o günkü ruhu hakkında aşağı yukarı bütün bir fikir edinirdim. sevimli bulurdum onun bu eylemini, kendisini ifade ediş biçimini.

şu yalnız bir avcıdır yürek kitabını okudum ya, orda da bar-restoran sahibi biff'in hobisi gazete biriktirmek. önemli bulduğu haberleri de kesip, düzgünce dosyalıyor. allahın unuttuğu bir kasabada bir adam bunu yapıyor, düşünün, çok hoş bu. biff çok hoş bir karakter, okursanız kitabı, göreceksiniz.

kitapları dağıtıyorum ya ben nessuno, çünkü kendimle başbaşa kalamıyorum henüz sanırım ben. çorba karıştırırken bir kitap, yatağın yanında bir kitap, sola dön bir başka kitap, terasta bir başkası...

ev-vet, herkesin kitapla ilişkisi bir başka ve kitapla bir ilişki geliştirebilen... kendi ilişkisini geliştirebilenlerin de hayranıyız. nasıl olursa olsun.

sevgiler.